Allah Subhânehu ve Teâlâ, kız kardeşlerimiz ve kızlarımıza haysiyet, alçakgönüllülük ve kibarlık gibi üstün bir statü bahşetti. Oysa ne yazık ki şimdi kızlarımız, Hasina’nın art niyetli laik rejimi altında sefil av haline geldiler. Bazı Chhatra Ligi (BCL) suçlularının, Sylhet MC College Öğrenci Yurdunda kocasının gözleri önünde eşine tecavüz etmeleri, yürek kırıcıdır ve korkunç bir çete tecavüzüdür. Bu olay zalim rejimden ayrı düşünülemez. İnsanları bastırmak, korku ve sindirme ortamı yaratmak ve sürdürmek için yıllar boyunca rejim, bu suçluları besleyip korudu. Cezasız bıraktı. İşledikleri suçlara rağmen sonuçta rejimin yargısı tarafından serbest bırakıldılar. Bangladeş rejiminin haydutları, savunmasız kadınlarımızın onurunu ve iffetini ihlal ediyor, yargısı da suçluları serbest bırakarak kadınlarımızı kaderine terk ediyor. Dolayısıyla bu suçun sorumlusu sadece bu tecavüzcü BCL bireyleri değildir, bu suç rejiminin aparatları da yıllardır suç işlemelerine destek oluyor. Bu nedenle suçlulara ve haydutlara dayanan bir rejimin, Hizb-ut Tahrir’in samimi aktivistlerini sadece gerçeği söyledikleri için yıllarca hapishanelerde tutması, suçluları suçlarına devam etmesi için tereddüt etmeden bir kaç ay içinde serbest bırakması şaşırtıcı değil.

Ey insanlar! Bu aşağılık laik rejime ve benzerlerine ne kadar çok tahammül ederseniz, kadınlarımızın özgürce ve güvenli bir şekilde sokakta dolaşmaları o kadar azalacaktır. Enerjinizi sadece tecavüzcülere harcamayın, çünkü sorunun temeli onlar değil. Onlar, uzun süredir devam eden sorunun yani laik demokratik sistemin sadece semptomlarıdır. Sürekli tecavüzcüler ve suçlular üretiyor, koruyor. Bu nedenle Chhatra League sapıklarının her gün yeni zirvelere ulaşan bu tecavüz kültürüne bizi alıştırmaya çalışan bu rejimden adalet beklemek tamamen beyhudedir.

Ey insanlar! Bu krizin gerçek çözümü, ordu içindeki samimi arkadaşlarınızı ve aile üyelerinizi bu suçlu laik rejimi kökünden söküp atmaya davet etmektir. Gerçek kalkanımızı -Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet- geri getirmek için hemen Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidirler. Hilafet, onurlu annelerimizin ve kızlarımızın haysiyet ve iffetini koruyacaktır. Subayları Halife Mutasım Billah’ın yaptığı gibi yanıt vermeye davet edin. Mutasım, Romalı askerlerin hakaretine uğrayan ve tutuklanan genç yetim bir kızın çığlığına yanıt verdi. Güçlü bir ordu yolladı ve o Müslüman genç kızın onurunu korumak için Malta’da bulunan önemli bir Roma üssünü fethetti. Tarih boyunca Halifeler, değerli kızlarımızın ve kız kardeşlerimizin onurunu korumak için her zaman kalkan olmuşlardır. Bu görevi her zaman bir zorunluluk olarak görmüşlerdir. Bir Yahudi’nin hakaretine uğrayan Müslüman bir kadının onurunu korumak, topraklarından çıkarmak için Beni Kaynuka kabilesinin üzerine ordular gönderen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yolunu izlemişlerdir. Öyleyse Müslüman silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylara çağrıda bulunalım. Kadınlarımıza yönelik şiddete kalıcı olarak sadece onlar son verebilir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَاللَّهِ لَيُتِمَّنَّ هَذَا الأَمْرَ حَتَّى يَسِيرَ الرَّاكِبُ مِنْ صَنْعَاءَ إِلَى حَضْرَمَوْتَ، لاَ يَخَافُ إِلاَّ اللَّهَ أَوِ الذِّئْبَ عَلَى غَنَمِهِ‏“Allah’a kasem olsun Allah bu dini tamamlayacaktır. Öyle ki, bir yolcu devesine bindi mi Sana’dan kalkıp Hadramevt’e kadar gidecek, Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayacak, koyunu için de sadece kurttan korkacak. Ancak siz acele ediyorsunuz.”