بسم الله الرحمن الرحيم
Rus Güvenlik Birimleri, Müslümanların Hizb-ut Tahrir'in Taşıdığı Davete Olan Teveccüh Düzeyi Karşısında Şaşkın
[F.S.B] İstihabarat Birimi'nde, İçişleri Bakanlığında ve Başsavcılıkta görevli Rus güvenlik birimleri, bütün takvaları ve ihlaslarıyla Hizb-ut Tahrir'in davetini kabul eden Rusya'daki Müslümanların sayısı ve Müslümanların Hizb'in faaliyetlerine bağlılıkları karşısında şaşkınlık ve hayret içerisindeler. Böylelikle Hizb'in taraftarları gün be gün artmakta ve Hilafete davet birçok Rus şehrinde duyulur hale geldi.
Bu durum ise Rus hükümetinin İslami davetin Rus vatandaşları arasında yayılmasını durdurmak için pek çok girişimlerde bulunduğu bir zamanda meydana gelmektedir. Zira güvenlik birimleri, bizlere gönderilen ilahi şeriatın ırk, millet ve din esasına dayalı bir ayrım olmaksızın yeryüzünde tatbik edilmesi olan hakkı insanlığa taşıyan hizb üyelerini korkutmaya çalışmaktadır. Hizb üyeleri hakkında yalanlar yayan Güvenlik Birimleri, evlerini aramak, haklarında dava açmak, darp etmek ve hapsetmekle onları korkutmaktadırlar.
Güvenlik Birimleri, 22.10.2009'da bir kez daha Başkırya Cumhuriyeti'ndeki onlarca Müslümanın evini aradı ve bu iğrenç baskınları sonunda Owa ve Diortoli şehirlerinde Müslümanlardan 10 kişiyi tutukladı. Bu Müslümanlar, yasak olan dini bir harekete ve örgüte katılımı belirten Rusya anayasasının 282/2. maddesine göre suçlanmaktadırlar. Esasında bu madde, Rusya hükümetinin bakış açısına muhalif bakış açısı taşıyan her türlü hareketi denetlemek içindir.
Hizb-ut Tahrir hakkında önceden planlanan eylemlere gelince; televizyon kanalları yoluyla Rus vatandaşları hakkında onların bombalama ve kundaklama eylemlerinde bulunan teröristler olduğu iddialarını dile getirdiler ve ellerinde silahlar olan insan görüntüleri yayınladılar.
Rus vatandaşlarını maddi araçlar kullanmayan ve delillerle destekli barışçıl diyaloga itimat eden hizbin uyguladığı fikirler ve faaliyetler nedeniyle hayatlarının ve sağlıklarının tehlikede olduğuna ikna etmeye çalıştılar.
Güvenlik Birimleri içerisindeki üst düzey görevliler, yakalanan Müslümanların aleni davette bulunduklarını ve gizlenmediklerini ifade ettiler. Aslında kendi fikirlerine inanan şerefli herkes bu şekilde davranmalıdır.
Güvenlik Birimi görevlileri, yasaklı örgütler tarafından İslami değerlere davetin artık bittiğini ve yeniden başlamayacağını da duyurdular!
Bu bağlamda aşağıdaki hususları vurgularız:
1. İslam, Nasranilik ve Yahudilik gibi kehanetçi bir din değildir. Bunun aksine ister Müslüman isterse gayrimüslim olsun insanın tüm sorunlarını çözmeye muktedir ruhi ve siyasi akli bir akidedir. İslam'dan alınan çözüm, yönetim, teşrii ve toplum meseleleri de dahil hayatın her alanına değinir. İslam'dan alınan çözüm, fıtrata muvafık olup aklı ikna eder ve kalbi mutmain kılarak onu teskin eder. Bu şartları yerine getirecek olan ne başka bir çözüm ne başka bir nizam vardır, ne demokrasi ne de diktatörlük bu şartlarla örtüşür. İslam, tüm insanlık için bir rahmettir. Tüm insanlık için adaletin oluşması ve kapitalizmin gölgesinde insanları kasıp kavuran bu krizler gibi krizler çukuruna düşmemizin engellenmesi ancak onun tatbiki ile mümkündür. Allah, Müslümanları, yeryüzünde adaletin uygulanmasının bekçisi kılmış ve hayatlarında insanlara önderlik etmeleri için bu rahmeti insanlar arasında yaymayı onlara vacip kılmıştır.
2. Hizb-ut Tahrir, tam ve kesin bir şekilde insanları İslam ile kültürlendirmektedir ve bu hususta alemlerin Rabbinin farzına bağlanmaktadır. Yani dürüst bir kimse, Hizb-ut Tahrir'i İslami-siyasi bir hizb olarak tanır ki hakikat işte budur. Hizb-ut Tahrir'in "terörist bir örgüt" olduğunu teyit eden herkes, kendini ve ne yaptığını bilmeyen küstah ve yalancı bir kimsedir. Bu kimseler ya kör ve sağırdırlar ya küresel siyaset hakkında bilgileri olmayan birer cahildirler ya da işledikleri bu cürümlerden dolayı halkları karşısında sorumluluk üstlenmek istemeyen birer diktatördürler.
3. Rusya, Rus halkından yönetimi gasp eden bir gurup insanın geçici kişisel çıkarlarından kaynaklanan kanunları takip ettikleri polisiye yönetim sistemine sahip bir ülkedir. Buna göre bu vakıayı idrak eden ve onların aksi bir bakış açısı ortaya koyan herkes radikallikle suçlanmakta ve takip edilmektedir. Bugün Rusya'da bu kimselerden farklı fikirler taşıyan kimseler tehlike içerisindeler ve hizb de bundan müstesna değildir. Dolayısıyla gazeteciler ve insan hakları örgütleri gibi vatandaşlık bilincine sahip olan ve siyasi zulümden kaçmak için birçok kez ülkeyi terk eden veya bunu başaramayarak öldürülen herkes onlar nezdinde bir tehlikedir. Rusya, küresel örgütlerin özellikle de insan hakları örgütlerin verilerine göre ifade özgürlüğüne izin verilmesi noktasında despotik rejimlerle yönetilen Afrika ve Orta Asya devletleri ile yan yana son sırada yer almaktadır. Bu veriler, Rusya hükümetinin karşıt görüşlere yönelik politikasını göstermektedir.
4. Rusya'nın Müslümanlara yönelik politikasını İslam'ın yayılmaması ve Müslümanların İslam esası üzerine birleşmemesi şeklinde özetlemek mümkündür. Rusya, Müslümanların cemaai bir şekilde tamamıyla dinlerine bağlanmaya, insanlara onun güzelliğini ve adaletini göstermeye dolayısıyla Rus halkının da istikrar ve huzuru bulacak bir şekilde cemaai bir şekilde İslam'a teveccüh etmeye başlamasından korkmaktadır. Rusya, bir ideoloji olarak İslam'ın karşısında duramamakta ve onun gibi bir ideolojiye de sahip değildir. Bunun içindir ki Rusya, inançları ve Hizb-ut Tahrir'in kanaatlerini taşımaları yüzünden kendi vatandaşlarını tutuklayarak hapsetmektedir. Zira Rusya, en tehlikeli şey olarak hizbi görmekte ve yalan ile aşırı güçten başka ona karşı koyacağı bir şeye de sahip değildir.
5. Şüphesiz Rusya, Hizb-ut Tahrir'den korkmakta ve mesele sadece Müslümanların birleşmesi değildir. Zira Rusya, Müslümanlar arasında Hilafet Devleti'nin ortaya çıkması olasılığı karşısında tir tir titremekte ve kesinlikle bunu istememektedir. Nitekim bu korku, Hilafet'in kurulmasının kaçınılmaz bir durum olduğunu ifade eden herkese saldırmasında açıktır.
