Ey Müslümanlar! Haçlı Batının Komplolarına Direnç Gösterin, Çünkü Bizi Uyuşturuyor, Sevgili Peygamberimize Hakaret Eden Laik Değerlerini Kabul Etmemizi Sağlıyor, Peygamberimizin Onurunu ve Kutsallığını Korumak için Raşidi Hilafet Devletinin Yeniden Kurulmasını Talep Edin

İslamofobik kampanyanın bir parçası olarak mücrim Fransız hükümetinin açık desteğini de alan Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo, yine İslam’ın kutsallarına saldırdı. Haçlı Batının Sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve İslam’a attığı iftiralar, dünya çapında her Müslümana karşı atılmış bilinçli bir iftiradır. Haçlı Batı 1924’te Hilafeti yıktı, o zamandan beri de dinimize sistematik bir şekilde saldırıyor, bizi uyuşturdu, laik liberal değerlerini kabul ettirdi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ“Sen onların dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır.”^{[Bakara 120]} İslam’ın geri dönüşünü önlemek için kurduğu komplolarının başarısızlığa uğraması, ümmet arasında Hilafet arzusunun her zamankinden daha güçlü ve daha yaygın hale gelmesi Batıyı derinden endişelendiriyor. Gerçekten de Batıda Müslüman karşıtı nefretin keskin bir yükselişi, dinimizi şeytanlaştırma çabaları ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret kampanyaları, hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerinin açık belirtileridir. Zira ümmet, bu saldırganlığa karşı duyarsız kalmamıştır. Bu nedenle ikiyüzlü Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “İslam kriz içinde” söylemi ile Müslümanları asimile edemeyen laik ideolojinin yaşadığı krizi gizlemeye çalıştığı açıktır.

Fransa ve diğer Batı uluslarının bu kadar iğrenç suçtan sıyrılmasının tek nedeni, Müslüman topraklardaki kukla yöneticilerin ihanetidir. Şeytan Batı, bu kukla yöneticilerin Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve dinimize hakarete tepkisiz kalacaklarını çok iyi biliyor. Osmanlı Hilafeti döneminde II. Abdülhamid, 1890’da Fransa ve İngiltere’yi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret içerikli bir dramayı sahnelemekten vazgeçirdi ve cihat ilan etmekle tehdit etti: “Ey Fransa, haddini bil ya da ilk duyacağınız şey ordumun ayak sesleri olacaktır.”Çünkü o zaman Hilafetin güçlü ve samimi bir ordusu vardı. Ama bugün Haçlı ABD ajanı Erdoğan gibi yöneticilere tanıklık ediyoruz. Erdoğan, içi boş söylemleriyle ümmetin duygularıyla oynama sanatında ustadır. Fransız ürünlerini boykot çağrısı ile yükü ümmetin omuzlarına attı. Güçlü Türk ordularını savaşa sokmak şöyle dursun, Fransa’yı tehdit etmekten bile çekindi. Şeyh Hasina gibi yöneticiler üzerimizde bir yüktür. Ümmetin duygularını bile önemsemedi. Fransa ya da Macron aleyhinde tek bir söz dahi etmedi. Neden? Çünkü Haçlı Batının İslam’a karşı yürüttüğü savaşta cephe askeridir. Batılılar tarafından defalarca ödüllendirildi.

Ey Müslümanlar! Haçlıların bu komplolarına ve saldırılarına kalıcı bir son vermenin tek yolu, gerçek koruyucumuz ve kalkanımız olan Nübüvvet metodu üzere İkinci Raşidi Hilafeti yeniden kurmaktır. Hilafet, Peygamberimizin onurunu ve kutsallığını korumak için yeterli olacaktır. Protesto etmeye devam etmeliyiz, ancak sadece protestolar, hain kukla yöneticileri devirme çabaları eşlik etmedikçe kâfir Batının komplolarına ve suçlarına son vermeyecektir. Yöneticilerin kâfir sevgisi, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onurunu savunma dürtüsünden daha fazladır. Çünkü haçlı kâfirlerin çıkarlarını ve laik değerlerini korumak için vardırlar. Bu yüzden öfkeden kanları kaynayan cesur ordularımızı cepheye göndermeyeceklerdir. Bu nedenle protesto için sokaklara döküldüğünüzde, Hilafet talebinde bulunun. Hilafet sevgili Peygamberimizin onurunu koruyacaktır.

Ey Müslümanlar! Ordudaki samimi aile bireylerinizi ve dostlarınızı Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeye çağırmalısınız. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e olan gerçek sevginizi göstermek için bir adım öne çıkın ve bu görevi yerine getirin. Müslüman ordulardan bu dünyada bu büyük yükümlülüğü yerine getirmek için ayağa kalkmalarını isteyin. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e arkadaşlık onurunu elde edin, ahiretteki çeşmeden Onunla birlikte için.

لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ  “Sizden biri, Ben kendisine çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha sevgili olmadıkça iman etmiş sayılmaz.”^{[Buhari, Müslim]}