BM Barışgücü Uluslararası Günü’nde Şeyh Hasina, sömürgecilere hizmet etmek için var olduğunu açıkça belirtti. Bangladeş’in laik kapitalist düzene hizmet eden sömürgeci aparatı sözde “BM barış gücü” altında dünya çapında barışı tesis etmek için hazır kıta beklediğini söyledi. Başka bir deyişle, köle Hasina, ordumuzun jeopolitik çıkarlarına erişmek için yeryüzünde bozgunculuk ve savaş çıkaran sömürgeci kâfirler tarafından paralı askerler olarak kullanılmasını istiyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ haklı olarak onlar hakkında şöyle buyurdu:

وَاِذَا قِیلَ لهَم لَا تُفسِدُوا فِی الاَرضِ قَالُوا اِنَّمَا نَحنُ مُصلِحُونَ * اَلَاۤ اِنَّهم همُ المُفسِدُونَ وَلٰکِن لَّا یَشعُرُونَ“Kendilerine: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dendiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.” İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.”^{[Bakara 11-12]} ABD, Ekim 1993’te Somali’de 18 askerinin ölümünün ardından artık korkak askerlerini BM misyonu altında göreve göndermiyor. O zamandan beri ABD, özellikle Müslüman cesur askerleri iğrenç savaşlarında yakıt olarak kullanıyor. Bu nedenle, Hasina gibi kukla yöneticilerin, askerlerimizin kindar sömürgeci kâfir efendileri uğrunda kanlarını dökmeye hazır olmalarından gurur duyduklarını, ama Mescid-i Aksa’yı kurtarmak ya da Arakan ve Keşmir’deki Müslümanların hayatlarını korumak için kıllarını kıpırdatmadıklarını görüyoruz.

Ey ordu içindeki samimi subaylar! Bir Müslüman için nihai kurtuluş, bu dünyada canını, kanını ve malını Allah Subhânehu ve Teâlâ yolunda feda etmektir. İslam’ın gerçek yönetim sistemi Raşidi Hilafet yeniden kurun. Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir vaadidir.

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”Siz güç ehlisiniz, sömürgeci ülkeleri ve nüfuzlarını topraklarımızdan kovmak için Hilafet geri getirme onuruna sahipsiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, inananların canını cennet karşılığında satın aldı, onun için şehitliğin yüce mertebesini aramak zorundasınız.

اللَّهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ وَالْقُرْآنِ وَمَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ مِنَ اللَّهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُمْ بِهِ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ“Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak vadetmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.” ^{[Tevbe 111]}

Ama ne yazık ki, ey subaylar! Bugün Allah Azze ve Celle için değil, sözde barış misyonları bayrağı altında kindar sömürgeci kâfirler için kanınızı akıtıyorsunuz. Kukla yöneticilerimiz, ümmet, dünyanın çeşitli yerlerinde acımasız saldırı altındayken sizi kışlalarınıza hapsediyorlar, kötü gündemlerini gerçekleştirmek için sizi kâfirlerin misyonları ve savaşları uğrunda öldürüyorlar. Allah’tan korkun ey subaylar! Bazı geçici dünyevi lüks ve kariyer için ebedi ahiret yurdunu yok etmeyin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الْآخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلَا تَعْقِلُونَ“Dünya hayatı sadece oyun ve oyalanmadır; ahiret yurdu, sakınanlar için daha iyidir. Düşünmüyor musunuz?”^{[Enam 32]} Hain generallerinizin ve yöneticilerinizin emirlerine körü körüne itaat etmekle düşmanlarımıza üstünlük sağlıyorsunuz ve Allah’ın gazabını hak ediyorsunuz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُواْ لَكُمْ أَعْدَآءً وَيَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُون“Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır.” ^{[Mümtehine 2]}

Sevgili cesur subaylar, İslam ve Müslümanlar için ayağa kalkın ve sizi sömürgeci kâfirlerin savaşına yollayan hain yöneticileri kökünden sökün. Sömürgeci kâfir kuklalarına uşaklık yapmayın. Hegemonyalarını korumak ve Müslümanlara zarar vermek için kötü komplolarının piyonları olmayın. Zamanımızın yiğit Ensarları olun ve Hizb-ut Tahrir’in Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti geri getirmek çağrısını destekleyin! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ ۖ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.”^{[Enfal 24]}