بسم الله الرحمن الرحيم
Ey Şam-ul İslam'daki Müslümanlar: Mübarek Ayaklanmanızdan İki Yıl Sonra: Uluslararası Komplolar Hala Devam Etmekte Olup Bizim İçin Raşidî Hilafet'in Kurulmasından Başka Bir Kurtuluş Olmadığı Gibi Allahu Teâlâ'ya İhlasla Bağlanmaktan Başka Bir Yol da
Suriye ayaklanmasına yönelik devam eden uluslararası komploların üzerinden trajik iki yılın geçmesinin ardından Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'nin 13.03.2013'de, Rusya, İran ve katil Beşar'dan her birinin resmî tutumunu destekler pozisyonda bir açıklamada bulunması, Amerika'nın gerek ayaklanmaya yönelik devam eden komplosunu gerekse katil Beşar Esed ve facir rejimi ile devam eden gizli anlaşmasını ifşa etmektedir. Zira bu açıklamada şöyle demiştir: "Esad ile muhalefetin, Cenevre'de konulan çalışma çerçevesine binaen geçici bir hükümet oluşturmak için diyalog masasına geldiğini görmek istiyoruz." Ve şöyle demiştir: "Aynı şekilde Suriye Muhalefeti'nin, işbirliği için masaya gelmesi kaçınılmazdır ve bizler de bunun için çalışıyoruz ve çalışmaya da devem edeceğiz." Ayrıca Fransa ve İngiltere, Suriye Muhalefeti savaşçılarının silahlandırılması hususunda kararlı olduklarını açıklamıştır. Zira Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, 15.03.2013'de şöyle demiştir: "Devlet Başkanı Beşar Esed'i devirmeye yönelik çalışmalara yardım etmek için savaşmak amacıyla gönderilen her türlü silahın doğru ellere ulaşacağına dair Suriye Muhalefeti'nden güvence alınmalıdır." Ancak Avrupa Birliği, bu silahların Suriye Muhalefeti'nin ortalarındaki İslamcı militanların eline geçeceğinden korktuğu için 10.03'deki bu isteği reddetmiştir. Avrupa'nın İslam karşıtlığını ifşa eden bu tutumu, onların müdahalelerini ve İslam düşmanlıklarını ifşa ettiği gibi Batı'nın, ayaklanmacıların sahip oldukları İslamî eğilimin varlığından dolayı endişeli olduğunu itiraf ettiğini ifşa etmektedir. Bu yüzden Batı, ona komplo kurmak için çalışmaktadır. Batı ajanı Arap ve İslam ülkelerinin yöneticilerine gelince; onların tutumları, Batı'yı takip eden Batılı ülkelerin tutumlarıyla bağlantılıdır. Dolayısıyla deneyimsiz Laik Suriye Dış Muhalefeti'nin, Batı'nın siyasal oyunlarının yanında yer alması, çözümlerini Şeytan Batı'dan dilenmek, müdahalede bulunsun diye ona yalvarmak ve geride kalması durumunda ona yardım etmek içindir. Bu muhalefet, Batı'nın ayaklanmaya yönelik komplosunun üzerinden iki yıl geçmesine ve bu komplolar kendileri için ifşa olmasına rağmen hala iflasları, hıyanetleri ve İslam'dan uzak oldukları ifşa olan yalancı Batı'dan çözümler istemeye devam etmektedir. Dolayısıyla bu muhalefet, ayaklanmanın küfürle hükmeden ve İslam'ın hükümleri ile terörizmle mücadele sloganları altında Allah'ın indirdikleriyle hükmedecek olan yönetimi ikame etmek için çalışan Müslümanlara savaş açan sivil devletin olduğu meyvesini hasat etmek için kendisinin sözcüsü olsun diye ona bir rol veren Batı'ya çalışmaktadır. El-Ahdar el-İbrahimî'ye gelince; tevbe etmeyen yaşlı bir Amerikan ajanıdır. Zira o, Amerika'nın istediği şekilde geçiş hükümeti ve Afganistan'da Amerika'nın çıkarı için Karzai'nin yanında savaşan uluslararası [ISAF] güçleri gibi etkin uluslararası bir güç oluşturmak amacıyla Amerika'ya hizmet etmek için sahne arkasında çalışmaktadır.
