بسم الله الرحمن الرحيم
Güney Kardufan ve Mavi Nil Eyaletleri, Koruma Görevini Üzerinden Atan ve Savaşın Devam Etmesini Besleyen Uluslararası Örgütlere Kapılarını Açmıştır
Birleşmiş Milletler Sudan İnsani İşler Koordinatörü Mark Coates, dün, yani 25.02.2012'de Sudan hükümetinin muvafakatiyle ikinci kez Güney Kardufan Eyaletine Birleşmiş Milletler görevlisi olarak dönüşünden dolayı mutluluk duymuş, insani yardımların Güney Kardufan ve Mavi Nil'deki çatışmalardan etkilenenlere ulaşımının kolaylaştırılması için Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Arap Birliği'nin ortak bir öneri sunduklarını açıklamış ve şunu da eklemiştir: "Yakında bu öneriyi aktif bir duruma getirmeyi umuyoruz." Aynı bağlamda İnsani Yardım Komiseri Süleyman Abdurrahman şu açıklamada bulunmuştur: Mavi Nil ile ilgili insani durumlara dönük ortak bir alan araştırması için son düzenlemeler bu hafta içerisinde başlayacaktır. Ayrıca şunu da eklemiştir. Son olaylardan etkilenmiş olanların insani ihtiyaçlarını belirlemeye dönük araştırma, Birleşmiş Milletler Kuruluşları ile işbirliği içerisinde olacaktır.
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak bizler, bu olaylar karşısında aşağıdaki hususları açıklarız:
Birincisi: Şuan Güney Kardufan ve Mavi Nil eyaletlerinde patlak veren savaş, kökleri Sudan topraklarına uzanan ve sanki filizleri, tayyib halkımıza acı veren harp, savaş, yerinden edilme ve göç şeklinde şeytanın başları gibi çıkan Nifaşa Anlaşması'nın acı bir meyvesidir. Dolayısıyla Sudan'ı parçalamak amacıyla Amerika'nın projelerine hizmet eden çarpık bir otoritenin sandalyelerinde oturmak için bakan olanlar, çok ağır bir bedel ödeyeceklerdir.
İkincisi: Devletin tebaasındaki bütün insanların işlerinin gözetimi, sadece devletin sorumluluğundadır.
فَالإِمَامُ الَّذِى عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهْوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِه "İnsanlara çobanlık yapan İmam, güttüklerinden sorumludur..." [Sahih-il Buhari] Dolayısıyla her hangi bir uluslararası odağın müdahalede bulunmasına izin verilmesi caiz değildir. وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Allah müminler aleyhine kafirlere asla bir yol (otorite) vermeyecektir." [en-Nisâ 141] Dolayısıyla da işlerin gözetimi, devletin insanlara karşı bir görevi olup tebaanın dilenmesi gereken bir hibe ve bağış değildir. Oysa insanlar, otoritenin yada kuruluşların kapılarında dilenip durmaktadırlar. Bu nedenle devletin yapması gereken, Sudan'ın dört bir tarafındaki savaş mağdurlarının işlerini yürütmesi ve derhal yiyecek, giyecek, mesken, öğretim, tedavi ve güvenliği sağlamasıdır. Sıcak noktalara yakın olan bölgelerdeki bütün halkımızın yapması gereken ise her zamanki durumu gibi devlet görevlerini ihmal ettiği sürece olaylardan etkilenmiş olan kardeşlerine evlerini, okullarını ve hastanelerini açmalarıdır. Ayrıca bütün herkesin de devleti muhasebe etmesi ve onu değiştirmesi gerekmektedir.
