Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Müslümanları, Tagutlardan Kurtarmaya Muktedir Olacak Olan Sadece İslam Devleti'dir

Allah'a hamd olsun son zamanlarda İslam ümmetinin İslam ülkelerindeki tagutlara karşı ayaklandıklarına şahit olmaktayız. Nitekim mübarek ayaklanmalar Tunus'ta başlamıştır. Zira ümmet, işkence ve ölümle karşı karşıya kalacaklarını dikkate almaksızın despot Bin Ali'nin iktidarına son vermek amacıyla sokaklara çıkmışlardır. Sonra ayaklanmalar, Mısır, Libya, Yemen ve Bahreyn gibi İslam dünyasının diğer parçalarına uzanmıştır. Zira Müslümanlar, on yıllardır süren köleliği, zilleti ve zulmü reddetmek ve tüm bunlara son vermek için Cuma namazlarının ardından mescitlerden sokaklara çıkmışlardır. Nitekim hala Suriye'de Müslümanların eliyle Beşar Esad'a karşı olan savaş bu günümüze kadar devam etmekte olup Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'dan başkasının önünde eğilmeyi reddetmektedirler.

Tagutlardan beklendiği üzere barışçıl bir şekilde terk etmemişler, bilakis silahsız göstericilerin üzerine coplarla, mermilerle ve bombalarla saldırmışlardır. Ancak göstericiler, Allah'ın izniyle teslim olmayı reddetmişlerdir. Nitekim Suriye'nin tüm büyük şehirlerinin sokaklarında attıkları İslamî sloganların ilham ve güç kaynağının, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya olan sabit imanlarının olduğu gayet açıktır.

Bizler, Kaddafi'yi, Mübarek'i ve Bin Ali'yi devirmelerinden dolayı ümmeti tebrik ediyoruz. Ancak mücadelenin, devam etmesi kaçınılmazdır. Çünkü başlarının devrilmesine rağmen maalesef rejimler hala varlıklarını devam ettirmektedirler. Ayrıca rejimler, sözde laik devletten bir kopyası olan "sivil devletin" arkasına gizlenmek yoluyla kerim ümmeti aldatmaya çalışmaktadırlar. Nitekim bu sloganlar, kendi görüntüsünü gizlemek zorunda kalan rejimleri getirmiştir. Çünkü onlar, ümmetin tüm laik rejimleri reddettiğini fark etmişlerdir. Hatta şuan Orta Doğu'daki değişim, laikliğin doğasını değiştirmeyen rejimlere izin verir yönde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla ümmetin üzerine düşen, aldatılmayı kabul etmemesi, bilakis "sivil devletin", on yıllarca ümmete zulmeden rejimlere giydirilmiş başka bir maske olduğunu fark etmesidir.

Aynen sahabe Ribî İbn-u Âmir'in, Fars komutanı Rüstem'e, şu şekilde bir açıklamada bulunduğu gibi: "Allah, insanları kula kulluktan alemlerin Rabbine kulluğa, dinlerin zulmünden İslam'ın adaletine ve dünyanın sıkıntısından dünya ve ahiretin genişliğine çıkaralım diye bize bir peygamber göndermiştir." Dolayısıyla İslam ümmetinin, gerçek kurtuluşun beşerin hükmünden kurtulup Allah'ın hükmüne boyun eğmek olduğunu fark etmesi gerekir. Bizim üzerimize düşen ise Allahu Subhânehu'nun şeriatı tatbik edilmedikçe gerçek bir adalete ulaşılamayacağını ve izzetin ve onurun yolunun da Rabbimiz Subhânehu'ya boyun eğmekten ve itaat etmekten geçtiğini anlamamızdır.

مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا "Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır." [Fatır 10]

Bu ayaklanmaların, ümmetin bu fasit rejimleri kökünden sökünceye, İslam yönetimini yeniden getirinceye ve Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ile ondan sonraki Hulafe-i Raşidin [Radıyallahu Anhum]'u takip ederek Allah'ın dininin hiçbir uzlaşı ve gecikme olmaksızın kamil bir şekilde tatbik etmeye muktedir oluncaya kadar devam etmesi gerekmektedir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا "Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini (İslam'ı) yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korkularını güvene çevireceğini vaadetti. Zira onlar yalnız Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar." [en-Nûr 55]

Allah'tan, bu ümmeti hidayete erdirmesini ve ona yönelik aldatmaları ifşa etmesini temenni ediyoruz. Yine Subhânehu'dan, şerir nizamı devirmeleri ve Allahu Subhânehu'nun dinini ikame etmeleri için Şam beldesindeki kardeşlerimize ve bacılarımıza yardım etmesini temenni ediyoruz.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kanada


H. 9 Safer 1434
M.  Cumartesi, 22 Aralık 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER