بسم الله الرحمن الرحيم
Zulüm Zalime Bumerang Gibi Geri Döner
Ramazan ayının çıkmasının ve Ramazan Bayramı kutlamalarına girilmesinin ardından zor şartlar altında yaşayan kardeşlerimize bazı şeyleri hatırlatmak boynumuzun borcudur. Bu zorlu koşullara hayvanlar, ağaçlar hatta taşlar bile dayanamaz, bırakın insanların dayanmasını. Bu kasvetli koşullar Filistin, Suriye, Irak, Yemen ve diğer İslam bölgelerinde yaşayan kardeşlerimiz için normal olup hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Dünyayı kendi çiftliği gibi idare eden ve dilediği gibi bu çiftlikte at koşturan kapitalizmin elebaşı Amerika, İslam ümmetine karşı dayanılmaz zulümler işlemektedir. Öte yandan yöneticiler, ordu komutanları, siyasetçiler hatta İslam ülkelerindeki Müslüman âlimler, Müslümanların kutsal kanının akıtılması pahasına kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için kâfirlerle işbirliği yapmaktadırlar. Kâfirlerin kırıntılarıyla hem kendi karınlarını hem de yandaşlarının karınlarını doyurmayı umut ediyorlar.
Kenya’daki koşullara gelince, Ramazan ayı gelip geçti. Ancak hâlâ Müslümanların durumu içler acısıdır, ne kalkanları ne de haklarını savunan birileri var. Sevdiklerini kaybedenler, onların nerede olduklarını dahi bilmiyorlar, hatta nerede olduklarını öğrenmek için müracaat edecekleri merciler bile yok. İnsan hakları örgütlerinin bildirdiğine göre bu ülkenin güvenlik birimleri, yüzlerce genci tutuklayıp gizli mahzenlerde saklamaktadır, nerede oldukları dahi bilinmiyor. Amerika, Kenya dâhil üçüncü dünya ülkelerindeki “dostlarını” kullanarak küresel gündemini gerçekleştiriyor. Ajan yöneticiler de kendi koltuklarını korumak için kendi vatandaşlarını aşağılıyorlar. Ayrıca bizim üçüncü dünya ülkelerinin sözde Müslüman liderleri, politikacıları, güvenlik görevlilerini özellikle dini liderleri bu suça ortak etmek için kullanıyorlar. Bu sözde liderler, dünyanın geçici çıkarları uğruna ahiretlerini satıyorlar! Biz onlara şunu hatırlatırız ki kim haksızlığın yanında yer alırsa, bilsin ki bu dünyada misliyle karşılık görecektir. Ahirette ise Yüce Allah’ın hesabı daha çetindir.
Bunun en iyi örneği, “Pangani Altılısı”olarak bilinen ve suçsuz yere gözaltına alınan koalisyon -hükümet ve muhalefet- milletvekilleridir. Çığ gibi büyüyen İslam çağrısını önlemek amacıyla Amerika’nın buyruğuyla parlamentodan çıkarılan terörle mücadele yasaları, sekiz milletvekilini haksız yere gözaltına almak için kullanıldı. Bu milletvekilleri, küresel savaşta ABD’ye kul köle olmak için çıkarılan anti-terör yasalarının kurbanı oldular. Hâlbuki bu milletvekilleri, zalimler yanında yer alarak kendilerinin müstahkem kale içinde güvende olduklarına inanıyorlardı. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ onları ummadıkları yerden yakalayıverdi:
وَسَكَنتُمْ فِي مَسَاكِنِ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ الْأَمْثَالَ“(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu. Ve size misaller de verdik.”[İbrahim 45]
Zalimlere dost edinerek hatalı davranış işleyenlere gelince, Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا آبَاءَكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاءَ إِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ “Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.”[Tevbe 23]
Kuşkusuz çaresiz ve cahil insanlara uygulamak ve korumak için Allah’a yemin ettikleri aynı anayasa ve yasalar, bumerang gibi dönerek milletvekilleri için aşağılanma ve baskının kaynağı haline gelmiştir. Zalim Amerika ve müttefiklerinin yanında yer alarak Müslümanlara karşı kullanmak için çıkarılan gözaltı yasaları, şimdi kendilerine karşı kullanılmaktadır. Kutlu İslam dinine ve asil ümmete karşı tezgâhlanan diğer komplolar da Allah’ın izniyle ellerinde patlayacaktır. Keyfi tutuklamalar amacıyla “Aşırılar”[Müslümanlar] için inşa edilen cezaevlerine şimdi kendileri atılacaklardır. Vicdanı ve aklı olanlar, Allah’ın şu sözleri hakkında iyi düşünsünler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.”[Maide 45]
Zalimlerin avaneleri ve işbirlikçilerine diyoruz ki, kim kendisini yasa koyucu olarak addederse, sözlü ve eylemle kendisini Allah yerine koyarsa, bilsin ki zalimlerin baş destekçisi ve işbirlikçisi olur. Kim de gazeteciler, hükümet sözcüsü ve aydınlar gibi zalimlerin sesi olursa, kim de asker, valiler, bakanlar, danışmanlar gibi zalimlere hizmet ederse, kim de istihbaratçılar, casuslar, ajanlar ve muhabirler gibi zalimlerin gören gözü olursa, o da keza öyledir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!”[Hud 113]
... Bu yol dünyada sadece zülle götürür. Tıpkı Senatör Bilow Kerrow, Senatör Ali Bule ve şimdi Junet Muhammed’de olduğu gibi. Bu milletvekilleri, gözaltı ve tutuklamadan sonra yıllarca küfür sistemine hizmet eden Kaddafi, Saddam Hüseyin ve bunların aileleriyle aynı akıbete duçar kalabilirler. Ahirette ise bunlar, onlara hayat veren Allah’ın ebedi azabına maruz kalacaklardır.
Biz, onları İslam’ın adaletinin yanında durmaya, Allah’ın Kitabı ve Rasûl’ün Sünnetine fikri, ictimaî, ekonomik, politik ve ruhani özellik kazandırmak için asil ümmetle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Bu, asil İslam dininin tüm insanlığa bir ültimatomudur. İslam, insanlık ve dünyayı, Rablerine isyan edenlerin bozgunculuğundan kurtaracaktır. İbn Ömer’den rivayet edildiğine göre Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
مَنْ أَعَانَ عَلَى خُصُومَةٍ بِظُلْمٍ - أَوْ يُعِينُ عَلَى ظُلْمٍ - لَمْ يَزَلْ فِي سَخَطِ اللَّهِ حَتَّى يَنْزِعَ “Zulme yardımcı olursa, husumete destek olursa, bu işte dönünceye kadar daima Allah’ın gazabına maruz olur.”[İbn Mace]
Son olarak Amerika liderliğindeki kapitalist ideolojinin işlediği şeytanlıklara karşı durabilecek yegâne ideoloji İslam ideolojisidir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet tarafından uygulanan bu tertemiz ideoloji, sadece Müslümanları değil, aynı zamanda Gayrimüslimleri de insanlık tarihinin hiçbir zaman tanık olmadığı prangalardan insanlığı kurtaracaktır. Bütün bunlar, korkmadan, dur durak bilmeden kapitalist ideolojinin çürütülmesi için çabaların yoğunlaştırılmasını gerektirir. Hizb-ut Tahrir, hiçbir kınayıcının kınamasından ya da korkakların yaydığı korkudan korkmaksızın küresel bir şekilde kapitalist ideolojiyi açıkça reddetmektedir. Bu, adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için gerçek ve köklü değişim umut edenlerin karşılaştığı zorlu bir imtihandır.
Son sözümüz şudur, Allah Subhânehu ve Teâlâ siyam ve kıyamımızı kabul eylesin. Tüm Müslümanların bayramı kutlu olsun.
Nice mutlu yıllara!
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kenya
H. 1 Şevvâl 1437
M. Çarşamba, 06 Temmuz 2016