6. Rusya hükümeti, halkının hayrını ve iyiliğini istememektedir. Oysa bu durum vatandaşlarına yönelik hedefleri ile çelişmekte olup bunu geçici kişisel çıkarları uğrunda kullanmak için saklamaktadırlar. Bu nedenle hükümet, Rus halkını genelde İslam, özelde Hizb-ut Tahrir hakkında yalanın hakim olduğu medya organları vasıtasıyla yayılacak olan nura taşıyacak hakikati gizlemeye çalışmaktadır.
7. Rusya hükümeti, halkını korkutmak ve ona hıyanet etmek için tek dertleri din üzerinden zengin olmak olan diploma sahibi imamlar yetiştirecek medreseler inşa etmek gibi her şeyi yapmaya hazırdır. Zira onlar, dini diledikleri gibi sattıkları ticari bir eşyaya dönüştürdüler. Eyvahlar olsun ki onların yaptıkları şey Allahuteala'ya ve Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hıyanet edenlerin amelleri gibi ne kadar da kötü bir şeydir! Talat Tacaddin ve onun gibi olan bu imamlar var ya! Alenen Müslümanlar hakkında yalan konuşuyorlar ardından da Müslümanları tutuklamalarından dolayı güvenlik birimleri çetelerine kalplerinin derinliklerinden teşekkür ediyorlar. Bu alçaklar, sanki Hizb-ut Tahrir ellerinden almaya çalışıyormuşçasına makamları için korkuyorlar. Eğer onlar, makamlarının Allahuteala'nın huzurunda boyunlarına nasıl bir sorumluluk yüklediğini bilmiş olsalardı kesinlikle derhal onları terk ederlerdi. Dolayısıyla onların sözleri gırtlaklarına takılacaktır.
Rusya hükümeti şunu iyi bilmelidir ki Hizb-ut Tahrir şebabına baskı yaparak Müslümanları dinlerine sarılmaktan uzaklaştırma ümidi sırf bir hayaldir!
Hizb-ut Tahrir / Rusya, sizlere der ki:
Hilafet'in kurulması çalışmasını asla durduramayacaksınız. Ne kadar tutuklama yaparsanız yapın asla hizbi bitiremeyeceksiniz. Hapsederek başkalarını asla korkutamayacaksınız.
Bizlerden onlarca hata yüzlerce hatta hatta binlerce kişiyi tutuklayabilirsiniz. Ancak bu sizlerin aleyhine olacak ve insanlar, şerrinizi ve hakikati istemediğinizi daha çok fark edecektir.
Artık Müslümanlar değiştiler, hak kalplerine yer etti ve kurtuluş yönünde çalışmaya başladılar. Sizler ise geç kaldınız! Zira İslam Müslümanların kalplerinde güçlendi ve akıllarına yer etti ki artık asla onu söküp atamazsınız! Müslümanları tutuklayarak ve "imamlar" gibi hainleri kullanarak Hizb-ut Tahrir'in taşıdığı daveti asla durdurmazsınız. Artık gerçek yüzünüz ortaya çıktı ve halkınız karşısında üzerinizdeki şer alametleri belirginleşti. O halde maslahatları ve ihsan ile gözetilmesi hususunda ümmet, bu gibi yöneticilere güvenir mi hiç?!
Hizb içerisinde kalmamızı engellemek için bizleri hapisle tehdit ediyorsunuz. Ancak bizler, hapsi din uğrunda bir imtihan olarak görüyoruz. Dolayısıyla hapis, bizleri çalışmaktan alıkoymayacaktır. Bilakis gücümüzü artıracak, dünyanın ve ahiretin izzeti için imanda bizleri geçen kardeşlerimize yetişene kadar çalışmaya devam edeceğiz. İster yönetici ister istihbarat görevlisi isterse başkası olsun aşırı gücünüz hiçbir şahsın karşısında bizleri hak sözü söylemekten vazgeçmeye icbar edemeyecektir.
Hilafet, her Müslümanın derdidir ve Hilafet'i istemiyorum diyen muhlis bir Müslüman yoktur. Böyle söyleyen bir kimse çıkarsa o Müslümanların cemaatinden değildir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Rusya
H. 4 Zilka’de 1430
M. Cuma, 23 Ekim 2009