بسم الله الرحمن الرحيم
Hilafet, Devrimlerden Önce de Sonra da Farzdır
Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizlere Hilafeti kurmayı farz kıldı. Hilafet, şeri hükümleri uygulamak ve âleme İslam davasını taşımak için dünyadaki bütün Müslümanların genel başkanlığıdır. Şeriat, en fazla üç gün Halifesiz yaşamayı caiz gördü. Ancak biz, neredeyse 100 yıldır laiklik altında Fransız ve İngiliz kanunlarından fışkıran, insan aklından türeyen insan yapımı yasalarla yönetiliyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümleri gerçek hayatta uygulama sahasından tamamen dışlanmıştır.
Ey Müslümanlar! Bir Halefinin ikamesi dünyadaki tüm Müslümanlara farzdır. Bunda muhayyerlik yoktur. Gevşeklik gösterilemez. Bu konuda ihmalkârlık göstermek, büyük günahlardan bir günahtır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın en şiddetli azabına maruz kalır. Tıpkı namaz, zekât ve farzlarda ihmalkârlık göstermek gibi. Hilafet, farzdır, bu farz Şam devrimi veya diğer İslam ülkelerindeki devrimlere bağlı değildir. Aksine devrimlerden önce de sonra da Hilafet farzdır. Farzların en büyüğüdür, daha doğrusu farzların tacıdır.
Hilafetin kurulmasının farziyetine ilişkin deliller, Kuran, Sünnet ve İcma’us Sahabe’de ziyadesiyle mevcuttur.
Kitaba gelince, Allah Subhânehu ve Teâlâ Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hitaben şöyle buyurdu:
فَاحْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ“Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.” [Maide 48]
وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.”[Maide 49]
Sünnete gelince, Müslim Nafi’den rivayet ettiğine göre: İbn Ömer bana şöyle dedi: Ben, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle buyururken işittim:
مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ، لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا حُجَّةَ لَهُ، وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ، مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً“Kim itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halifeye biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölür”Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem her Müslümana boynunda biat halkasının olmasını farz kıldı. Boynunda biat halkası olmadan ölen kimseler hakkında cahiliye ölümü üzerine öleceklerini buyurdu. Hilafetin varlığı, her Müslümanın boynunda biat halkasının olduğunu gösterir. Biat halkası yoksa Halife de yok demektir. Yine Müslim, el-Araç’tan, Ebu Hurayra’dan Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ، وَيُتَّقَى بِهِ“İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”
İcma’us Sahabeye gelince, Sahabe Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatından hemen sonra bir Halifenin ikamesinin lüzumu konusunda icma etti. Sahabe, Ebu Bekir, sonra Ömer, sonra da Osman’ın Halifeliği üzerinde icma etti. Vefatından sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in defnini ertelemeleri ve ölümünün hemen ardından cenazeyi defnetmek farz olduğu halde Halefinin atama işleriyle uğraşmaları Halifenin ikamesi üzerinde Sahabenin icma ettiğinin göstergesidir. Halifenin ikamesi büyük bir farzdır, bu yüzden sahabe, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in cenazesini iki gün bekletti. Halifenin ikamesi farzıyla uğraştı.
Hayatları boyunca sahabe, Halife naspetmenin farz olduğu üzerinde icma etti. Kimin Halife olacağı konusunda ihtilaf etseler de, ne Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatı anında ne de Raşidi Halifelerden birinin vefatı sırasında bir Halifenin ikamesi konusunda kesinlikle ihtilaf etmemişlerdir. Hatta Ömer hançerlendiğinde, Osman, Ali, Talha, Zübeyir, Abdurrahman ibn Avf, Sad b. Ebi Vakkas gibi altı büyük sahabeyi aday göstermiş, üç gün içerisinde Halifenin seçimi konusunda anlaşamazlarsa, öldürülmelerini emretmiştir. Aykırı davrananı öldürmek için de Ebu Talha El Ensari liderliğinde elli Müslüman erkeği görevlendirmiştir.
Ey Şam diyarındaki Müslümanlar! Hilafetin yıkılışından bu yana berbat bir halde yaşıyoruz. Kimi zaman sömürgeci kâfirin doğrudan işgaline, kimi zaman da ajan yöneticilerin şiddetli işkencesine maruz kaldık. Bunlar, Müslümanlara sömürgeci efendilerinden bile şiddetli davrandılar. Sonra grup liderlerinin seleflerinin izinden gittiklerine tanık olduk... Gerçek şu ki eğer bir devletimiz olmuş olsaydı, yüzyıl boyunca özelde Müslümanlar genelde insanların hayatında vahşi kapitalizm kesinlikle uygulanamazdı.
Ey Şam diyarındaki Müslümanlar! Devrimin zaferi, Şam zorbası ve kindar laik rejimden kurtuluş, kesinlikle Allah’a dönüşümüze, yalnızca O’ndan yardım ve destek istememize, farzları yapmamıza, haramlardan kaçınmamıza bağlıdır. Dünya hayatı çok kısadır. Kimisi Allah ile beraber kimisi de O’na karşıdır. Kimisi Allah’a karşı kimisi de O’nunla beraberdir. Hizb-ut Tahrir olarak biz, ümmetin sadık evlatlarına nasihat etmeyi sürdüreceğiz. Hakkı söyleyeceğiz, Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacağız. Bu nedenle her zaman aleyhimizde kampanyalar yürütülmekte, şüphe dalgası yaratılmakta ve iftira atılmaktadır. Son İdlib gösterisinden sonra laikler bize saldırıda bulundular. Ama bu saldırı, Allah’ın lütfu sayesinde sadece gücümüze güç katacak, hakka olan sadakat ve bağlılığımızı artıracaktır. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizi zafer ve hâkimiyet vaadiyle müjdeledi. Hadi gelin ey Şam halkı aranızda bir anlaşma yapın. Anlaşma belgesinde Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için birbirinize söz verin. Sadece Allah’a ibadet etmek, hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak, Şeriatını ikame etmek, hiç kimseden korkmamak üzere Rabbinizle de bir anlaşma yapın. Mülk sahibi Allah’tır, dilediğine o mülkü verir, dilediğinden de onu söküp alır...
عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ“Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yer yüzüne hâkim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar.” [Araf 129]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 24 Ramazan 1439
M. Cumartesi, 09 Haziran 2018