Gaspçı Yahudi varlığı güçleri, kent merkezindeki ailesinin evine baskın düzenledikten sonra 8 yaşındaki El Halil’li Melek Sedir’i ifadeye çağırdılar. Yerleşimcilere baskı yapıyor suçlamasıyla sorgulamak için babasına tebligat gönderdiler. Öncesinde işgal güçlerinin kasabaya girişi sırasında konvoya taş attığı bahanesiyle Isawiyalı 6 yaşındaki Kays Firas Ubeydi sorguya çağırdılar. Bu, aynı gerekçeyle Kudüs’teki işgal güçlerinin karakoluna sorguya çağrılan 4,5 yaşındaki Muhammed Rabi İlyan’ın karakola ulaşmasından birkaç saat sonra gerçekleşti.

İşgal güçleri, mübarek toprak (Filistin) halkına yönelik barbarca politikasını sürdürüyor. Bahanesi ne olursa olsun bu çocukları sorguya çağırmak, bu suç politikası zincirinin bir halkasıdır. Tüm insanlık unsurları, sözde insan ve çocuk hakları görmezden geliniyor. Gaspçı yerleşimcilerin mübarek toprak (Filistin) halkına yönelik tacizini durdurmak yerine yerleşimcilere baskı yapıyor gerekçesiyle bir çocuk hakkında soruşturma yürütüyorlar!

İstatistiklere göre Yahudi cezaevlerindeki yaklaşık 5.700 Filistinli esirler arasında yaklaşık 230 çocuk olduğu tahmin ediliyor. Son üç yılda Yahudi mahkemeleri, taş atma gerekçesiyle çoğunluğu Kudüs’ten olmak üzere yaklaşık 20 çocuğu cezaya çarptırdı. Haziran 2015’te Knesset, taş atan Filistinliler için 20 yıla varan fiili hapis cezasını sıkılaştıran bir yasayı onayladı. Aynı şekilde Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi (CABnet), taş atanlara yönelik gerçek mermi kullanılması yönünde polis kuvvetlerinin yetkilerini genişletti.

Uluslararası insan hakları sözleşmeleri, özellikle de çocuk hakları sözleşmeleri gibi insan yapımı yasalar çocukların ve yaşamlarının korunmasını, büyüme ve gelişme fırsatlarının sunulmasını ön gördüğü halde Yahudi varlığı, çocukları askeri mahkemelerde yargılayan dünyadaki tek varlıktır. Bu sözleşmeler çocukların özgürlüğünün çalınmasını sınırladı. Bunu “Son çare olarak gördü ve mümkün olan en kısa sürede” sonlandırılması gerektiğini belirtti. Hal böyleyken işgal güçleri, Filistinli çocukların öldürülmesini ve tutuklanmasını ilk çare olarak görüyor.

Yaşları bir elin parmağını geçmeyen bu gibi çocuklar, korku ve panik yayabiliyorsa, cesur olarak büyümemeleri için baskı altına alınmak ve terörize edilmek isteniyorsa, iman ve kararlılıkla donanmış bir ordu acaba nerelere kadir olabilirdi?

Ey Müslümanlar! Yahudiler ve bu Ruveybida hükümdarların yenilmez olarak betimledikleri Yahudi ordusunun durumu işte budur. Çocukları tutuklamak için bir kasabaya baskın düzenliyor! Dört yaşını geçmeyen bir çocuğu soruşturmanın hedefi yapıyor! Rıza gösterdiğiniz yöneticileriniz ise normalleşmek, utanç verici, küçük düşürücü teslimiyetçi anlaşmalar ve sözleşmeler yapmak için can atıyorlar.

Bunlar Filistinli çocuklardır. Çocukluklarından beri onları yönlendirecek, işgalden kurtarıp Filistin’i aslına döndürmek için pusulalarını doğru istikametten saptırmayacak birilerine ihtiyaç duyuyorlar. İhtiyaç duydukları da bir imam önderliğinde devasa bir ordudur. Bu ordu, Allah’ın dilemesiyle ülke ve halkları kurtaracaktır. Bu, Allah’a zor değildir.