حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2019–MB–TR–01 |
H. 8 Cumâde’l Ûlâ 1440 M. Çarşamba, 13 Şubat 2019 |
Müslümanlar, Etkili Elitin Çıkarına Hizmet Eden Medya Manipülasyonunu İfşa Etmelidir
Cairncross İnceleme raporu, demokrasinin yüreğindeki çelişkileri ortaya koyuyor. İktidarın insanların elinde kalabilmesi için bilgiye erişim özgürlüğünün temel olduğu söyleniyor. Ancak ne gerçek iktidar ne de bilgiye erişim özgürlüğü insanlar elinde değildir. Çünkü bu durumda etkili elit, iktidarın bir kısmını ya da bilgiyi kontrol etme olanağını kaybeder. Gerçekte, insanları bilgilendirmek için çalışan özgür medya sadece bir yanılsamadır. Medya sektörü, yalnızca kendi çıkarını gözeten güçlü elitin kontrolünde ve tekelindedir.
Demokratik tercih görüntüsü adı altında insanların duygularını manipüle etmek için geleneksel medyayı kullanan Avrupa’daki siyasi kuruluşlar, sosyal medyanın bağımsız yapısı, Google ve Facebook gibi internet teknolojisi devlerinin ABD tarafından kontrolü nedeniyle yeni zorluklarla karşılaştı.
İngiltere dâhil olmak üzere Avrupa’nın, kontrolsüz haber kaynaklarını kontrol etme ve açığa çıkarma girişimleri, gerçekte demokratik sistemin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Demokratik bir toplumda neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair keskin ilkeler yoktur. Bu yüzden güçlü grup, diğerlerinin çıkarına karşılık kendi çıkarını garanti altına almak için seçmenlerin duygularını manipüle eder. İnsanlar, doğru ve eksiksiz bilgi temelinde kendi kararlarını alabildiklerine inandıkları sürece demokratik özgür seçim yanılsaması var demektir.
Google ve Facebook gibi dev Amerikan medya şirketleri üzerindeki kontrollerin sıkılaştırılması tavsiyesinde bulunan Cairncross raporunun yayımlandığı gün BBC’nin, İngiltere’deki insanların hükümeti ve medyayı kontrol eden uzaylılar ve karanlık gruplara ilişkin komplo teorilerine neden inandıkları hakkındaki bir makaleyi ilk sayfadan vermesi büyük bir ironidir.
Uzun zamandır İngiliz halkı, BBC ve ana akım gazete şirketlerinin kontrollü medya diyeti ile beslendi. Referandum öncesi ve sonrası Brexit haberleri tamamen birbirine tezattır. Referandum öncesinde egemenliğin Brüksel ve tehlikeli göçmenlere devredileceği konusunda sesler yükselirken, Avrupa Birliği’nden ayrılmanın ekonomik etkisinden pek bahsedilmedi. Referandum sonucu elitin beklentisinin aksine çıkmasının ardından Brexit’in ekonomik zararı üzerine odaklanıldı. Referandum sonucunun getirdiği yabancı düşmanlığının gerekçeleri üzerinde nedense hiç durulmadı.
İkiyüzlü medya, son genel seçimler ve referandum öncesinde yabancı aktörlerin İnternet haberlerine müdahalede oynadıkları rolü abarttı. İngiltere’nin birlikten ayrılma yanlısı kampanyasının adil olmadığını, bu yüzden sonuçların meşruluğunun sorgulanmasını gerektiği söylendi.
Ancak medyanın İngiltere’deki İslam ve Müslümanlar hakkındaki yayımladığı raporların doğruluğu hakkında böyle bir kaygı yok. Şirketlerin medya kontrolü, sözde terörle mücadele bahanesiyle İslam ümmeti ve ideolojimize savaş açan elitin çıkarlarına hizmet etmektedir.
Ayrıca diğer milletlerin medya ve demokratik süreçlerine müdahale Batı hükümetleri için zerre kadar sorun değil. Yine kontrollerindeki medya sektörünün tek gerçek kaygısı, bir avuç elitin çıkarıdır. Son Venezuela krizi ve müdahale tehditleri ile ilgili haberler, demokratik sürece bir hakaret olarak kabul edilmezken, Facebook verilerinin politik amaçlar için kullanıldığı Cambridge Analytica olayı bir skandal olarak addediliyor. Geçen yılki Malezya seçimlerini kazandığını iddia eden muhalefetin dış fonlarından zar zor gizlenmeye çalışılsa da pek bahsedilmez.
Ana akım medyanın manipülatif yapısını vurgulamak için İngiltere’deki Müslüman topluluğun en ön saflarında yer almasının zamanı gelmiştir. Müslümanlar, demokratik sistemin bugün dünyayı etkileyen en ciddi fikirler hakkında dürüstçe tartışma yapılmasına teşvik etmedeki başarısızlığını açıkça ortaya koymalıdırlar. Dahası laik kapitalist ideolojinin yaptığı gibi İslam ideolojisinin sahtekâr cephenin arkasına saklanmadığını daha geniş bir topluma sempatik bir şekilde anlatmalıdırlar. Seküler seçkinlerin aksine Müslümanlar, ideolojilerinin tartışılmasından korkmazlar. Gerçek İslam’ı temsil eden seslerin engellenmesi ciddi bir meseledir. Çünkü bu sebeple insanlar, laik elitin özel çıkarına hizmet eden bilgiler dışında doğru bilgiye ulaşmaktan yoksun bırakılıyorlar.
وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا “Deki hak geldi batıl zail oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.” [İsra 81]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |