بسم الله الرحمن الرحيم
Moskova "Terör Eylemlerini" Önlediğini İddia Ediyor!
11 Ekim'de hükümet medyası, Moskova'nın merkezinde terörist eylemi hazırlığında olan 10 kişinin tutuklandığını söyledi. İsmi açıklanmayan bir güvenlik görevlisi tarafından yapılan açıklamada "İstanbul'daki terörist saldırıda kullanılan malzemelere benzer" malzemeler ele geçirildiği belirtildi. Tutuklananların ise Orta Asya'dan geldikleri iddia edildi. [11.10.2015 Interfax ajansı]
Ertesi gün bu olay hakkında farklı kaynaklardan farklı bilgiler, hatta çelişkili haberler gelmeye başladı. Kommersant gazetesi güvenlik güçleri içindeki ismi açıklanmayan bir kaynaktan aktardığına göre, "Moskova güvenlik güçlerinin, Orta Asya kökenli Rusya'da yasadışı Hizb-ut Tahrir'in 10 destekçisini tutukladığı." ifade edildi. Devamla, bazı sanıkların IŞİD kapsamında Suriye'de askeri operasyonlara katıldıkları kaydedildi. Interfax haber ajansına göre, terörist eylemi hazırlığında olan sanıkların Suriyeliler olduğu aktarıldı. Rus istihbarat servisi ofisinden yapılan açıklamada ise tüm bu haberler yalanlandı ve tüm tutukluların Rusya vatandaşı oldukları iddia edildi. 13 Ekim'de medya ise, Moskova'daki Lifortovsk Mahkemesinin, terörist eylem hazırlığında olan üç Çeçen vatandaşının yakalanmasına karar verdi, dedi.
Dolayısıyla Kommersant gazetesi, güvenlik güçleri içindeki bir kaynağını gerekçe göstererek tutuklananların Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları ve Orta Asya'dan geldiklerini iddia etmektedir. Hükümet kesimi ise bu haberi yalanladı... Bu da göstermektedir ki yayınlanan haberler, kafa karıştırmaktan başka bir şey değildir.
Biz, uydurulan yalanların, Hizbin imajını karalamak isteyen güvenlik güçlerinin yegâne silahı olduğunu belirtmek isteriz. Rus medyasına da şunu hatırlatmak isteriz ki, dünyada Hizb-ut Tahrir'i terörist parti olarak gören yegâne devlettir. Rus güvenlik güçleri, Hizb-ut Tahrir'in tehlike teşkil ettiğine dair insanları ikna etmek için çılgınca çalışmaktadır.
Güvenlik güçlerinin Hizb-ut Tahrir hakkındaki bu yalanı, Suriye olayları ile de örtüşmektedir. Zira Rusya, İslam'a karşı açık bir savaşa girmiştir. Çocuk kadın demeden onlarca masum Müslüman sivilleri öldürmekte ve bu barbarlık için de ulusal çıkarları korumayı gerekçe göstermektedir.
Rus politikacılar, IŞİD'e karşı bir savaş yürüttüklerini, hem IŞİD hem de Nusret Cephesi'nin mevkilerini bombaladıklarını iddia ederken utanmıyorlar. Oysa bütün dünya, Rusların, acımasız bombardımanıyla masum insanları hedef aldığını, Esed'in imdadına yetiştiğini ve temelleri Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem tarafındanatılan ama bugün İslam ümmetinin dile getirdiği Hilafeti projesini yok etmek istediğini görüyor. Rusların İslam'a ve Hilafete olan kinleri, ileri sürdükleri kendi gerekçeleri ile bile çelişmektedir. Çünkü Ruslar, Hilafeti kurulmasını önlemek için savaştıklarını defalarca açıkladılar. Örneğin Dışişleri Bakanı Lavrov, 11 Ekim 2015'de yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Putin, Suudi veliaht prense Riyad'ın Suriye'deki duruma yönelik endişelerini Rusya'nın anlayışla karşıladığını ifade etti. Ve Moskova'nın tutumunun, Suriye'de terörist bir Hilafet Devletinin kurulma olasılığını önlemeye yönelik olduğunu vurguladı." Bu açıklamalarda gösteriyor ki Rusların, savaşı bizzat IŞİD'le değil, aksine İslam'a ve onun hükümlerine karşıdır. Raşidi Hilafetin kurulmasını önlemeye yöneliktir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا "Yine de ki: Hak geldi; batıl yıkılıp gitti. Zaten batıl yıkılmaya mahkûmdur." [İsra 81]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Rusya
H. 07 Muharrem 1437
M. Salı, 20 Ekim 2015