Filistinli yetkililerin Pazartesi günü Ürdün el Ğad gazetesine yaptıkları açıklama ve pek çok medyanın aktardığına göre Filistin yönetimi, “Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması” amacıyla BM’ye karar tasarısı sunmak üzere Ürdün hükümeti ile anlaştı. Ürdün Kralı ile Filistin Devlet Başkanı arasındaki temaslar da bunu göstermektedir. Yetkililer, Yahudi yerleşimci teröristler tarafından Ali Sad Davabşeh bebeğin yakılmasına bir tepki olarak böyle bir tasarının sunulduğunu belirttiler.

Şüphesiz bu karar tasarısı, “Yahudi işgalin sona ermesi” bahanesiyle Filistin’in sömürgeci güçler tarafından işgaline yönelik açık bir davettir. Bu davetin askeri sonucu, uluslararası bir işgaldir. Yahudi işgali yanı sıra İslam’ın ve Müslümanların düşmanı Amerika önderliğinde bir işgal demektir. İşgalci Haçlı güçleri, terörle mücadele bahanesiyle direnişçilerin peşine düşmek için ordu ve askeri mekanizmaları harekete geçirecek ve Filistin’in kurtuluşunu önlemek için her şeyi yapacaktır. Dahası Haçlı güçleri, Allah’ın vadiyle kurulacak kurtuluş ordusuna karşı savaşanların başında olacak, Kudüs ve Filistin’in kurtuluşunu binlerce Müslümanın hayatını feda etmesine endeksleyecektir. O gün Müslümanlar, sadece helak olmuş Yahudi ordusu ile değil, aksine bu askeri gücü oluşturan dünya güçleri ile savaşacaktır. Haçlı güçleri, Afganistan’da yaptığı gibi Filistin halkının peşine düşecek, yerine göre tutuklayacak, Amerika’nın Ebu Garip, Bagram ve Guantanamo’da yaptığı gibi tutuklulara insanlık dışı işkenceler yapacaktır.  

Abbas’ın bu girişimi büyük bir suçtur. Hem onun, hem yönetimin hem de FKÖ’nün suç hanesine yazılacaktır. Hem de bu, kasten ve ısrarla işlenen bir suçtur. Çünkü Abbas, bu uluslararası işgalin Truva atı rolüne bürünmektedir. Son iki yıldır bu karar tasarısının şarkısını terennüm etmektedir. 02 Şubat 2014 tarihinde New York Times gazetesine yaptığı açıklama ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’e, kurulacak Filistin devletinin toprakları üzerinde ABD’nin öncülüğünde süresiz NATO gücünün konuşlandırılmasını önerdiğini ifşa etmişti. Abbas, hiç öneri sunabilir mi? O bu tasarı için ABD yönetiminden talimat almıştır.

İşgalci Yahudiler, kökünden kazınmalı ve varlıkları ortadan kaldırılmalıdır. Hiç şüphesiz bu, samimi şeri cihat ile İslam ümmetinin ordularına yardım etmekle gerçekleşir. Yahudi varlığını kuran Avrupalı sömürgeci güçlere ve bu Yahudi varlığının güvenliğini kendi güvenliği kabul eden Amerika’ya gelince, Filistin halkına asla koruma sağlayamaz. Aksine onların Filistin topraklarına konuşlandırılması, kombine işgale yol açar, işgali asla sona erdirmez.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, tüm İslam ümmetini bu uluslararası işgale meydan okumaya çağırıyoruz. Abbas ve Ürdün kralı, uluslararası işgale teşvik etmek ve onu Filistin halkına dayatmak istiyor. Ayrıca Filistin ve halkını ordular aracılığıyla desteksiz bırakan yöneticilerin ivedilikle değiştirilmesine ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin kurumasına davet ediyoruz. Hilafet, ümmetin ordularını seferber ederek işgalci Yahudilerden intikam alacak ve varlıklarını ortadan kaldıracaktır. O gün müminler Allah’ın yardımı ile sevineceklerdir.

وَلَن تَرْضَىٰ عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَىٰ حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَالْهُدَىٰ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” ^{[Bakara 120]}