حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Almanca Konuşulan Ülkeler
Medya Bürosu
No: AL–BA–2021–MB–TR–03 |
H. 17 Muharrem 1443 M. Çarşamba, 25 Ağustos 2021 |
Almanya’nın Afganistan Politikasının Başarısızlığı
Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de Başkanlık Sarayı’nı direnişsiz ele geçirmesi sonrasında Almanya Federal hükümeti, Afganistan politikasının fiyaskoya uğradığını itiraf etti. Ajan Kabil hükümetinin topyekûn çöküşü, Alman dış ve güvenlik politikasının yeniden şekillendirilmesi ve asimetrik ittifaklardan uzak durulması gerektiğini gösterdi. Yeni stratejik oryantasyon, başka hezimetleri önleyebilir ve İslam dünyasıyla olumlu jeopolitik ilişkiler kurmasını sağlayabilir.
Şuan öncelikli konu, Alman vatandaşları ve işbirlikçi yerel unsurların tahliyesi olsa da, siyaset koridorlarında, gelecekte izlenecek dış ve güvenlik politikalarının temelleri tartışılmaya başlandı. Hükümet yetkilileri, Federal Almanya tarihinin en uzun askeri misyonunun fiyaskoyla sonuçlandığını itiraf etti. 16 Ağustos 2021’de Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas düzenlediği basın toplantısında, “Son günlerdeki gelişmeler son derece acı verici. Bölge ve bizim için uzun vadeli sonuçları olacaktır. Endişelenecek bir şey yok. Hepimiz, federal hükümet, istihbarat servisleri, uluslararası kamuoyu durumu yanlış değerlendirdik... Gelecekte birçok sorular olacak, bunları cevaplandırmamız gerekir.”dedi. Bu açıklamadan birkaç saat sonra Şansölye Angela Merkel, yaptığı açıklamada, bu askeri operasyonları ve hedeflerini sorguladı. Merkel, “Afganistan’daki NATO misyonu, Almanya veya diğer Avrupa güçlerinin ayrı bir rol oynamasına izin vermiyor.” dedi. “Ulus inşasının” gelecekte Alman politikasının hala bir parçası olup olmayacağına ilişkin bir soruya Merkel, “Açıkça söylemeliyim ki, bu soruları kendimize sormalıyız. Afganistan’ı “terör”den arındırdık, ancak demokrasi, barış ve özgür bir toplum geliştirme çabalarında başarısız olduk. Afganistan’da 20 yıl süren uluslararası misyon arzu edilen sonuçlara ulaşamadı. Yaşananlardan ders çıkarmak ve bu tür operasyonlarda hedefleri küçük tutmak gerekir”yanıtını verdi.
20 Ağustos 2021’de Dışişleri Bakanı Maas, askeri operasyonlarla ilgili politikayı açıkça sorguladı. Maas, “NATO’nun temel misyonu, Afganistan topraklarından bir daha terör saldırısının gerçekleşmemesini sağlamaktı. Sonra durum değişti... Barışı sağlamak, insan haklarına riayet edilmesini sağlamak bizim görevimiz mi? Kendi devlet yönetim biçimimizi ihraç etmek görevlerimiz arasında mı? Bu, Afganistan’da her halükârda başarısızlığa uğramıştır” diye konuştu.” Ayrıca Maas, NATO’nun mevcut yapısını ve rol dağılımı da eleştirdi. Maas, “NATO’daki kararlar Washington’da alınıyor. Brüksel’in neredeyse söz hakkı yok. Amerika kararları tek başına uyguluyor” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın dış ve güvenlik politikasına yönelik bu sorgulamalar, yalnızca hükümet yetkilileriyle sınırlı değil. Bilim ve Politika Enstitüsü (SWP) uzmanı Markus Kaim, Dışişleri Bakanı’nın Hilafetin kurulması durumunda her türlü finansal yardımı durduracaklarına ilişkine açıklaması hakkında şunları söyledi: “Bu, Almanya’nın dış politikası için iyi olmaz. Karışıklığa yol açar. Bana göre bu, etkili bir araç değildir, Taliban’ın davranışını değiştirmez. Şuan ki “tanıma yok, müzakere yok, para yok” stratejisi, doğru bir strateji değil. Almanya’nın Afganistan politikasının fiyaskoya uğraması, Alman ordusunun Mali’deki misyonunu da sorgulamaya açtı. Orta Asya’daki güç dengelerine ilişkin bir stratejinin olmaması eleştirilere sebep oldu.”
En sert eleştiri eski Finans ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’den geldi. Gabriel, “Değerler eğilimli dış politika, idealist “Ulus inşası” projesi, Irak ve Afganistan’da başarısız oldu. Yirmi yıllık emek ve milyarlarca dolarlık mali yardım, heder oldu. Yerli halk ve seçkinlerde siyasi irade olmadığı sürece, askeri ve finansal kaynaklarla dışarıdan demokrasi dayatılamaz. Dolayısıyla “Ulus inşası” gibi kavramlar yerine realpolitik üzerine odaklanılmalıdır. Bu, daha iyi ve daha yumuşak bir politikadır.”dedi.
Afganistan politikasının fiyaskoya uğraması ve siyaset koridorlarında devam eden stratejik tartışma karşısında Hizb-ut Tahrir, Alman hükümetini jeopolitik gelişmeler ışığında dış ve güvenlik politikasını yeniden gözden geçirmeye ve kalan kredibilitesini İslam ülkesi ile olumlu ilişkiler geliştirmek için kullanmaya davet ediyor. Bunun için Almanya, Atlantik ötesi kurumlara bağımlılıktan kurtulmalı, sadece Afganistan’da değil, Mali, Güney Sudan, Kosova, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Irak’ta da ekonomik, politik, kültürel veya askeri hegemonya politikalarından vazgeçmelidir. Yoksa Almanya’nın İslam ülkelerindeki sömürgeci politikası, Hilafetin kurulması ile sona erecek ve eşi benzeri görülmemiş bir hüsrana uğrayacaktır. Öyle ki Afganistan’dan gelen tüm görüntüler ve fotoğraflar uğrayacağı bu hüsran karşısında devede kulak kalacaktır.
وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]
#أفغانستان Afganistan #Afghanistan#
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Almanca Konuşulan Ülkeler Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |