BM, Bir Yandan 5 Milyon Somalilinin Açlık Tehdidi Altında Olduğunu Açıklarken Öte Yandan da Mültecilerin Geri Dönüşünü Organize Ediyor!

Kenya, BM ile koordinasyon içinde 350.000’den fazla insanı barındıran ve dünyanın en büyük mülteci kampı kabul edilen Dadaab mülteci kampını tahliye ediyor. Yıllarca insanlar, bu kampta berbat bir yaşam sürdüler. Kampın adı kolera ve sığınmacı kadınlara yapılan tecavüz olayları ile özdeşleşti. Kampta neredeyse hizmet yok sayılır, okul kıtlığı ve bakım yetersizliği var... Son çeyrek yüzyıldır Somali’nin maruz kaldığı kuraklık ve savaş nedeniyle insanlar canlarını ve çocuklarını kurtarmak için bu rezalet kampa sabrettiler. Dadaab mülteci kampında günlük hayat rahat ve güvenli değil, ancak kampın sakinleri için geri dönüş de bir seçenek değil.

14 Nisan 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Dadaab kampının ansızın kapatılıp mültecileri Somali’ye dönmeye zorlamanın son derece tehlikeli olduğunu belirten açıklamasına rağmen BM, tahliye işlemlerini sürdürüyor. Bunun elbette insani sonuçları olacak, çünkü Somali, iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle kıtlık çekiyor. Altı ay içinde tarım üretimi yarı yarıya düştü. Çiftçiler bir sürü hayvanlarını kaybettiler. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz Ocak ayında yardım dernekleri, insani koşulların iyileştirilmesi için 880 milyon dolar yardım çağrısı başlatmıştı. Öncesinde ise BM Somali Koordinatörü Peter Leclerc yaptığı açıklamada, “Somali’ye yardım programında sadece yüzde 32’lik bir hedefe ulaşıldığını”belirtti.

Dadaab mülteci kampında tahliye işlemleri sürerken ve zorla geri dönüş programı uygulanırken geçen ay sonunda yayınlanan BM raporu, kuraklık nedeniyle Somali’de yaklaşık 5 milyon insanın açlık krizi çektiğini ortaya koydu ve yetersiz beslenmeye maruz kalan 5 yaş altı 300 bin çocuğun yardıma muhtaç olduğunu ifade etti. [Medyaya göre ise program, gönüllü geri dönüş programıdır ve parasal destek karşılığında mülteciler geri dönüşü kabul ettiler] Yayınlanan bu rapor, erken uyarılara rağmen çeyrek milyon insanın hayatını kaybettiği Somali’deki 2011-2012 yılları arasındaki açlık yıldönümü ile çakışıyor. Onca erken uyarılara bu felakete kulak tıkayan uluslararası toplum, önce kınayıp raporlar yayınlamış, sonra da bu insanlık trajedisine timsah gözyaşları dökmüştü. 

İşte yine Birleşmiş Milletler, bir yandan uyarı sirenleri çalarken ve Somali’deki insanlık durumun ciddiyetinden dünyayı uyarırken, öte yandan da Kenya ile günde 1000 mültecinin geri dönüşü için koordinasyon yürütmektedir. ^{[26.09.2016 Foreign Police]} BM, o mültecileri açlık bölgelerine geri gönderiyor ki bazı bölgelerde işsizlik %67’ye varıyor. Somali, dünyada işsizlik oranın en yüksek olduğu ülkeler arasında. Ulusal ekonomi, yurt dışında yaşayan Somalilerden gelen gelirlere bağlı. BM o mültecileri çeyrek yüzyıldır süren savaşlar, iç huzursuzluk, ABD işgali, Etiyopya ve Kenya güçlerinin müdahalesi sonucunda ortaya çıkan yüksek enflasyon, aşırı durgunluk ve çökmüş kurumlar sorununun tam ortasına atıyor.

Dünya, sistematik bir şekilde tarım sektörünü yok etmeye çalışan BM kurumlarının sistematik yavaş ölüm politikasına göz yumuyor. BM kurumları Somali’yi otarşi ülkesinden dış desteğe ve Somalililer ile çocukları hakkında zimmet ve ahit gözetmeyen korkusuzların yardımına bağımlı bir devlet haline dönüştürdü. Somali’ye yabancı müdahale, geride kurak araziler, siyasi boşluk, hoppalık ve silah ticaretinden başka bir şey bırakmadı. Bu yüzden insanlar, zillet ve insanlık dışı kamplarda yaşamın zorlaşmasının ardından yasa dışı göçe mecbur kaldılar. Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir.

وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ سَيُؤْتِينَا اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ وَرَسُولُهُ إِنَّا إِلَى اللَّهِ رَاغِبُونَ “Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Rasûlü de. Biz yalnız Allah’a rağbet edenleriz deselerdi (daha iyi olurdu)”^{[Tevbe 59]}