Bugün (12 Aralık 2017 Salı) saat 11’de Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, Haçlı ABD’nin Kudüs’ü Siyonist “İsrail”in başkenti olarak tanıma kararını protesto etmek için Dakka’daki Amerikan Büyükelçiliğine doğru bir yürüyüş organize etti. Yürüyüşe yaklaşık bin gösterici katıldı. Göstericiler yürüyüşe Gulshan 2 Circle’den başladılar ve tevhit bayrakları salladılar. Kutsal Kudüs topraklarına olan sevgilerini dile getirdiler. Ardından ABD Büyükelçiliği yerleşkesinin olduğu Madani Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında “Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilaha illallah Muhammedün Rasûlullah, Amerika’ya ölüm, Bangladeş’te Amerikan varlığına hayır, Kudüs’ü kurtarmak, Hilafeti kurmak”gibi sloganlar attılar. ABD Büyükelçiliğine vardıktan sonra büyükelçilik önünde ABD ve “İsrail” bayraklarını yaktılar, öfkelerini dillendirdiler. Daha sonra yürüyüş barışçıl bir şekilde son buldu. Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, bu yürüyüşü Kudüs’e olan sorumluluk duygusundan hareketle düzenledi. Kudüs, İsra ve Miraç topraklarıdır, Müslümanların ilk kıblesidir. Ziyaret edilecek üç mescitten biridir. Hizb-ut Tahrir, ümmetin duygu ve düşüncelerini yansıtan samimi ve uyanık bir liderliktir.

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti ve 160 milyon Bangladeşli Müslüman, Müslümanların Kudüs duyguları ile oynayan Trump gibilerini cesaretlendiren Arap ve İslam dünyasındaki hain yöneticileri şiddetle kınadılar. 1948 yılındaki Kudüs işgalinden bu yana güçsüz ve hain bu yöneticiler, içi boş ateşli konuşmalar ve etkisiz kınamalar ile Müslümanları kandırdılar.

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti ve Bangladeşli Müslümanlar, Trump’ın Kudüs kararını hayatta yansıması olmayan bir retorikle protesto eden Hasina’yı da öfke ve nefretle kınadılar. Çünkü gerçek şu ki Hasina rejimi, ABD-İngiltere-Hindistan ajanıdır ve Haçlı Amerika ile her türlü dostane ilişkileri sürdürmektedir. Hatta Hasina hükümeti, diplomatik ve askeri ilişkiler kurma adına ordumuz üzerinde egemenlik kurması için iğrenç bir şekilde ABD ile işbirliği yapmıştır. Hasina hükümeti ile ABD arasındaki stratejik diyalog, İslam ve Bangladeşli Müslümanlara karşı entrika kurmak için kullanılan ABD enstrümanından başka bir şey değildir.

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, Bangladeş ve İslam ülkelerindeki Amerikan hâkimiyetine karşı siyasi kampanya yürütmeye devam edecektir. Kampanyada dile getirilecek talepler şunlardır:

1-    Amerika ile askeri ilişkileri derhal sonlandırmak. Amerikan ordusunun ordumuz üzerinde egemenlik kurmasına izin vermemek.

2-    Amerika ile stratejik ve güvenlik diyaloğunu kabul etmemek.

3-    Amerikan yaşam tarzını, yani demokratik sistemi reddetmek.

4-    Amerikan petrol ve gaz şirketlerini Bangladeş’ten kovmak.

5-    Amerikan Büyükelçiliğini kapatmak ve tüm diplomatik ilişkileri kesmek.

Bunları gerçekleştirmek için Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti olarak biz, Raşidi Hilafeti yeniden kurma çabalarımızı artıracağız. Hilafet, İslam davasını, İslam ümmetini ve kutsal toprakları savunacak tek devlettir. Ey Müslümanlar! Unutmayın, Sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in de vaat ettiği gibi Kudüs, gelecekte Hilafete başkentlik yapacaktır. Dolayısıyla sizi Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti yeniden kurma çalışmasında Hizb-ut Tahrir ile omuz omuza çalışarak görevinizi eda etmeye çağırıyoruz.

Bangladeş ordusuna da hatırlatmak isteriz ki Kudüs, Halife Ömer RadiyAllahu Anh tarafından fethedilen, büyük Selahaddin Eyyubi tarafından Haçlılardan yeniden kurtarılan bir topraktır. Bu toprak, dünya genelindeki tüm Müslümanlara emanettir. Bu emaneti korumak ve gerçek Kudüs sevdası, Kudüs dâhil tüm Filistin’in işgalci Siyonistlerden kurtarılmasını gerektirir. Bu amaçla Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Sizi Kudüs’ü kurtarmak, Yahudi varlığı ile savaşmak ve Yahudi varlığının belini kırmak için sadece Hilafet seferber edebilir.

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ  “Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mümin topluluğun gönüllerini ferahlatsın.”^{[Tevbe 14]}