حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Almanca Konuşulan Ülkeler
Medya Bürosu
No: AL–BA–2021–MB–TR–03 |
H. 3 Zilhicce 1442 M. Salı, 13 Temmuz 2021 |
Avusturya Ulusal Konseyi, Düşünce Rejiminin Kurulmasını Onayladı!
7Temmuz 2021’de ÖVP, Yeşiller, SPÖ ve NEOS’un oylarıyla tartışmalı Terörle Mücadele paketi meclisten geçti. Paket, İslami dünya görüşünün temel unsurlarını suç sayıyor, İslami toplulukların kültür derneklerini mercek altına alıyor. Avusturya, Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Kanunu, Sembol Yasası, İslam Yasası ve Vatandaşlık Yasası’nda yaptığı değişikliklerle dogmatik bir rejim kuruyor. Böylece Müslümanların tam manevi ve pratik asimilasyonunu ve ideolojik-dini azınlıklara yapılan zulmü Modus Operandi haline getirmeyi amaçlıyor.
Geçen yıl hükümet tarafından yapılan açıklamalar, yasama girişiminin iç güvenlikten ziyade Avusturya devletinin totaliter asimilasyon gündemine hizmet ettiğini açıkça ortaya koydu. Kasım 2020’de Şansölye Kurz, uygarlık ile barbarlık arasındaki mücadeleden söz etti. Bu mücadelenin Avusturya’nın yaşam modelini ve temel değerlerini benimsemeyen herkese yönelik olduğunu belirtti. Şiddetin yanı sıra, düşünce suçluları ve altta yatan ideolojiyle de mücadele edileceğini kaydetti. Aralık 2020’de Entegrasyon Bakanı Susanne Raab yaptığı açıklamada, siyasal İslam’la mücadele edeceklerini, Batı, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temel değerleri karşıtı bir ideolojiyi yayanların nerede olursa olsunlar peşlerine düşeceklerini söyledi. Yasa tasarısını açıklayıcı belge, sözde Terörle Mücadele paketinin açıkça şiddet içermeyen Müslümanlara ve hareketlere yönelik olduğu gerçeğini kanıtlamaktadır.
Belgede şöyle geçmektedir: “Şiddet içermeyen İslami hareketler, demokratik hukuk devleti ilkelerini reddetmeleriyle ayırt ediliyorlar ve (...) Batı toplum modeline alternatif bir model için çalışıyorlar.” Sözde dini motifli bağlantılar yasal olarak hala cezai eylemlere tabi olsa da, yasama paketi, genel olarak sosyo-politik faaliyet alanına odaklanıyor. Avusturya entegrasyon ve asimilasyon politikasının stratejik eğilimini baz alıyor. Ulusal Entegrasyon Eylem Planı (NAP.I) Avusturya’ya, normlarına ve değerlerine açık sadakati, entegrasyonun en önemli temeli haline getirdi. Anayasayı koruma organının siyasal İslam’la mücadelesi, Müslümanların topluma “açılımını” (Asimilasyonunu) önleme gerçeğini haklı çıkarıyor.
Bu çerçevede Terörle Mücadele paketinin benimsenmesi büyük bir gerilim yaratacaktır. Avusturya’daki Müslümanlar ile gayrimüslimlerin bir arada yaşama ahengi kalıcı olarak zarar görecektir. Biz, Müslümanlar olarak, canın, malın, onurun, dini kimliği oluşturan inançlar ve sembollerin saygınlığını taahhüt ediyoruz. Ancak şu anda kurulan dogmatik rejim, inançlarımızı töhmet altında bırakıyor. Farklı inanç topluluklarının ve sosyal grupların, barışçıl bir şekilde bir arada yaşaması için gerekli olan uyumlu ilişkiyi sistematik olarak baltalıyor.
Bu nedenle Hizb-ut Tahrir, İslami toplulukların tüm aktörlerini Terörle Mücadele paketini reddetmeye ve Müslümanlarla ilişkilerde politik değişikliğe yol açan bir strateji geliştirmeye çağırıyor. Bu amaçla, Avusturya’da yaşayan Müslümanların tüm potansiyeli birleştirilmeli, toplumsal söylem üretmek için kullanılmalıdır. Söylem alanlarının açılmasıyla, konumumuzu güçlendirebilir ve kamusal baskı oluşturabiliriz. Bu sayede sözde Terörle Mücadele politikasının, arkasında totaliter ve yıkıcı azınlık politikasının gizlendiği bir manipülasyon manevrası olduğunu ifşa edebiliriz.
Siyasi karar vericiler ve İslami topluluğun aktörleri arasındaki gayri resmi bireysel diyalog stratejisi, tek başına yeterli değildir. Aksine bu strateji, kamuoyunu harekete geçirmek, hak ile batıl arasını ayırmak için amansız bir tartışma ile desteklenmelidir.
وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً“Yine de ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.” [İsra 81]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Almanca Konuşulan Ülkeler Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |