30 Eylül 2016 Cuma gecesi, Ürdün’ün başkenti Amman’da FIFA U-17 Kadınlar Dünya Kupası başladı. Turnuva 21 Ekim’e kadar sürecek ve turnuvaya Ürdün dâhil 16 takım katılıyor.

Ürdün’ün bu turnuvaya ev sahipliği, yerel ve yabancı kurumların İslami değerleri ortadan kaldırıp yerine Batılı değerleri yaymak amacıyla Batılı yıkıcı eylem ve faaliyetlerine hız verdiği bir zamana rastlıyor. Ayrıca tabuların yıkılması ve sistematik bir şekilde Ürdün rejiminin her düzeyde kutsalları ihlal ettiği bir ana denk geliyor. Örneğin Ürdün rejimi, ilişkilerin normalleşmesinin ardından bir kaç gün önce Yahudi varlığı ile gaz anlaşması imzaladı. Öte yandan Batılı diktelere olumlu yanıt vermek için “aşırılık ve terörizm” ile mücadele bahanesiyle eğitim müfredatını değiştirdi. Kadın erkek karışık, çıplak, ahlaksız ve yozlaşık festivaller ve kutlamalar düzenlenmesine izin verdi. Renk ve pijama festivalleri, güzellik yarışması ve defileler gibi... Şimdi de 17 yaş altı Kadınlar Dünya Kupası’na ev sahipliği yapıyor.

Kuşkusuz bu tür turnuvaların amacı, kavramları tahrip etmek, kadını zevk ve meta aracı olarak gören Batı uygarlığını kabul edecek şekilde o kavramları törpülemektir. Kaldı ki bu tür faaliyetler, insanlar karşısında ve uydu kanallarında “çıplaklık kültürünü” yerleştiriyor. Aynı zamanda bu faaliyetler, kapitalist ideolojiden fışkıran cinsiyet eşitliği ilkesine teşvik ediyor. Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği Başkan Yardımcısı ve Kadın Futbolu Sorumlusu Tatjana Haenni turnuvaya ilişkin düzenlediği basın toplantısında, “FIFA açısından bu turnuva, cinsiyet eşitliği ve kapsamlı katılımın sağlanması yolunda atılan önemli bir adımdır. Basitçe bu, spor ve toplumda kadın ve kızların durumunun iyileştirilmesi yönünde uzun mesafeli bir projedir.” diye konuştu.

Ey Ürdün Müslümanları! Ey İslam düşkünleri!

Bu faaliyetler, İslam Şeriatı, ahlakımız ve yüce değerlerimiz taban tabana çelişir. İslam değerleri, erdemliliğe davet eder, kadını her türlü ahlaksız ve iğrenç görüntülerden korur. Kadını onurlu kılan, itibar ve şerefini yücelten İslam’a göre kadın korunması gereken bir ırzdır. Yabancı erkekler karşısında mahrem ve ziynet yerlerini açamaz, teberruc olacak şekilde çıkamaz. Kamu hayatında giymek için kadına şeri bir kıyafet belirleyen İslam, mahrem yerlere bakılmasını haram kıldı ve bakışların kaçırılmasını emretti. Ayrıca Şeriatın onayladığı bir durum müstesna kadın erkek karışımı da yasakladı.

Allah’ın dinine olan düşkünlüğünüzü, İslami kimlik ve değerleriniz ile çelişenlere karşı dik duruşunuzu biliyoruz. Eğitim müfredatı ve Yahudi varlığı ile imzalanan haince gaz anlaşmasını protesto etmek için sokaklara dökülmeniz, bunun en iyi kanıtıdır. Müslüman kadına yönelik ve İslam hükümlerine aykırı etkinlik ve faaliyetlerin ülkenizde düzenlenmesine izin vermeyin. İslam ve size karşı kurulan komplolar karşısında sarsılmaz birer set olun. Kızlarınız ve oğullarınızı yozlaştırıp bozmak isteyenler karşısında daima uyanık olun.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.”^{[Tahrim 6]}