Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Sistem Bozuk ve Hükümdarlar da Zayıfsa... Değişim Nasıl Olacak?

20 Ağustos 2016 Cumartesi akşamı “yeni” hükümetin kurulduğunu açıklayan Yusuf Şahid, kurulan “yeni” hükümetin görevinin Tunus’u boğucu krizden kurtarmak olduğunu iddia etti. Bu nasıl olacak ki? Bileşeni ve programı açısından neredeyse bu hükümetin Essid hükümetinden hiçbir bir farkı yok.

“Yeni” hükümetin kuruluşu, siyasi elitin Habib Essid hükümetinin başarısızlığını kabul etmesiyle başlayan sürecin tabii bir sonucudur. Ancak bu siyasi elit, krizin ana nedenini bakanlar olarak gördüğü için felaketin kaynağı politika ve programlara göz yumuyorlar. Bilindiği üzere Tunus’un “Anayasa ve yasaları”, siyasi programları, ekonomik politikaları, sömürgeci Avrupa ülkelerinin, Uluslararası Para Fonu’nun ve Dünya Bankası’nın doğrudan denetimi altındadır. Ardışık hükümetlerin bakanlarının, yürütme ve imza yetkisinden başka hiçbir fonksiyonları yoktur. Sadece belgelere imza atıyorlar o kadar. Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi, Habib Essid hükümeti Batının çıkarlarını koruyacak politikalar üretemediği için hükümet değişikliği çağrısında bulundu. Es-Sibsi gerekçe olarak da Hükümet, sorumluluk almaktan kaçıyor. Bu yüzden üretim şirketleri, petrol sahaları, Petrofac şirketi atıl durumda, fosfat üretimi tamamen durdu.gibi bahaneler ileri sürüyor. Bu nedenle Tunus halkını ihmalkârlık ve kötü yönetimden kurtarmak için hükümet değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Essid hükümeti görevini yerine getiremediği için hükümet değişikliğine gerek olduğunu söyledi. Ardından Cumhurbaşkanı el-Baci, ABD büyükelçiliğinde görevli Yusuf Şahid’i hükümeti kurmakla görevlendirdi. Çünkü bu hükümet:

1-    Sömürgeci petrol şirketlerini “kurtaracak”, fosfat madenini yeniden peşkeş çekecek ve ülkemizin zenginliğinden pay isteyen tüm protestocuları bastıracak.

2-    Ekonomik çarkı döndürmek iddiasıyla ekonomik uzlaşı başlığı altında hortumculara ve bozgunculara yol verecek.

3-    Avrupalıların tarım ve hizmet sektörüne egemen olmasını sağlayacak şekilde Avrupa Birliği ile derinlemesine ortaklık [felaket] anlaşması imzalayacak.

4-    Uluslararası Para Fonu’nun direktifleri doğrultusunda devletin bütçe dengelerini koruyacak. Bu da şu anlama geliyor, devlet bütçesi sübvansiyona güç yetiremiyor bahanesiyle devlet, eğitim, sağlık, ulaşım gibi insanların temel ihtiyaçlarını gütmekten vazgeçecek...

5-    Tunuslu gençleri Avrupa şirketlerinin kölesi yapacak şekilde yatırım paketinin onaylanmasını hızlandıracak.

 

Ey Zeytune ülkesinin Müslümanları!

 

“Yeni” hükümet, Dünya Bankası standartlarına göre önceki hükümetlerin reforma uğramış versiyonudur. Bu hükümet, Tunus’u sömürgeci vesayeti altında bırakmak ve herkesi suça ortak etmek amacıyla Yusuf Şahid başkanlığında yedi parti ve işçi sendikasının katılımıyla kurulmuştur.

 

Ey Zeytune ülkesinin Müslümanları! Ey rejim muhafızları!

 

Biz, Tunus’u uçuruma doğru sürükleyen bir avuç zümreyle karşı karşıyayız. Eğer onları kendi başlarına terk edersek, o zaman hepimiz mahvoluruz. Göz göre göre Tunus’un zarar görmesine ve sömürgecilere peşkeş çekilmesine müsaade edecek misiniz?

