Times gazetesi muhabiri Neil Johnston, Müslümanların LGBT’ye bakışları hakkında kaleme aldığı makaleyi yayımlamadan önce Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi ile iletişime geçti. Sayın Johnston, “Hizb-ut Tahrir’in, aileleri çocuklarını LGBT değerlerine teşvik eden müfredattan çekme çağrısı yaptığı”iddiası dâhil olmak üzere pek çok soru sordu. Gerçek şu ki Hizb-ut Tahrir / Britanya, bugün Cuma namazından sonra bir bildiri dağıttı. Bildiride şöyle deniyordu: “Ancak ahlaksızlık ve kötülüğe teşvik eden, toplumda zararlı yansımaları olan değerlerin topluma verdiği etkisiyle çocukların sınıftan çekilmesi ile mücadele edilemez. Müslüman örgütler, liderler, aktivistler ve ebeveynler, bu yozlaşmış fikirlere karşı şu şekilde mücadele etmelidir:

● Liberal cinsel davranışları meşrulaştırmak için kullanılan sahte argümanları ifşa etmek. Bu, çocukları okullarda zorla verilen materyaller hakkında daha eleştirel düşünmeye teşvik edecektir.

● Yukarıda olduğu gibi bu değerlerin toplumsal zararlarından bir kısmına parmak basmak.

● İslam’ın aileye yaklaşımını, samimi ilişkilerini ve toplumun değerlerini korumak, açıklamak ve ortaya koymak. Böylece tüm insanlar, daha iyi bir alternatifin olduğunu göreceklerdir. Bu ise İslam’daki içtimai sistemin hükümet ve bireysel düzeyde nasıl işlev göreceği konusunda nesillerimize eğitim vermeyi gerektirir.” ^{http://www.hizb.org.uk/viewpoint/lgbt-lessons-sexualisation-can-only-harm-children-not-help-them/}

Sayın Johnston ayrıca, “Birçokları kullanılan dilin bir kısmının homofobik veya saldırgan olduğunu söyleyebilir. Konuşmacılarınızın provokatör ve çocukları farklı topluluklara müsamaha göstermemeye teşvik ediciler olarak algılanmasından endişe duymuyor musunuz? diye sordu.

Biz, İslami değerlere aykırı hareket edenlere karşı uygulanan şiddet veya tacizi desteklemiyoruz. Biz, LGBT ajandasını destekleyenlerin entelektüel temelini sorguluyoruz. İnsanları bugün bize dayatılan laik liberal inanç ve değerlerin temeli ve meyvelerini Müslüman topluluğuyla tartışmaya çağırıyoruz. Ayrıca tüm insanları uygun entelektüel dil ve argümanlar kullanmaya, tartışmayı kilitleyen hakaretlere başvurmamaya davet ediyoruz.

Okullar, LGBT yaşam tarzını çocuklar arasında aktif şekilde teşvik ederse, karşıt görüşleri hoşgörüsüzlük olarak nitelendirirse, o zaman açıkça hiçbir tartışma gerçekleşmez. Aslında şunun sorulması gerekir: Böylesi küçük çocuklar ileri sürülen argümanları değerlendirebilecekler mi? Yoksa bilinçli gerçek bir seçim yapmadan liberalizme mi sürükleniyorlar? Bu, çocuklarda artan hiper-cinselliği sağlıklı görmeyen Müslüman ebeveynler için büyük bir endişe kaynağıdır. Umarım, çoğu ebeveyn için endişe vericidir. Bu tür konuların, değerlerin ve bunları üzerine kurulu olduğu temellerin tartışılmasını ebeveynler gerçekten tercih ettiler mi? İngiliz hükümetinin, ateşli liberalistlerin ve ana akım medyanın, laik liberal inançlar ve değerlerin tartışılmasına tahammül edememesi açıkça acı verici. Oysa İslam, en temel inanç ve değerlerin bile dürüstçe sorgulanmasına ve verimli şekilde tartışma yapılmasına teşvik eder.

Sayın Johnston’ın soruları ve mensubu olduğu gazetenin sicili, laik yaşam biçimi ile onun istenen ve istenmeyen yansımalarının ele alınması konusunda ne kadar ciddi oldukları sorusunu gündeme getiriyor. Yoksa olası bir tartışmayı kapatmaya çalışan propaganda makinesinin sadece bir parçası mıdırlar? Çünkü güçlü entelektüel temelleri nedeniyle İslami değerlerin, bir nebze olsun destek bulmasından korkuyorlar. Biz, laikliğin entelektüel bir temeli olmadığını iddia ediyoruz. Bu yüzden laikliğin ateşli savunucuları, bu gerçek ortaya çıkmasın diye kasıtlı tartışmalardan kaçınmayı yeğliyorlar.

Biz, bugün hükümet ve ana akım medyanın Müslümanlarla ilgili bakışlarının, özellikle de bizi ikna edecek entelektüel tarzdan yoksun olmaları nedeniyle daha fazla laik liberal değerleri benimsemeye zorlamak olduğunu düşünüyoruz. Çünkü yoksunluk, zorbalığı doğurur.