كَلاَّ، وَاللهِ لَتَأمُرُنَّ بالمَعْرُوفِ، وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ المُنْكَرِ، وَلَتَأخُذُنَّ عَلَى يَدِ الظَّالِمِ، وَلَتَأطِرُنَّهُ عَلَى الحَقِّ أطْراً، وَلَتَقْصُرُنَّه عَلَى الحَقِّ قَصْراً، أَوْ لَيَضْرِبَنَّ اللهُ بقُلُوبِ بَعْضِكُمْ عَلَى بَعْضٍ، ثُمَّ ليَلْعَننّكُمْ كَمَا لَعَنَهُمْ "Kesinlikle hayır! Vallahi ya marufu emredip münkerden nehyedecek, zalimin zulmüne engel olacak, onu hakka yöneltecek, onun hak ile (şeriat ile) yetinmesini sağlayacaksınız yada Allah sizin kalbinizi birbirine vuracak sonra da onları lanetlediği gibi sizi de lanetleyecektir." [Ebu Davu ve Tirmizi rivayet etti]
Üçüncüsü: Uluslararası görevlilerinin geri dönüşüne ve Mavi Nil Eyaleti'ne dönük ortak alan araştırmasında Birleşmiş Milletleri ile işbirliği yapılmasına izin vermesi sayesinde hükümetin tutumunun zayıflığı ortaya çıkmıştır. İşte tüm bunlar bu iki eyaletin kapılarının, bu gibi savaşlar için sürekli tedarik hattı oluşturan sözde insani yardım örgütlerine açılması için bir giriş mesabesindedir. Zira hükümet, isyancı güçlere askeri ve lojistik malzemeler götüren Birleşmiş Milletler ve Kızıl Haç uçaklarına kaç kez el koydu ki? Bilakis iktidar partisinin siyasi sektörünün başkanı, 18.02.2012 günkü gazeteye şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "İki eyalete yabancı örgütlerin girmesini isteyen dış odaklar bulunmakta ve bunlar, bazı örgütlerin liderliğinde Sudan'a dönük düşmancıl Kulisler yapmaktadırlar. Partim, Güney Kardufan ile Mavi Nil'in başka bir Darfur olmasına asla izin vermeyecektir." Ve şöyle eklemiştir: "Bu örgütlerin girmesine izin vermemiz isyancı hareketleri ödüllendirmemiz anlamına gelmektedir." [Gazete numarası: 6672]
Dördüncüsü: Savunma Bakanı'nın, Mavi Nil Eyaleti'ndeki askeri operasyonların sona ermesinin yaklaştığını açıkladığı bir sırada alev alev yanan bu iki eyaletin kapılarının sözde insani örgütlere açılması, ordu ve nizami kuvvetler için bir tehdit unsuru ve savaşın süresinin uzatılması olarak görülmelidir. Tüm bunlardan daha kötüsü ise Sudan'ı parçalamaya çalışan Amerika'nın cürümsel projelerinin uygulanmasıdır. Zira Dışişleri Bakanı Ali Karti, 19.02.2012 Pazar günü, Amerikan elçisi Princeton Lyman ile yaptığı görüşmenin ardından şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Lyman, Amerikan idaresinin önerilerini sunmuştur ki bunlar, Obama'nın Sudan'ın borçlarını kaldırma teklifi karşılığında hükümetin, Birleşmiş Milletleri'nin Güney Kardufan ile Mavi Nil'e dönük yardım operasyonunu onaylamasını, gelecek Ağustos ayında Ebiyi'deki referandumun yapılmasını, Özellikle Güney Kardufan ve Mavi Nil Eyaletleri olmak üzere Kuzey'in siyasi geleceğinin bilinmesini şart koşmaktadır."
يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلا غُرُورًا " (Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir." [en-Nisa 120]
Beşincisi: Birleşmiş Milletler ile sözde insani yardım örgütleri, Afrika Birliği ile kurumları ve Arap Birliği, işte tüm bunlar kesinlikte tarafsız değildirdirler. Bilakis bunlar, büyük devletlerin elindeki uysal araçlar olup bunları, ümmetlere ve halklara karşı olan cürümlerini yerine getirmek amacıyla ülkelerdeki varlıklarını meşrulaştırmak için kullanmaktadırlar. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler ve onun Haçlı Güvenlik Konseyi de uluslararası politikadaki beş büyük devletin araçları olup bunların tarihleri, Filistin'den başlayıp Afganistan, Irak, Somali ve Güney Sudan'ın ayrılmasına kadar Müslümanlara karşı işledikleri komplolar ve cürümlerle doludur. Ayrıca Afrika Birliği de bu komplolara tanıklık etmektedir ki Sudan Ordusu Resmi Sözcüsü şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Gıda ve yakıt nakli için çalışan Uluslararası Ortak Afrika Güçlerine bağlı sekiz araç, bölgedeki Adalet ve Eşitlik Hareketi tarafından ele geçirilmiş olup ancak güçler, bu araçların kaybolması hakkında bilgi vermemiş ve bunların çalındığını yalanlamıştır. Ordu da buna, ortak güçler ile Adalet ve Eşitlik Hareketi arasındaki bir işbirliği olarak itibar etmiştir." [El-Cezira internet sitesi / 02.02.2012] Dahası Afrika Birliği, Amerika'nın çıkarlarına hizmet etmekte olup mevcut Afrika devletlerinin sınırlarının korunmasını sağlayan anlaşmasına kadar hıyanette bulunmuştur. Arap Birliğine gelince; Sudan'ın birliği üzerindeki komplocuların en barizi olması ve Sudan'ı bölen ve parçalayan analaşmaya yalancı şahitlik etmesi bir utanç ve rezillik olarak ona yeter. Tüm bunlardan sonra akıllı biri, bu kurumların bizim hayrımızı istediğini söyleyebilir mi?
مَّا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍ مِّن رَّبِّكُمْ "Ne Ehl-i Kitaptan kafirler ne de müşrikler Rabbinizden size bir hayrın inmesini istemezler." [el-Bakara 105]
Ey Sudan Halkı!
Amerika, hayatınızın ayrıntıları üzerindeki hakimiyetini pekiştirmektedir. Zira bunu, hükümetin hıyaneti ve siyasi ortam aracılığı ile yapmaktadır. Nitekim susmanız nedeniyle Güney Sudan'ı ayırmış, bunun ardından orada çalışmış ve bölgesel unsurlar temelinde genişletilmiş özerk yönetim (özerklik) yoluyla Darfur'un ayrılmasının zeminini hazırlayan Doha Anlaşması yoluyla Darfur dosyasına yapışmıştır. Dolayısıyla Güney Kardufan ve Mavi Nil Eyaletleri'ndeki savaşın devam etmesi amacıyla tedarik hatlarının açılması için şu an sizlere baskı uygulayan ve iddia ettiği üzere Kuzey ve Güney Sudan arasında askıda kalmış sorunları çözmek için arabuluculuk yapmaya çalışan da bizzat Amerika'dır. O halde geriye düşman Amerika'ya teslim etmediğimiz hangi meselemiz kaldı ki?!
هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ "Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları katletsin (kahretsin)! Nasıl da döndürülüyorlar." [el-Munâfikûn 4]
Ey Müslümanlar!
Bu Sudan'da meydana gelenler, dünyada ve ahirette bir bir utançtır. O halde aklınızı başınıza alın, Rabbinize dönün, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya kulluk makamına yükselin ve bu politikacıları, İslam akidesinin esasına göre muhasebe edin. Zira onların, kanlarınıza ve diğer mukaddesatlarınıza olan yaklaşımı Batılı kafir efendileri içindir. Zira Resul (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), şöyle buyurmuştur: « سَتَكُونُ أُمَرَاءُ فَتَعْرِفُونَ وَتُنْكِرُونَ فَمَنْ عَرَفَ بَرِئَ وَمَنْ أَنْكَرَ سَلِمَ وَلَكِنْ مَنْ رَضِيَ وَتَابَعَ » "Öyle yöneticileriniz olacak ki onları bileceksiniz ve terk edeceksiniz. Her kim tanırsa berî olur, her kim reddederse selameti bulur, velakin her kim de rıza gösterip tâbi olursa..." Bu yöneticileri ve politikacıları muhasebe etmekle birlikte Nifaşa ağacını kökünden kesmeye ve hayatınızı yeniden Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet'in gölgesinde İslam esasına göre düzenlemeye dönük değişim için ciddi olarak çalışmaya devam ediniz. İşte çalışanlar, bunun için çalışsınlar.
وَقُلِ اعْمَلُواْ فَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ وَسَتُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ "De ki: (Yapacağınızı) yapın! Muhakkak ki yaptıklarınızı Allah da resulü de müminler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." [et-Tevbe 105]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
H. 5 Rabi’-ul Âhir 1433
M. Salı, 28 Şubat 2012