بسم الله الرحمن الرحيم
Sömürgeci Kâfir Tunus'ta Müslümanların Servetini Yağmalarken Yöneticiler ve Kanun Yapıcılar, Bu Suçu Meşru Kılacak Bir Anayasa Yapıyorlar, Onları Durdurun, Karşılarında Durun, Servetlerinizin Talan Edilmesine, Devriminizin Çalınmasına Müsaade Etmeyin
Tunus halkı, zor yaşam koşulları, vergi artışı, yüksek fiyatlar ve kötü şartlar içinde can çekişirken, devrim ve sözde meşru yöneticiler, hâlâ ülkenin refah ve servetini İngiliz ve Fransız şirketlerine peşkeş çekiyorlar, altın tepside sunuyorlar. Örneğin İngiliz British Gaz şirketi, 1992 yılından beri ülkenin gazını yağmalamaktan 589 milyar dolar kar elde etmiştir. Yaklaşık bu, Tunus'un 20 yıllık bütçesinden daha fazladır. Şüphesiz bu, bir skandal ve musibettir. Bunlar ne yönetici ne de devlet adamıdır. Biz, Burgiba ve Bin Ali'den günümüze kadar yönetim nedir bilmeyen ve hiçbir şeye sahip olmayan hükümetler ile karşı karşıyayız. Bunlar, sadece birer imza memurlarıdır. İstenildiğinde, imza atarlar. Bunlar, efendilerinin güvenini temin eden bostan korkulukları gibidir. Efendileri emreder, bunlar da politik emirlere itaat ederler. Efendileri yasama, kanun ve anayasa dikte eder, bunlar da uyarlar. İnsanlar darbeler, demokratik laik seçimler ya da uzlaşmalar yoluyla yöneticilerini seçtiklerini sanırlar. Oysa gelenler, ülke ve insanların servetini Batılı efendiye peşkeş çeken itaatkâr, sadık, uysal ve ılımlı kimselerden başka bir şey değildir.
Ey devrimci Müslümanlar! Öyle bir devrin başlattınız ki ümmeti uykusundan uyandırdınız, tahtlar devirdiniz, sömürgeci Avrupa ve Amerika devletlerinin uykusunu kaçırdınız. İşte burada bugün yine bu devletlerin nüfuz tehlikesi ile karşı karşıyasınız. Siz, yöneticilerin ihanetini, acizliğini, birçok politika ve kanun yapıcıların onlara ortak olduğunu ya da sessiz kaldığını gördünüz. Sakın, onları yönetici olarak kabul etmeyin. وَقِفُوهُمْ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ "Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir." [Saffat 24] Devrim, sadece yöneticileri değiştirmek değildir. Aksine tüm koşulları değiştirmek, kâfirin, uşaklarının ve avanelerinin nüfuzunu söküp atmak demektir.
Onları durdurun ve karşılarında durun. Anlamsız ve önemsiz şeyler ile uğraşmayın. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor: إِنَّ اللهَ يُحِبُّ مَعَالِيَ الْأُمُورِ وأَشْرَافَهَا، وَيَكْرَهُ سَفَاسِفَهَا "Muhakkak ki Allah, işlerin üstün ve şerefli olanını sever. Değersiz olanı ise kerih görür." [et-Taberânî] Kâfir Batı, servetin boyutu ile ilgili çelişkili ve uzun diyaloglar yoluyla hâkimiyet sorununu marjinalize etmek için yönetici, politikacı, medya ve uzmanlardan oluşan araçlarını kullanacaktır. Ya da orada burada sorumlunun yolsuzluğuna odaklanarak yahut düzmece marjinal sorunlar ve sahte siyasi mücadeleler ile uğraşarak, kamuoyu bu tür marjinal sorunlar ile meşgul ediliyor, enerji ve efor ucuz mücadelelerde harcanıyor. Böylece sizler, kanseri grip aşısı ile tedavi etmeye çalışanlar gibi oluyorsunuz. Dikkat ediniz kâfir, uşaklarının popülaritesini artırmak için bazı tavizler verebilir, manevralar yoluyla anlaşmalar yapabilir. Ülke ve insanları Batının kalıcı şerrinden kurtaran ölümcül darbeden kaçınabilir. Sizin meseleniz, ölüm kalım meselesidir. İslam'ı iktidara taşıma sorunudur. Ancak o zaman Rabbiniz sizden razı olur. Sömürgeci kâfirin nüfuzunu söküp atın, gasp edilen otoritenizi ve miktarı ne olursa olsun yağmalanan servetinizi geri alın. Bugün siz, İslam ile hükmeden Ebu Bekir gibi Raşidi bir Halifeye ne kadar da muhtaçsınız. Ebu Bekir, Müslümanların servetini korumak, çalınan bir deve yuları bile olsa Allah'ın hadlerini uygulamak için her şeyi feda eden biridir. Şöyle dediği meşhurdur: والله لو منعوني عقال بعير كانوا يؤدّونه لرسول الله لقاتلتهم دونه "Allah'a yemin ederim ki, Rasûlullah'a verdikleri bir deve yularını bile bana vermekten kaçınırlarsa, sırf bu sebepten dolayı onlarla savaşırım"
Ey devrimci Müslümanlar! Allah ve Rasûlü'nü öfkelendiren, temeli cumhuriyet sistemi olan, İslam'ı hayattan uzaklaştıran, yasama ve politikaların belirlenmesinde hâkimiyeti Batıya veren, ülkenin servetini peşkeş çeken bir anayasa onaylanmadan önce Kurucu Meclise, politikacılara ve yöneticilere engel olun. Devletin insanların refahını sağlamaktan aciz kaldığı ve ölümcül haksız vergi dayatılan temeli cumhuriyet sistemi olan insan yapımı anayasa onaylanmadan önce onları durdurun. Onların bizi, dünya yoksulluğuna ve ahiret azabına duçar bırakmasına olanak vermeyin. Öfkeniz, Allah ve Rasûlü'ne halis ve sadık olsun. Hiçbir şey ihanet ve küfür anayasasını ayaklar altına almaktan, İslam'ı satan ve bizi düşmanımıza esir eden sahtekâr yönetici, politikacı ve istismarcı milletvekilleri durdurmaktan daha önemli değildir. Onlara dur deyin, akıbetiniz ve servetleriniz hakkında karar vermelerine müsaade etmeyin. Çünkü onlar, sefih ve ahmaktır. وَلَا تُؤْتُوا السُّفَهَاءَ أَمْوَالَكُمُ الَّتِي جَعَلَ اللَّهُ لَكُمْ قِيَامًا "Allah'ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin." [Nisa 5]
Ey devrimci Müslümanlar! İslam'ı iktidara taşımak için Raşidi Hilafeti kurarak devriminizi tamamlayın. O devlet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'de kurduğu devlet gibi olmalıdır. Hilafet, Rabbinizin bir farzı, izzetinizin kaynağıdır. Topraklarınızın kurtarıcısı, namusunuzun koruyucusudur. İslam ve Müslümanların düşmanlarını kahredendir. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنْصَارُ اللَّهِ فَآمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَى عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ "Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa da havarilere, "Allah'a giden yolda benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havariler de, "Biz Allah'ın yardımcılarıyız" demişlerdi. Bunun üzerine İsrail oğullarından bir kesim inanmış, bir kesim de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler." [Saff 14]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
H. 24 Safer 1435
M. Cumartesi, 28 Aralık 2013