بسم الله الرحمن الرحيم
بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ "Ş
İngiliz Yemen büyükelçisi Jane Marriott, 24.11.2013 Pazar günü "Diyalog konferansı uzatılmayacak, vatandaşlar sonuçları görmek istiyor. Onun için sonuç aşaması biran önce başlamalıdır" dedi. BM Genel Sekreteri özel temsilcisi Cemal ibn Ömer ise 27.11.2013 tarihinde yayınlanan "Güvenlik Konseyinin Brifingi Hakkında Açıklama" başlıklı raporunda diyaloğun uzatılması gerektiğine işaret etti. İstedikleri hedefler gerçekleşmeyince, kaos ortamı yaratılarak gerçekleştirilmek için çalışılıyor. Güvensizlik ve suikastlar kol geziyor. Finansal reformlar programından sonra ekonomi kontrol edilmek isteniyor. Ülkeyi parçalamak için çalışmalar sürüyor. Ulusal diyalog konferansı, uzasın veya uzamasın, toprakları üzerinde dönen dolaplar dışında Yemen halkı için hiçbir şey ifade etmiyor. "Zafer Allah İçin, Zafer Allah İçin", "Ebedi Liderimiz Efendimiz Muhammed" ve "Yabancı Müdahaleye Hayır" gibi sloganlardan korkan diyaloğun gerçek fikir babaları, diyalog konferansı düzenlemek ve konferansın gündemini belirlemeye çalıştılar. Diyaloğu kabul etmedikleri takdirde insanları iç savaş ile korkuttular, hileye başvurdular. Batılı ulusal diyalog konferansı fikirleri ve gündemi nasıl Müslümanların sorunları çözebilir? Elli yıldır hiç fikirlerinden ibret almadık mı?
BM Genel Sekreteri özel temsilcisi Cemal ibn Ömer, Yemen'e İslam'ı hâkim kılmak için gelmedi. Aksine Amerika'nın gündemini gerçekleştirmek için geldi. Ortalığı kaosa çevirmek ve Yemen'i parçalamak yoluyla bile olsa Yemen'de Amerika'nın siyasi nüfuzunu yaymak için gelmiştir. Amerika, masa başında istediklerini gerçekleştiremeyince, diyalog konferansını saf dışı bırakarak şimdi bu yolu deniyor. Amerika, Selefiler ile Hutular arasını kızıştırarak Birleşik Cephe fitilini ateşledi. Siyasi alanda Birleşik Cephe içinde dönen savaşın arkasında ise uluslararası olarak Amerika, bölgesel olarak İran ve yerel olarak Hutular vardır. Bu devletler, uluslararası olarak İngiltere'ye, bölgesel olarak Suudi Arabistan'a ve yerel olarak ise Islah ve Selefiler karşı mücadele etmektedir. Farklı mezhebi taklit eden Yemenliler, yüzlerce yıl evliliklere kadar varan beraberce mutlu bir yaşam sürdürdüler. Amerika, işte bu mezhepsel farklılıklar üzerine oynadı. Amerika hem bunları zayıflatmak hem ülkeye sızmak hem de ajanlarını iktidara ulaştırarak kendi siyasi gündemini gerçekleştirmek istedi. Daha önce bunun aynısını Pakistan, Irak ve Lübnan'da yapmıştı. Amerika, bunu Yemen ve halkın hayır ve yararına olsun diye yapmıyor, aksine onları sefalete düşürmek için yapıyor. Savaşlarda akıtılan kanlar onların kanlarıdır.
