Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, bu hafta Hizb-ut Tahrir gençlerini hedef alan başka bir siyasi davada İsmail El Vahvah’ı (Ebu Enes) bir yıl hapis cezasına çarptırdı. Avustralya vatandaşı ve Avustralya’daki Müslüman cemaatin saygın bir üyesi olan İsmail El Vahvah, altı ay önce Amman Havaalanında tutuklanmasından bu yana fiziksel ve zihinsel işkenceye maruz kalmaktadır. Ebu Enes, sırf Ürdün rejimini eleştiren bir Facebook gönderisinden ötürü Ürdün mahkemesindeki tiyatroyu andıran duruşmada inanılmaz şekilde büyük haksızlıklara duçar kalmıştır!

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Avustralya aşağıdaki noktaları vurgular:

1- Hizb-ut Tahrir, İslami hayatı yeniden başlatmak amacıyla Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emrine icabeten kurulmuş İslami siyasi bir partidir. Kuruluşundan bu yana çalışmaları hep entelektüel ve politik boyutta olmuştur. Hizb-ut Tahrir üyelerine zulmeden Ürdün rejimi, Allah’ın Şeriatına göre yaşama arzusunu yine suç saymıştır.

2- Sırf bir Facebook gönderisine dayanarak Ebu Enes’e karşı ileri sürülen bu saçma suçlamanın ne Ürdün yasalarında ne de Allah’ın Şeriatında hiçbir dayanağı yoktur. Ebu Enes’in yargılanması, davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğunu göstermiştir. Dava, Hizb-ut Tahrir’e karşı yürütülen geniş bir kampanyanın parçasıdır.

3- Ürdün rejimi kuşkusuz her eleştiriyi hak etse de ancak tarihsel olarak bu zalim rejimleri üretenin ve bu rejimleri bugün ayakta tutmaya devam edenin Batı olduğunu unutmamalıyız.

4- Batının denizaşırı işkence ihracatı kaydını da havsalamızdan silmemeliyiz. Batının genel olarak Hizb-ut Tahrir’e, özel olarak Ebu Enes’e dava açmaması, onun bu sapık görevi Ürdün’e tevdi ettiği anlamına gelir.

5- Her samimi Müslümanın bu büyük haksızlık karşısında susmasının amel defterimize kötü bir eylem olarak yazılacağını da unutmamalıyız. Müslüman dünyasındaki rejimlerin yaşamını bir saniye bile uzatmak, Allah nazarında çok büyük bir suçtur. Bu rejimlerden hiçbir çıkar ve hikmet beklenmez. Ebu Enes bu rejimlerin mağdurlarından sadece biridir.

6- Sonuçta Müslüman dünyasındaki despotik rejimlerin veya Batıdaki efendilerinin mücrim eylemleri ümmeti faaliyetinden asla alıkoyamaz. Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir vaadidir ve kaçınılmaz geri dönüşü için mücadele eden ümmetin samimi evlatları eliyle yeniden kurulacaktır.

Umarız Allah Subhânehu ve Teâlâ en kısa zamanda Ebu Enes’i özgürlüğüne kavuşturur. Ona ve ailesine sabır ve mağfiret ihsan eyler.