Toplum güvenliğinden sorumlu ordu ve güvenlik birimlerine de diyoruz ki, bu zümrenin ülkeyi felakete ve tuzağa sürüklediğini gözlerinizle görüyorsunuz. Hâlâ onların bekçiliğini yapmaya devam edecek misiniz? Bu suça ortak olacak mısınız? Biz, sizin liderler peşinden giden kimseler olmanızı istemiyoruz. Aksine inanç menşeli özlemleri temsil eden samimi liderlik peşinden gitmelisiniz. İnancınız size bu halkın ve ümmetin bir parçası olmanızı emrediyor, amacı düşmanı hoşnut etmek olan kırılgan bir hükümet bileşeninin bir parçası değil. Halkın ve ülkenin bekçileri olacağınıza dair en ağır yeminler ettiniz. Bugün ülkeniz, kendisini küçük gören ve ucuza satan hain kimselerce sömürgecilere ipotek edilmiştir. Bunlar sizi sömürgeci şirketlerin köle işçileri yapmak için asla tereddüt etmezler.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, halkınızın, ülkenizin izzet kaynağının Allah’ın size ikramda bulunduğu yüce dinde saklı olduğunu hatırlatıyoruz. Tüm krizlerinizin çözümü o dinde mevcuttur.

Bu çözümü şöyle sıralayabiliriz:

1-    Köhne demokratik sistemin gediklerinden iktidara sızan, ülke ve halkı ucuza satan egemen sınıfı ortadan kaldırmak.

2-    Batılı nüfuzun kökünü kazımak, sömürgeci ülkeler, BM, IMF, Dünya Bankası ve muadilleri gibi uluslararası kuruluşlarla imzalanan tüm anlaşma ve sözleşmeleri iptal etmek. Çünkü bu kuruluşlar, sömürgeci güçlerin ülkemize egemen olmasının bir aracıdır.

3-    Politikacılar ve Tunus’un politik hayatında söz sahibi olan sömürgeci büyükelçilikleri kovmak. Dinimize, ülkemize ve halkımıza gerçekten zarar verici olduğu için büyükelçiliklerle girilecek herhangi bir ilişkiyi suç saymak.

4-    Yağmacı şirketlerden ülkemizin zenginliğini geri almak. Yağmalanmış malları geri sahiplerine iade etmek.

5-    Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurarak İslam’ı hemen uygulamak, İslam’ı yaşam tarzı ve devlet anayasası olarak benimsemek.

Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti için bir anayasa hazırlamıştır. Bu anayasada ekonomik sistemden eğitim politikasına kadar her ayrıntı mevcuttur. Hizbin yetenekli siyasi ekibi de hazırdır. Bu ekibe göre politika insanların işlerini gütmenin bir sanatıdır. İbadetler ibadetidir, Allah katında büyük sevabı vardır. Bunlara göre politika, ayrıcalıklar ve dokunulmazlık sanatı, gelir kapısı demek değildir. Bu ekip, yöneticilerin öncelikli görevinin halkı ve ülkemizi düşmanlardan korumak olduğunu biliyor. Hizb, kurulduğu ilk günden itibaren Hilafet Devletinin Nübüvvet metodu üzere Raşidi yolda yürümesi için bir eylem planı da hazırlamıştır. O Raşidi Hilafet ki Müslümanlar ve Gayrimüslimlerin işlerini âlemlerin Rabbinin Şeriatı İslam’a göre güdecektir. Kurulur kurulmaz Hilafette Allah’ın ve Müslümanların düşmanlarına sevgi ve saygıya yer yoktur. Hilafette yeryüzü ve gökyüzünün Rabbinden başkasına itaate mahal yoktur. Âlemlerin Rabbi bize yeryüzünde zafer ve hâkimiyet vaat etmiştir. Onun vaadi haktır, sadece Peygamberler için değil müminler için de vaadi gerçektir. Allah’ın vaadi, ahirette şehadet, rıza ve cennetle sınırlı değildir, dünyada da zafer müminlere ait olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.[Mümin 51]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti


H. 22 Zilka’de 1437
M.  Perşembe, 25 Ağustos 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER