بسم الله الرحمن الرحيم
Özbekistan Yöneticisinin ve Zümresinin Cürümlerinden Fasıllar
Kerim kardeşlerim Allah sizleri korusun ve gözetsin. Bizler sadece halkımızın ve ülkemizin durumlarına vakıf olmanız için burada yaşanan zulüm ve işkenceler konusunda sizleri haberdar ediyoruz. Şikayetimiz sadece Allah'adır. Çünkü Allah'tan başkasına şikayetçi olmak bir zillettir. Özbekistan'da zalim zebanileri ile birlikte azgınlaşan ve ceberrutlaşan Kerimov ceberrutuna galip gelmek için Allah'tan bizleri güzel sabırla desteklemesini temenni ediyoruz.
Geçen hafta "Caslık" Hapishanesi İdaresi, biri Andican ve diğeri Fergane şehrinden olmak üzere bize şebabımızdan iki şehit cesedi teslim etti ve ölüm nedenlerinin kalp hastalığı olduğunu iddia etti. Daha önce birçok kardeşimizin öldüğü gibi onların da işkence altında öldüğünden kesinlikle eminiz. Ayrıca hapishane yönetimi, ek olarak şab "Şükrüllah'a" 16 sene ve şab "Şevket'e" 3 sene ekleyerek bitmek üzere olan mahkumiyet sürelerini uzatarak eski hükümlülerin olduğu hapishaneye naklettiler.
Keza "Nevâî" ve diğer hapishane yönetimleri, hizbin üyelerinden mahkum olanlara ilaçlar vermekteler ve gardiyanların önünde bu ilaçları içmeye zorlamaktalar. Şekli ve rengi ekmek hamuruna benzeyen bu ilaçların üzerinde Amerikan yapımı olduğu yazmaktadır. Şebabımızdan bazıları, gardiyanların önünde bu ilaçları içiyormuş gibi yaparak dillerinin altına almakta ve gardiyanlar gittikten sonra tükürüp atmaktalar. Şebabtan birçoğu ise bu ilaçları fiilen içmiştir. Bu ilaçları birkaç kez içenler, günden güne güçlerini ve bilinçlerini yitirmekteler. Bu kişilerin arasında hapishanede kaldıkları uzun süre esnasında Kur'an'ı ezberleyen bazı hafızları da var. Bu kişilerden çoğu sadece güçlerini ve bilinçlerini kaybetmekle kalmıyor akıllarını da kaybederek deliriyorlar. Ardından da hapishane yönetimi, bu kişileri devlet hapishanelerine bağlı hastanelere naklediyorlar.
Bu "ilaç" denilen hamuru elde etmeye çalıştık! Hapishanelerdeki akrabalarını ziyarete giden bacılarımızdan ve kardeşlerimizden, dillerinin altında bıraktıkları ve tükürdükleri bu hamurdan bir parça getirmelerini talep ettik ama bunu yapamadılar. Çünkü hapishane gardiyanları, ziyarete gidenleri çıkarlarken üzerilerini didik didik aramaktalar.
Bu mektupta zikrettiklerimiz, sadece Özbekistan yöneticisi ve zümresinin halka, özellikle de İslam'a davet edenlere ve bizzat Hizb-ut Tahrir'e karşı işlediği cürümlerinin fasıllarından bir fasıldır. Hapishanelerde süresi 20 yıla ulaşan ve mahkumiyet süresi dolduğunda Hizb-ut Tahrir'i bırakıp sadece Kerimov ve rejimini dost edineceğini ifade etmediğinde ek süre verilen 8 binin üzerinde Hizb-ut Tahrir şebabı bulunmaktadır.
Bizler Allah'ın yardımı ve muvaffakiyeti ile nusreti gelinceye kadar sabredeceğiz, sabırlı olacağız ve hak üzere sebat edeceğiz. Allahuteala, şöyle buyurmuştur:
إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأََشْهَادُ "Şüphesiz resullerimize ve iman edenlere, hem bu dünya hayatında, hem de şahitlerin (şahitlik için) kalkacakları günde nusret veririz." [Mumin/Ğâfir 51] Ve Allah'ın haklarında şöyle buyurduğu kimseler gibi olmayı temenni ediyoruz:
وَكَأَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ فَمَا وَهَنُوا لِمَا أَصَابَهُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَمَا ضَعُفُوا وَمَا اسْتَكَانُوا وَاللَّهُ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ Nice Nebîler vardı ki beraberlerinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı vehne kapılmadılar, zaafiyet göstermediler ve boyun bükmediler. Muhakkak ki Allah sabredenleri sever. [Âl-i ‘İmrân 146]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan
H. 7 Rabi-ul Evve 1432
M. Perşembe, 10 Şubat 2011