Çarşamba, 23 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Barış, Normalleşme, Sınırları Belirleme ve Gaspçı Yahudi Varlığı İle İlişkiler Kurma, “Allah’a, Rasûl’üne ve Müminlere İhanetin” Farklı Adlarıdır

Arap yöneticileri tüm hızıyla mübarek toprak Filistin işgalcisi ve gaspçısı Yahudi varlığı ile çeşitli isimler altında iletişim hatları kuruyorlar. Zihinleri bulandırmayı amaçlıyorlar. Sözde “Direniş” ve “Yahudilerle varoluşsal çatışma” ekseninin taraflarından biri olan Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, hem deniz hem de kara sınırlarını belirleme çerçevesinde gaspçı ve işgalci varlık ile iletişim kanalları kurulduğunu açıkladı.

Meclis Başkanının bunu açığa vurması tam bir felakettir. Berri, “ABD, Lübnan ve (İsrail) hükümetlerinin farkında... ABD ve Özel Koordinatör toplantı tutanaklarını hazırlayıp Lübnan ve (İsrail)e sunacak... Biz hakkımız olanı alacağız, daha fazlasını istemiyoruz.dedi. Dahası Berri, Yahudileri gaspçı, işgalci varlık veya Siyonist düşman olarak tanımlamaktan ziyade ilk kez (İsrail) adını zikretti. Meseleyi, gaspçı işgalci Yahudi varlığı değilmiş gibi haklar meselesine indirgedi!

Ardından Lübnan’daki İran Partisi medyası bunu “Meclis Başkanı Nebih Berri’nin kırmızı çizgileri” olarak betimlediler ve “Lübnan’ın hayırlarının, ordu, halk ve direniş denklemini koruyacağını” söylediler! İran Partisi, 2006’dan beri Güney Lübnan’daki gerçeklikten kopuktur. Yahudi varlığına karşı tüm eylemlerini durdurmuş durumda. Suriye’de haydut Beşşar Esed rejimi lehine savaşıyor. Başından duyurusuna kadar Amerika’nın yönetiminde gerçekleşen sınır anlaşmazlıkları müzakerelerinde Amerika’nın arabuluculuk rolünü görmezden geliyor. Oysa daha düne kadar Amerika en büyük şeytandır sloganı gökyüzünü inletiyordu!

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti olarak biz, şunları vurguluyoruz:

- İşgalci ve gaspçı Yahudi varlığı ile ilişkiye girmek haramdır. Bu işe ne ad verilirse verilsin hepsi de Allah’a, Rasûl’üne ve müminlere ihanettir.

- Lübnan ya da başka yerlerde olsun ümmetin kaderini Amerika liderliğindeki kâfir Batıya teslim etmek haramdır.

- Yahudi varlığının hiçbir hakkı yoktur, dahası Müslüman topraklarını gasp eden bir varlık olarak var olma hakkına sahip değildir.

- Tüm Filistin’i kurtarmak ve İslam ümmetine iade etmek farzdır. Allah’a verdikleri söze sadık olan, Batı ve bölgesel yozlaşmış rejimlerin güdümünde olmayan yiğitlerin eliyle Allah’ın bu vaadi yakında mutlaka gerçekleşecektir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin adamları bu yiğitlere önderlik edecektir.

Birçoklarının daha önceki pozisyonlarından geri adım atması, şaşırtıcı bir şey değil. Çünkü politikaları gayri İslami hükümlere dayanıyor, gerçekliğe göre hareket ediyorlar! Özellikle Yahudiler konusunda, bizim ve ümmetin samimi evlatlarının pozisyonu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözüne göre sabittir, değişken değildir.

لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ، حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ Sizler Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahudidir! Gel de onu öldür!diyecektir.[Müslim]

Gaspçı ve işgalci varlık ile barış yapanlar, normalleşenler, sınırı belirleyenler, küçüklük ya da utanç veya ayıp duymadan bu eylemlerini kamuoyuna duyuruyorlar! Kabul etsinler ya da etmesinler, dinine ve ümmetine ihanet eden herhangi bir mücrimin kaderi gibi bu küçüklük kendilerine mutlaka dokunacaktır.

سَيُصِيبُ الَّذِينَ أَجْرَمُواْ صَغَارٌ عِندَ اللّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُواْ يَمْكُرُونَ Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.[Enam 124]

Ümmet, özellikle değişim için çalışanların, bu utancı ve rezaleti inkâr etmesi farzdır. Bu farz geride bırakılamaz ve terk edilemez. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَراً فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذَلِكَ أَضْعَفُ الْإِيمَانِ Sizden her kim bir kötülük görürse, eğer gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse, diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir.[Müslim] Akıbet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaat ettiği olacaktır Allah’ın izniyle.

فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ أَنجَيْنَا الَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ السُّوءِ وَأَخَذْنَا الَّذِينَ ظَلَمُواْ بِعَذَابٍ بَئِيسٍ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.[Araf 165]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti


H. 18 Safer 1442
M.  Pazartesi, 05 Ekim 2020

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER