حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
No: BG–BA–2018–MB–TR–01 |
H. 24 Cumâde’l Ûlâ 1439 M. Cumartesi, 10 Şubat 2018 |
Ey Hasina! Amerikalı Efendileri Halide’yi Sattı Diye Sevinecek Bir Şey Yok, Çünkü İngiliz-Hint Efendilerin de Aynı Şekilde Seni Satacaklardır
8 Şubat 2018 günü muhalefet lideri Halide Ziya, yolsuzluk suçlaması nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı. Mahkûmiyet kararı emperyalistlerin çıkarlarına uşaklık yapma politikasında söylenecek hiçbir sözün olmadığını ortaya koydu. Başbakan Şeyh Hasina’nın halkın yararına Halide’nin yolsuzluk davasının peşine düştüğünü söylemek imkânsız. Çünkü kendisi de boğazına kadar yolsuzluğa batmış durumda. Aksine Hasina, İngiliz-Hint efendisi önderliğinde emperyalist Amerikan ajanı Halide’yi siyasetten silmek için yargı sopasını kullanıyor. Bu, küresel hegemonya için İngiliz-Amerikan çatışmasının bir devamı niteliğinde. Amerika, İngiliz-Avrupa nüfuzunu ortadan kaldırmak için ajanlarını kullanıyor. Nitekim Suudi Arabistan’daki yolsuzluk operasyonu, Katar ambargosu, Lübnan krizi ve Yemen savaşı bunun örnekleridir. Emperyalistler, ajanları ile işleri bittiğinde ya da ajanlarını kurtarma olanakları sıfırlandığında tıpkı turnusol kâğıdı buruşturup çöp kovasına atarlar. Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Libya Devlet Başkanı Kaddafi, Irak Devlet Başkanı Saddam ve Yemen Cumhurbaşkanı Salih gibiler bunun en aşikâr örnekleridir. Ama İslam dünyasındaki yöneticiler hâlâ geçmişten ders almıyor. Amerika, bölgesel çıkarlarının bekçiliğini Hindistan’a tevdi ettiği için ajanı Halide’nin arkasında durmadı. Onun için Hasina’nın sevinme lüksü yok, zira İngiliz-Hint efendisi, çıkarlarını gerçekleştirdiklerinde ya da ajanlarını kurtarma umutları tükendiğinde benzer şekilde onu da satacaklardır. Awami-BNP rejimi, emperyalist efendileri için tek dostun çıkar olduğu, çıkarları dışında hiçbir dostları olmadığını bilmeli.
Hasina’ya göre hukuk her şeyin üstündedir ya da hukuka olan saygınlığından dolayı Halide mahkûmiyet kararına boyun eğdi ve hapse girdi şeklinde düşünmek doğru olmaz. Çünkü bu rejimler, iktidarı tekelinde tutmak, suç tazminatı almak, politik ve entelektüel muhaliflerini bastırmak, İslami samimi politik gücü baskılamak ve hepsinden önemlisi halka karşı işledikleri zorbalık yüzünden tazminat almak için yargı erkini maşa olarak kullanıyor. Bu yüzden bu kültürü korumak için yargı erkine saygı gösterme draması sahneleniyor. Çünkü gelecekte de BNP, Awami egemen sınıfına karşı aynı yargı erkini cellat olarak kullanacaktır.