İslam'ın hükümlerinden Müslümanların kendi aralarında kanlarını akıtmanın haram olduğunu biliyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَإِنْ طَائِفَتَانِ مِنْ الْمُؤْمِنِينَ اقْتَتَلُوا فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا فَإِنْ بَغَتْ إِحْدَاهُمَا عَلَى الأُخْرَى فَقَاتِلُوا الَّتِي تَبْغِي حَتَّى تَفِيءَ إِلَى أَمْرِ اللَّهِ فَإِنْ فَاءَتْ فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَأَقْسِطُوا إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ "Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever." [Hucurat 9] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu: كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ، دَمُهُ، وَمَالُهُ، وَعِرْضُهُ "Her Müslümanın Müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır." [Müslim]
Ey iman ve hikmetli Yemen halkı! Daha ne zamana kadar Amerikan, İngiliz çözümlerinin peşinden gideceksiniz? Sanki siz onları hiç tanımıyor musunuz? İslam'a ve size tuzak kuran onlardır? Siz onları bir kenara atmadıkça, yönetim, eğitim ve dış siyaset gibi hayat işlerinizin tüm sorunlarının çözümü için İslam'ın fikir ve hükümlerini kabul etmedikçe asla kurtuluşa eremeyeceksiniz. ABD ve İngiltere, Yemen'de kendi siyasi nüfuzlarını yaymak için aralarında çatışsalar ve ihtilaf etseler de demokratik cumhuriyet sistemini koruma konusunda hem fikirdirler. İslamcılar ve diğerleri olsun diyalog konferansında iman ve hikmetli halkın Batı'yı kabul etmeleri, İslam'ın fikir ve hükümlerini konferans masasına koymaktan kaçınmaları çok gariptir. Bundan daha tuhaf olanı ise Islah, Selefi ve Hutuların, Hilafet Devleti altında İslami yönetimin kurulması konusunda anlaşamaya varamamalarıdır. Aksine sömürgeci kâfirin çözümüne, bozuk, başarısız demokratik sivil devlete ve Fransız anayasasına razı oldular.
Sorunlarınız için çözümler koyan Batı, bugün fikri olarak çok zayıftır. Kendi insan ve vatandaşlarını bile davet ettiği dini hayattan ayırmak düşüncesine, hayatın işlerini insan aklının düzenlemesine ikna etmekten acizdir. Siyasi olarak da zayıftır. Çünkü orada burada yaptığı savaşlar ve çıkardığı krizler, insanları ezdiği için artık fikir ve eylemleri takipçileri tarafından hoş ve kabul görmemektedir. Bir süredir ekonomik olarak da çok zayıftır. Amerika ve Avrupa'yı dermansız bırakan 2008 yılındaki ekonomik krizin öncesinde de zayıftı.
Râşidi Hilafet güneşi, yeryüzüne doğmak üzeredir. Allah'ın izniyle Hilafet, dünyadaki tüm Müslümanlara yardım etmek ve onları hâkim kılmak için tekrar geri gelecektir. Hizb-ut Tahrir, Şeyh Takiyuddin el-Nebhânî ve önceki Emiri Abdul Kadim Zellum ve şimdiki Emiri Ata ibn Halil Ebu Raşta tarafından 1953 yılında kurulduğundan bu yana İslam'ın hükümlerine göre Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için İslami ümmet ile birlikte ve onlar arasında çalışmaktadır. Allah, İnşaAllah zaferi yakında şimdiki Emirin eliyle nasip edecektir. İşte o zaman ümmetin bir yöneticisi, hayır ve rahmeti yaymak için kurulu bir yönetim sistemi olacak ve Allah'ın izniyle sömürgeci kâfirin tuzağını boynuna geçirecektir.
Ey Müslümanlar! Batı değil, siz doğru ideolojiye ve istisnasız hayatın tüm sorunlarını çözen doğru sistemin kendisinden fışkırdığı doğru akideye sahipsiniz. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletiyle, Allah'ın Kitabı ve Rasûlü'nün Sünnetine dayalı anayasayla, Şeriattan alınan devlet organları ile hem siz hem de dünya mesut ve mutlu olacaktır. هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِمْ مِنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنْجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا "O, hak dini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlü'nü hidayet ve hak din ile gönderendir. Şahit olarak Allah yeter. Muhammed, Allah'ın Rasûlü'dür. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle kâfirleri öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir." [Fetih 28-29]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
H. 25 Muharrem 1435
M. Perşembe, 28 Kasım 2013