Ey Şam-Suriye'de Sabreden Mümin Müslümanlar!
Ayaklanmaya yönelik uluslararası komplonun size karşı ve katilin çıkarı için olduğuna dair bizim hiç birimizde bir şüphe yoktur. Dolayısıyla bu, gerek uluslararası toplumun ahlaksızlığının ve cürümünün boyutunu gerekse katil Beşar'ın uluslararası toplumun türetmelerinden biri olduğu, dahası bu komplonun varlığını koparan herkesi ifşa etmektedir. O halde şayet buna son vermezseniz sakın Allah katında sorumlu olmadığınızı sanmayın. Zira katil Beşar ile mücrim güvenlik birimlerinin karşısında duran, çocuklarını kaybeden ve en değerli varlıklarını feda eden sizlersiniz. O halde her kim olursa olsun hiçbir kimsenin, dininiz ve fedakarlıklarınız pahasına ayaklanmanızı ve ayaklanmanızın meyvesini çalmasına izin vermeyiniz. Ayrıca sizler, "Liderimiz Sonsuza Dek, Efendimiz Muhammed'dir" şeklinde ilanda bulunmadınız mı? Dolayısıyla efendimiz Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in yolu bellidir. Dolayısıyla da Allahu [Subhânehu ve Teâlâ], ona itaat etmemizi ve başkasına itaat etmememizi bizlere farz kılmıştır. Zira Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ "De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben ve bana tabi olanlar, basiret üzere Allah'a davet ederiz. Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden de değilim." [Yûsuf 108]
Yine "Ey Allah'ım, Sen'den Başkasına İhtiyacımız Yoktur Ey Allah'ım" şeklinde ilanda bulunmadınız mı? O halde dininize ve nefsinize sadık olun ve Allah'tan başkasından yardım istemeyin. Zira Allahu [Subhânehu ve Teâlâ], Kendisine şirk koşan ortaklardan daha zengindir. Nitekim Azze ve Celle, şöyle buyurmaktadır:
فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَآءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدَا "Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın." [Kehf 110]
Dolayısıyla bu geçen iki yılın ardından şu an Rabbinizin razı olacağı şekilde ilan edeceğiniz tutumun en güçlüsü, hep birlikte kalben, sözlü ve fiili olarak sadece Allah ile birlikte olduğunuzu ve sizden olan bir adamın kalbi üzerinde olduğunuzu ilan etmeniz olduğu gibi kafir Batı ile onun ajanları olan İslam ülkelerinin yöneticilerinden yardım almayı haram kılan dininizle birlikte olduğunuzu ilan etmeniz ve Dış Muhalefetin Batı ile olan ilişkisini kesmeye mecbur bırakmanızdır. Zira Dış Muhalefet, sizleri temsil etmemektedir. O halde sizleri temsil eden muhalefetin, sizin cinsinizden olması için çalışınız ki bu da; İslamî çözüme bağlı kalmasıdır. İslamî çözüm ise Allah'ın sadece Kendisine ibadet eden ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmayan kimseye vaat ettiği Raşidî Hilafet'i kurmaktır. Bu da Allahu Teâlâ'nın, şu kavlinde geçmektedir:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ "Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini (İslam'ı) yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korkularını güvene çevireceğini vaadetti. Zira onlar yalnız Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkar ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir." [en-Nûr 55]
Allahu Teâlâ'ya karşı ihlaslı olmak işte budur. Evet, kendisi için hesap vereceğiniz şerî kutsallarınız size ait olsun ve yolun doğrusu da Allah'a aittir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 4 Cumâde’l Ûlâ 1434
M. Cumartesi, 16 Mart 2013