Çarşamba, 16 Safer 1446 | 2024/08/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ekmek ve Akaryakıt Krizlerinin Tekrarlanması ve Devam Etmesi Hükümetin Sorunların Çözümündeki Başarısızlığını Teyit Etmektedir

Bugünlerde tüm ülke, adım adım her köşesi ekmek, benzin, gaz ve motorin gibi akaryakıt krizine tanık olmaktadır. Fırınlar ve akaryakıt istasyonları önünde vatandaşların homurdanmaları ile birlikte uzun araba kuyrukları oluşmuştur. Bu krizler, zaman zaman periyodik aralıklar ile sürekli yineleniyor. Şüphesiz petrol ürünleri ve buğdayda tekrarlanan bu krizler, başlıca iki nedenden kaynaklanmaktadır:

Birincisi: Hükümet, ülkenin birliğini korumada başarısız kaldı. Ülke, Güney ayrılınca Güneyin petrol gelirlerini kaybetti. Bu da devlet bütçesinin açık vermesine neden oldu. Dolayısıyla aşırı fiyat artışlarına yol açtı.

İkincisi: Hükümet, ülkenin kaynaklarının ve zenginliklerinin insanların işlerinin güdülmesi için kullanılmasında yetersiz kaldı. Çünkü insanlara uygulanan yönetim sistemi, işlerin güdülmesi fikrine dayalı değildir. Aksine fakirlerden bile nasıl vergi alırım mantığına dayalıdır. Ülkenin servetinin ve mukadderatının yabancı şirketlere, devasa kapitalist kurumlara yatırım, özelleştirme ve kâfir Batı hadaratının diğer fikirleri adı altında peşkeş çekilmesi düşüncesine dayalıdır. Sudan halkının un sıkıntısı çekmesi nasıl mantıklı olabilir? Çünkü ülkemiz, milyonlarca verimli tarım arazisine ve onlarca dev tarımsal projelere sahiptir. Örneğin dünyanın en büyük sulama projesi olan, Mavi ve Beyaz Nil arasında 2,4 milyon dönüm bereketli topraklara yayılan el-Cezire projesi bunlardan sadece biridir. Tek başına bu proje dahi ülkenin halkına yeter de artar bile. Hatta fazla buğdayı ihracat bile edilebilir. Siyasetin pervasızlığı ve politikacıların yolsuzluğu olmamış olsaydı, parçalanmadan önce günlük üretimi yaklaşık 500 bin varile ulaşan petrol ürünlerinde hiç kıtlık oluşabilir miydi?

Ey Sudan halkı! İslam temelinde hükümeti muhasebe etmek ve Raşidi Hilafet Devleti tarafından uygulanan İslami sistemi oluşturmak için çalışmak farzdır. Allah'ın izniyle Hilafet, tekrar ülkenin birliğini sağlama, hatta Müslüman ülkelerin geri kalanı ile bütünleştirme, ümmetin potansiyelini dinamitleme kilidine ve servetini doğru kullanım gücüne sahiptir. Düşmanın ipoteği altına verilen ümmetin besin ve gıdasının ipini kesebilir. Bunu aşağıdaki hükümleri uygulayarak yapar:

  • İslam, devlete tebaanın işlerinin güdülmesini, gıda ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılanmasını farz kıldı. Tebaaya sıkıntı verilmesini ve onların aldatılmasını haram kıldı. مَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَشَقَّ عَلَيْهِمْ فَاشْقُقْ عَلَيْهِ "Kim ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara sıkıntı verirse, sen de ona sıkıntı ver." [Müslim]
  • Güney Sudan toprakları İslami topraklardır. Derhal devlet oraları otoritesi altına geri almalıdır. Yöneticilerin ihaneti itibara alınmaz.
  • Petrol ve türevleri kamu mülkiyetidir ve kamu mülkiyeti hükümleri geçerlidir. Bu yüzden ya ayni ya da faydası devletin tebaasına dağıtılmalıdır.
  • Çeşitli tarımsal projelerde üretim ilişkileri yeniden gözden geçirilmelidir. Arazi, işleyene mülk olarak verilmelidir. Çiftçilere su temin edilmeli ve Müslümanların Beytülmalinden onlara fon sağlanmalıdır.
  • Üretim girdileri için devletin ve kurumlarının tekeli ortadan kaldırılmalıdır. Vergi, gümrük ve diğer tüm kısıtlamalar ilga edilmelidir.
  • Kâfir Batının kurumları tarafından dayatılan özelleştirme programları, tarım topraklarını dev kapitalist şirketlerin ve bazı kâfir devletlerin mülkiyetine vermek gibi programlar durdurulup çöpe atılmalıdır. Çünkü bunlar, toprakların üretimini sıradan insanların yaşamlarına yansıtmıyor. Bunlar, İslam'ın hükümlerinden sadece bir kaçıdır. Allah'ın izniyle bunlar, Hilafet Devleti altında uygulandığında, insanların işlerini iyileştirme gücüne sahiptir. İslami ümmet, İslam'ın hükümleri ve sistemlerine göre yaşamanın özlemini çekiyor. Bir an önce Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin geri dönüşü ile Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesine nail olmak istiyor.

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ "Şüphesiz bu, büyük bir başarıdır. Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!" [Saffat 60-61]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti


H. 23 Rabi-ul Evve 1435
M.  Cuma, 24 Ocak 2014

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER