بسم الله الرحمن الرحيم
Hamduk ve El Halo Anlaşması, Şeri Hükümden Arınmış Bir Hayat Tesis Ediyor Peki, Sizler Ne Yapacaksınız Ey Müslümanlar?
Geçiş hükümeti Başbakanı Abdullah Hamduk ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey örgütü lideri Abdülaziz El-Halo, 04 Eylül 2020 Cuma günü Etiyopya’nın başkentinde altı maddelik bir ilkeler beyanı sözleşmesi imzaladı. Sözleşmede şunlar yer alıyor: Madde 3: “Anayasa, “dini devletten ayırma” ilkesine dayanmalı, bu ilkenin yokluğunda kendi kaderini tayin hakkına saygı duyulmalıdır.” Madde 4: “Cebeli Nube ve Mavi Nil sakinleri, çatışmanın tarafları arasında güvenlik düzenlemeleri konusunda bir anlaşmaya varılana ve “dinin devletten ayrılması” sağlanana kadar himaye dâhil şuan ki statükoyu korumalıdır.” (04.09.2020 El-Sudani gazetesi)
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz aşağıdaki gerçekleri açıklıyoruz:
Birincisi: Geçiş hükümeti, önceki hükümet, silahlı hareketlerin liderleri ve muhalefet partileri, hepsi kâfir Batı ile iltisaklıdır. Bu yüzden ajandasını uygulayan birer enstrümanlarıdır. Yangınların ve krizlerin fitilini ateşlerler, ardından Batı, bu krizlerin çözümlerini hedeflerine ulaşmanın bir aracı olarak görür. Hedeflerinin başında da ümmet ile İslam arasına girmek ve İslam’a geri dönüşünü engellemek geliyor. Bu ise Müslümanların küfür rejimlerinin, daha doğrusu küfür inancının (dini devletten ayırma) gölgesi altında yaşamalarını gerektiriyor!
İkincisi: Dini hayattan ve devletten ayırma inancı, sapkın uygarlığı için temel kıldığı kâfir Batının bir doktrinidir. Bu uygarlığın yıkılışı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin elleriyle gerçekleşecek. Bu yüzden kâfir Batı, sabah kadar yakın olan Hilafetten tırsıyor. Sabah yakın değil mi? İslam akidesi ise mükemmel bir hayat sistemidir. Hayatın öncesi ile yani yoktan var eden yaratıcı ile hayattan sonraki hesap günü arasında bir bağ kurar. Hiçbir sistem, eylem ya da söylem Hanif Şeriat hükümlerinden bağımsız değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ buyurdu:
قُلْ إِنَّ صَلَاتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ “De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.”[Enam 162] Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılmadıkça iman etmiş olmazlar.”[Nisa 65]
Üçüncüsü: Sudan devleti, sözde bağımsızlığından bu yana dini hayattan ayırma temeli üzerine kuruludur. Bütün yaşam sistemleri, mevzuat ve cezalar, parlamento çoğunluğuna göre yasalaşır. Delil gücüne dayalı şeri hükme itibar edilmez. Öyleyse neden Hamduk ve El Halo, anayasadaki metnin üzerinde ısrar ediyor? Zaten anayasa, kâfir Batının (dini devletten ayırma) akidesi üzerine kurulu değil midir? Çünkü kâfir Batı ajanıdırlar, hayatın hiçbir alanında herhangi bir şeri hükme uymak istemezler, kâfir Batının hükmü geçerli olsun isterler. Müslümanların duygu ve inançlarını görmezden gelirler. Hırsızın elini kesmek, miras hükümlerini değiştirmek, mirasta kadın erkek eşitliğini sağlamak, dini nikâh yerine medeni nikâhı yasalaştırmak gibi ceza hukukunda kalan şeri cezaları iptal etme derdindeler. Bu, geçiş hükümetinin şeri hükümlerden kurtulmak için neden mevzuata yöneldiğini açıklıyor.
Ey Müslümanlar! Geçiş hükümeti size provoke etmeye devam ediyor; duygularınızı incitiyor; sömürgeci kâfiri memnun etmek için gecesini gündüzüne katıyor. Tüm şeri hükümleri hayatınızdan çıkarana dek durmayacak. Sömürgeci kâfire fısıldamaya devam ediyor hatta yatak odalarınıza bile girecek. Tüm bunlar, efendisine CEDAW anlaşmasına bağlı olduğunuzu yani kâfir Batının uygarlığını kabul ettiğinizi rapor etmek içindir. Peki, siz ne yapıyorsunuz?
Onlar düşmandır, Kurt, koyunlara yaptığından dolayı ayıplanmaz. On yıllardır Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmedilmesine rıza gösterdiniz. Allah’a itaat için şimdi ayağa kalkın, sömürgeci kâfir uygarlığın kökünü kurutun. Uygarlığını ve ajanlarını çirkin yüzüne fırlatın. İslam uygarlığını dünyanın dört bir yanındaki insanlara taşıma inisiyatifini yeniden kazanın. Bu da ancak İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmakla gerçekleşir. Zimmetinizi temize çıkarmak, büyük bir devletin gölgesi altında onurlu bir hayat sürmek için çalışanlardan olun. Hilafetin işini Allah’a itaat etmek için koşan Rabbani liderler üstlenecektir. Allah’a yardım edecekler, Allah da düşmanlarına karşı onlara yardım edecektir.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “İşte Çalışanları bunun için çalışsın.”[Saffat 61]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
H. 17 Muharrem 1442
M. Cumartesi, 05 Eylül 2020