Çuy ilindeki İçişleri departmanının basın servisine göre, Celalabat doğumlu Hizb-ut Tahrir Kadın Kolları aktivist Çuy eyaletinin Alamuddin bölgesinde tutuklandı. 41 yaşındaki Arstanaliava Bakhtikul Tajimirzayavna, sosyal medya sitelerine üye olduğu ve aşırılık yanlısı materyaller dağıttığı gerekçesiyle daha önce de iki kez tutuklanmıştı. Tajimirzayavna, Kırgızistan Ceza Kanunu’nun 315. maddesi (aşırılık yanlısı materyallerin hazırlanması ve dağıtımı) uyarınca, Alamuddin bölgesindeki İçişleri Bakanlığı’na bağlı Birleşik Suçlar Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Duruşmadan önce soruşturma bahanesiyle iki ay tutuklu kaldı.

Kırgız hükümeti, küstahlığını ve sapıklığını sürdürüyor. Birkaç yıldır terörizm ve iktidarı ele geçirmeye teşebbüs suçlamasıyla Müslüman kadınları hedef alıyor. 10 Eylül 2014’te Bişkek’teki Pervamaysak Bölge Mahkemesi, 16 Kasım 1960 doğumlu ve ikinci derece engelli Kipjakibayava Serhan Kinjatyavna’yı sekiz yıl hapis cezasına çarptırdı. Yine 17 Mart 1986 Narin doğumlu evli ve iki çocuk annesi Kıjakibayava da Colzina Kajkinavna Orazbekava faaliyeti nedeniyle tutuklandı. Bir yılı denetimli olmak üzere üç yıl hapse mahkûm edildi.

Aynı yıl Zelvia Amanova iki ay hapis yattıktan sonra 50.000 Kırgız somu para cezasına çarptırıldı. Gomazio Soyutpikovna Tokhtaboeva da dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. “Terörle mücadele” operasyonu kapsamında da 30 Eylül 2014’te Celalabat bölgesindeki Taş Comer kasabasında çok sayıda ev arandı. Bu operasyonlar sonucunda Hizb-ut Tahrir’e üye olduğu şüphesiyle 20-25 yaş arası 7 kadın tutuklandı ve haklarında cezai kovuşturma başlatıldı.

18 Kasım 2014’te Bişkek ve Çuy’da Hizb-ut Tahrir’e üye oldukları şüphesiyle çok sayıda savunmasız kadının evinde arama gerçekleşti: K. adlı kız kardeş, 1989 yılında Aş eyaletinin Arwan bölgesine bağlı Mengit köyünde dünyaya geldi ve halen Bişkek’te yaşıyor. 1988’de Ak Tallinn eyaletinin Narin bölgesinde dünyaya gelen W. adındaki kız kardeş de, spor okulu öğretmenidir. Çuy eyaletinin İssyk Kul ilçesine bağlı İgki Su köyünde yaşayan C. A. ise, 1987 yılında Tüp bölgesindeki İssyk-Kul ilinde doğdu. Ayrıca 1984 İssyk Kul doğumlu K. J.’nin evinde aşırılık yanlısı materyaller bulundu ve çeşitli cezalara çarptırıldı.

Günümüzün yozlaşmış demokratik sistemi, insanlığın sorunlarını çözemez. Hatta tüm dünyada yozlaşmış bir ideolojiye inanan Avrupa ve Amerika halkları bile, bu ideolojinin çöpe atılması gerektiğini düşünüyor. Kapitalizmin ömrü sona erdi. Bu yüzden dünyayı içine sürüklediği yıkımdan kurtaramaz.

Kırgız hükümetinin Rus hükümdarını hoşnut etmek için aşırılıkla mücadele kisvesi altında İslam’a karşı yürüttüğü savaş, onu sonuna kadar bu köleliği yerine getirmeye zorladı. Küçük çocukları olmasına rağmen savunmasız kadınları hapsetmekten zerre kadar hayâ duymuyor.

Kırgızistan, diğer Orta Asya ülkeleri gibi, yoksulluğun zirvesindedir ve bir takım göze çarpan sorunları söz konusudur. Ancak bu ajan hükümet, işsizliği, ekonomik krizi, sosyal sorunları, yabancı ülkelere olan borcu, sağlık açığı vs. sorunları çözemez. Sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümlerini hayata geçirmeye çalışan savunmasız kadınları hapsedebilir. Bu nasıl bir hüsrandır? Ahiretteki hüsran ise daha büyük ve daha çetindir.

Hizb-ut Tahrir bugün internet siteleri, yayınları aracılığıyla amaçlarını, faaliyetlerini ve etkinliğinin amaçlarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu partiye aşırılık imajı vermek ve hükümete karşı darbe yapmakla suçlamak, eski bir hikâyedir. Buna halkı ikna etmek oldukça zordur. Ancak Caparov liderliğindeki hükümet, hala halkın genelini bu iftiralara ikna etmeye çalışıyor.

Ancak Allah’a hamdolsun, treni kaçırdılar. İslam ümmeti uyandı, gerçek İslami hayatın Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında olacağını fark etti. Din ve devlet işlerinin ayrılması esasına dayalı laik sistem altında bunun hiçbir şekilde gerçekleşmeyeceğinin bilincindedir.

Bu yüzden bu Müslüman kız kardeşler, yıllarca hapis cezasına rağmen çalışmalarına devam edeceklerdir. Silah ve askeri güce sahip olmasına rağmen hükümet, İslam davasını taşıyan bu kadınlar karşısında çaresiz kalacaktır. Tutuklamalara ve işkencelere rağmen Bakhtikul, Serhan ve Zülfikah Umunova gibi nice yeni kadınlar davet kervanına katılmaktadır. Mekke’deki müşriklerin İslam’ı yenemediği gibi Caparov çetesi de İslam daveti taşıyıcısı bu kadınların faaliyetlerini engelleyemeyecektir. Yüce Allah, dininin yeryüzünde üstün geleceğini vaat etti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلَّا أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ * هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.”^{[Saff 60-61]}