بسم الله الرحمن الرحيم
Savaş, Kâfir Batının Bir Projesidir, Sakın Ardından Gitmeyin, Nübüvvet Metodu Üzere Raşidi Hilafet Projesi Üzerinde Birleşerek Ona Karşı Koyun
Son zamanlarda devrimin gidişatını açıkça etkileyen olaylar oldu. Kurtarılmış Kuzey Suriye’de savaşan gruplar, [kısmen de olsa] güçlerini birleştirdiler. Ardından İdlib, Cisru’s Suğur ve Eriha gibi mücrim sistemin kalelerini, Vadi Dayf, Karmid ve Mestuma askeri üslerin kontrolünü ele geçirdiler. Sonra grupların moral ve motivasyonu bir hayli yükseldi. Rejimin sallantıda olduğu ve kırılganlığı ortaya çıktı. Dikkatler tam da Şam’a yönelmişti...
Silahlı gruplar tarafından özellikle de Halep şehrinin tamamını kurtarmak için yeni bir mücadele aşamasının hazırlıkları yapılırken ve halk arasında Esed çetelerinin ve Abadi’nin Palmira ve Ramadi’yi El-Bağdadi’nin örgütüne hediye ettikleri konuşuluyorken, bir anda El-Bağdadi’nin örgütü, Kuzey Halep kırsalındaki köylere saldırarak herkesi şaşırttı. Akabinde askeri grupların çoğu, farklı cephelerde rejim ile şiddetlenen çatışmayı durdurarak, IŞİD’in saldırısını geri püskürtmek ve ilerleyişini durdurmak için birliklerini kuzeye yönlendirdiler. Askeri operasyonlara devam etmek yerine IŞİD ile mücadeleye koyuldular. Oysa bu askeri operasyonlara devam etselerdi, rejimin kontrolü altındaki bölgelerin çoğunu rejimden kurtarabilirlerdi.
Bu tehlikeli olayın siyasi göstergeleri işte tam da burada kendini gösteriyor... Farklı silahlı gruplar, düşman rejime ağır kayıplar vermeyi sürdürmeleri gerekirken, hedeflerinden saparak IŞİD ile uğraşmaya başladılar. Bir kez daha iç sürtüşmeye sürüklendiler. Böylece yara, yeniden kanadı ve Şam topraklarındaki İslami kanama devam etti. Müslümanlar, birbirlerinin kanını akıtırken, mücrim rejimin, rahat bir nefes almasını sağladılar. Rejimin darmadağın olmuş kuvvetlerini birleştirdiler. Çöken savunmasını güçlendirdiler. Kartların yeniden karılmasına, daha fazla askeri yardım ve mezhepsel paralı askerler devşirmesine olanak verdiler. Ki rejim, kontra atak başlatsın ve çatışma bölgeleri için yeni sınırlar çizsin. Rejimi devirmeyi düşünenler karşısına yeni engeller koysun!
Batı, taraflı ve önyargılı medya aracılığıyla, Suriyeli Müslümanlar arasında iç savaşın devamından yana olan laik siyasi gruplar sayesinde silahlı grupların ve bilumum halkın dikkatini rejimi devirmek yerine bu olaya çekerek olayı istismar etti. Onları hedeflerinden saptırdı. IŞİD tehlikesi abartıldı. Bu örgütün muhaliflere karşı işlediği cürümler istismar edildi. IŞİD tehlikesi karşısında rejimin tehlikesi küçümsendi. Ardından devrimcilerin öncelikli sorunu, bir anda IŞİD ile mücadele etmek haline geliverdi. Bu da devrimcilerin, çeşitli gruplardan oluşan binlerce savaşçının kuzey kırsalına konuşlandırmalarına neden oldu. Çatışmada tarafsız kalan birkaç grubun da IŞİD karşısında savaş pozisyonu almasına yol açtı. Böylece bu gruplar da tarafsızlığı terk ettiler. Fitnede boğulmak, ellerini Müslümanların kanına bulamak üzere serabın peşine ve Amerika’nın şeytani planının tuzağına düştüler. Çatışmanın seyrini değiştirdiler. Çatışmanın seyri, zalim Beşşar ve onun mücrim rejimine karşı verilen mücadele olmaktan çıktı. Dolayısıyla Amerika’nın bakış açısına göre [terörizme] yani İslam ve İslam projesine karşı verilen mücadele haline dönüştü.
Ey Müslümanlar!
Biz, size sürekli Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlattık ve hatırlatmaya da devam edeceğiz:
سِباب المسلمِ فسوقٌ وقتالُه كفرٌ “Müslümana sövmek fasıklık, öldürmek ise küfürdür.” Bu söz, savaş ve öldürmenin günahının ne kadar büyük olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca Allah Subhânehu ve Teâlâ’nınşu sözlerini de hatırlatıyoruz:
ولا تنازعوا فتفشلوا وتذهب ريحكم “Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider.” [Enfal 46]
واعتصموا بحبل الله جميعاً ولا تفرّقوا “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” [Ali İmran 103] El-Bağdadi’nin örgütü, yaptığının ne kadar tehlikeli olduğunun farkında olmalı ve Müslümanları rejim ile mücadeleye odaklanmaktan alıkoymamalıdır. Yanı sıra geri kalan grupları da, rejimi devirmek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde Allah’ın Şeriatını hâkim kılmak için hep birlikte çalışmaya davet ediyoruz... Herkes, Müslümanları birbirine kırdırmak ve onları Rablerini razı eden hedeflerden saptırmak isteyen düşmanın tuzağının bilincinde olmalıdır. Gelin bizi bir araya getiren ve bütünleştiren şey, akidemizden fışkıran Nübüvvet metodu üzere Hilafet proje olsun. O, bir grup, bir parti ya da bir örgütün projesi değildir. Aksine o, Rabbimizi razı eden, düşmanlarımızın tuzağını başlarına geçiren, izzetimizi gerçekleştiren, işlerimizi İslam’ın hükümlerine göre güden, İslam Devletini yeryüzünün mescidi ve realitesi yapan Nübüvvet metodu üzere Hilafet projesidir. Kuşkusuz Hilafetin himayesi ve adaleti altında insanlar güvende olacaklardır. Hilafetten kaçmak yerine huzur ve adalet aramak için Hilafete sığınacaklardır.
Biz, Allah’a itaat ederek silaha sarılan herkese şöyle sesleniyoruz: Bizim hâlâ mücahitlerin yeniden hesaplarını gözden geçireceklerine, düşmanlarını dikkatle belirleyeceklerine, şeri önceliklerini özenle seçeceklerine, pusulanın yönünü yeniden değiştireceklerine dair büyük umudumuz var. Gelin hep birlikte Allah ve Rasûlü sevgisi üzerinde birleşelim. Müslümanların, Suriye ve tüm İslam topraklarındaki bütün insanların çıkarını gerçekleştirmek için bir araya gelelim. Hizb-ut Tahrir içinde Raşidi Hilafet Devletine davet eden kardeşler ile birlikte çalışalım. Onların Kur’an ve Sünnetten çıkan siyasi projelerini benimseyelim. Böylelikle ümmetin izzeti ve asırlık ihtişamı yeniden dirilsin.
ويومئذٍ يفرح المؤمنون بنصر الله ينصر من يشاء وهو العزيز الرحيم “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 6-7]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 21 Şa’bân 1436
M. Pazartesi, 08 Haziran 2015