Ey insanlar! Bu rejimler tarafından daha ne kadar ısırılacaksınız? Milliyetçilik, vatanseverlik, muktijuddher chetona (özgürlük ruhu) 2020 vizyonu, sözde demokratik ilerleme, 2030 vizyonu ve dijital Bangladeş gibi hep aynı terane. Lafta böyle diyorlar, ama halka tattırmadık şey bırakmadılar. Cinayet, adam kaçırma, yolsuzluk, yağma, aşırı yoksulluk, kadına baskı, eğitim sistemini yok etme, emperyalist hegemonya, İslam ile mücadelede emperyalistlerle işbirliği gibi daha niceleri... Yaklaşık otuz yıllık siyaset ve iktidarları döneminde bu rejimler, insanlara nefret ve kutuplaşmadan başka bir şey aşılamadılar. Dolayısıyla demokrasiyi koruma veya yeniden demokrasiyi geri getirme gibi ucuz sloganlara kanmayın. Rasûlullah şöyle buyurdu:
لاَ يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ“Mümin aynı delikten iki kez ısırılmaz”
İnsanların dikkatini gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için sürekli ucuz tartışmalarla insanları oyalıyorlar. Daha önce Hasina yönetiminde anayasal seçim, geçici hükümet yönetiminde seçim veya diyalog gibi değersiz tartışmalarla halkı oyalayıp durdular. Şimdi de Halide veya Halidesiz seçim diye yeni bir tartışma ortaya attılar. Oysa Hasina ve Halide’li seçim ile bunlarsız seçimin insanların çıkarları ile hiçbir ilgisi yok ve insanların durumlarında da gerçek herhangi bir değişime yol açacak değil. Bangladeş politikası ve yönetiminden demokrasi “sıfırlanmadığı” sürece Hasina-Halide gibi rejimler hep olacak, yağma, öldürme ve yolsuzluk konusunda seleflerini geçecekler, emperyalistlere kölelik yapacaklar, İslam ile mücadele ve diğer birçok suçlarda kâfir-müşrik ile işbirliği yapacaklardır. Çünkü laik demokratik sistem, kişisel özgürlük, fikir özgürlüğü, mülkiyet özgürlüğü ve dini özgürlük gibi çeşitli özgürlükler adına bu özgürlükleri uygulayan ve nemalanan zorba yöneticiler salgılamaya devam edecektir. Sözde özgürlükler, kişiyi arzularının kölesi ve fikirsiz yapar, böylece köhne menfaatlerinin peşine düşer ve halkın arasında zorbalığı yayar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَـٰهَهُ هَوَاهُ“Hevasını ilah edineni gördün mü?” [Casiye 23]
Öte yandan Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiği ve belirlediği İslam’ın değişmez ve değiştirilemez belirli bir yönetim sistemi var. Yönetici olan Halifenin sorumluluğu, sistemi düzgün şekilde uygulamak ve korumaktır. “özgür” değil, aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın kul ve kölesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı razı etmeye çalışır ve cenneti arzular. Ki bu, halk arasında adaletle hükmetmek için yöneticiyi motive eder. Ebu Bekir ve Ömer gibi yöneticiler, sadece Müslümanlar arasında değil tüm insanlık arasında adaleti tesis etmiştir.
Ey insanlar! Bu rejimlerin beyhude tartışmalar tuzağına düşmeyin. Gerçek sorunun, bu demokratik sistem ve laik egemen sınıf olduğunu bilin. Samimi subaylara bu bozuk düzeni ortadan kaldırma ve yerine Raşidi Hilafet Devletini kurma çağrısı yapın. Babanız, amcanız, kardeşiniz, oğlunuz ve yakından tanıdığınız subaylarla görüşün ve onlara baskı yapmaya devam edin. Çünkü onların, değişim yapabilecek askeri güçleri var. Mevcut egemen sınıfı ve bu demokratik sistemi kolayca ortadan kaldırabilirler. Bu onlara ait bir sorumluluktur, çünkü ülkeyi, insanları ve İslam’ı korumak için yemin ettiler. Bu yüzden insanlara ve İslam’a karşı olan sorumluluklarını hemen yerine getirmeli, Cunta yönetiminden daha ziyade Raşidi Hilâfeti kurmak için özveriyle çalışan Hizb-ut Tahrir’in samimi liderliğine yönetimi teslim etmelidir.
Ey askeri yetkililer! İçinizden cesur ve samimi olanlara, İslam ve insanlara sadakat gösterenlere bir çağrıda bulunuyoruz: Geçici dünyevi kazanımlar karşılığında İslam’ı ve insanları sakın yüz üstü bırakmayın. İnsanların çıkarını ve ülkeyi korumak için ettiğiniz yemine bağlı kalın. Düşmanınıza kul köle olan bir zalimi korumak üzere yemin etmediniz. Değilse şuan olduğu gibi aşağılandıkça aşağılanacaksınız, samimi ve dâhice subayları katleden zorba Hasina’nın adının kışlalara verildiğine tanık olacaksınız. Yarın başka bir zorbanın adı da başka bir kışlaya verilebilir. Bu durumda ne yapacaksınız. Kandırılmış sadakat veya gayri meşru emirlere uymak için İslam’ı ve Müslümanları yüz üstü bırakmayın. Hizb-ut Tahrir ve halk, sizi Allah ve Rasûlü’nün çağrısına davet ediyor. Dolayısıyla diğer tüm çağrıları, talepleri ve emirleri bir kenara atın. Halkın talebine yanıt verin, her şeyden önce Allah ve Rasûlü’nün emirlerine uyun. Müslümanlar olarak görevinizi yerine getirin. Zalim Hasina ve Avami-BNP rejimini devirmek ve Hilâfeti kurmak için Hizbe nusret verin.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |