Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu

No: BR–BA–2019–MB–TR–16 H. 13 Zilka’de 1440
M. Salı, 16 Temmuz 2019

“Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır.” [Ali İmran 118]

Boris Johnson, Hindistan ve Orta Doğu’daki sömürgeci İngilizlerin Müslümanlara kurşun ve kılıçla liberal kapitalizmi ve az gelişmiş demokrasiyi dayatana kadar güvende olduklarını bilmelidir. Bir kez daha Boris, Müslümanlara yönelik İslamofobiyi kamçılamakla suçlanıyor. Hastalıklı birçok açıklamasının yanı sıra Boris Johnson’ın geçmişte yazdığı bir makalede “Müslüman ülkelerde burjuva sınıfının, liberal kapitalizmin ve demokrasinin yaygınlaşması olmadığını” iddia etti ve bunun İslam kaynaklı olduğunu savundu. Boris’in “ölümcül dini muhafazakârlık” dediği şey aslında İslam akidesinden kaynaklanan yaşam biçimidir. Boris, maymun iştahlı ve bencil biridir, onun için böyle biri erdemlilik kavramına sahip olamaz. Açıktır ki biz ilkelerimiz gereği zulme boyun eğmeyiz, adalet taraftarıyız, herkesin siyasi hayata katılımını, liderlerin ve yöneticilerin muhasebe edilmesini savunuruz. Müslümanların, yolsuzluklarını meşrulaştırmak için demokratik sistemi kullanan atanmış kapitalist elite izin vermemesinin gerçek nedeni işte budur. Liberal kapitalizm amaca elverişli değildir ve insanlığa karşı işlenmiş en berbat suçtur, bu yüzden geleneksel Müslüman liberalizmden nefret eder.  Belki de Sayın Johnson’ın İslam’a karşı tutumu ve tarihi yanlış okuması, II. Abdülhamid döneminde liberal ve Anglikan büyük büyükbabasını kovan Osmanlı Devletine olan nefretinden kaynaklanıyor olabilir. Kini, kesinlikle İslam tarihini doğru bir anlayışa dayanmamaktadır. Müslümanlar ve gayrimüslimler, Avrupa halkı gibi hiçbir zaman derebeylik kölesi olmamıştır. Avrupa’da olduğu gibi “kilise ve devlet” arasında insanlara karşı gizli bir anlaşma yapılmamıştır. Dolayısıyla İslam’da devrimlere, kapitalizm ve demokrasiyi doğuran unsurlara rastlanamaz. Bunlar, Avrupa’ya özgü fenomenlerdir. Avrupa deneyimini, dünyanın geri kalanı için standart hale getirmek, kibir ve cehaletin ta kendisidir.

Bir İngiliz başbakan adayının, İslam’a ve Müslümanlara kin ve nefretini kusması çoğu Müslüman için şaşırtıcı değil. Kumaşı, kendilerini dünyanın seçkinleri olarak gören, “üçüncü” dünyayı sömürme hakları olduğunu savunan, “kültürsüz olanları” kültürlendirmeyi bir görev olarak addeden kişilerin kumaşı ile aynıdır. Onların kibirleri cehaletlerinden kaynaklanıyor. Boris’in iddiasına göre klasik eğitim ona üstün bir sınıfta olma hakkını veriyor, onun bu tür yorumları onun İslam ve Orta Doğu tarihinden bihaber olduğunu gösteriyor. Winston Churchill’den özür dileyen, İslam’ı ve Müslümanlara aşağılayan Boris, dünyada İslam’dan daha güçlü bir gerileme gücü yoktur. Churchill’e göre “Müslümanlar görkemli nitelikler gösterebilirler. Binlercesi kraliçenin cesur ve sadık askerleri haline geldiler. Herkes nasıl öleceğini biliyor. Ama dinin etkisi takipçilerinin sosyal gelişimini felç ediyor.” Aynı duygusuz Churchill, Batı Bengal’de milyonlarca insanı açlıktan öldürdü, yüz binlerce Hindistanlı Müslümanı Japonlarla savaşmak üzere Japonya’ya taşıdı ve sonra onları orada bıraktı. O zamandan beri Müslümanlara yönelik İngiliz politikalarında pek iyileşme görülmemiştir.

Boris ayrıca “Bosna’dan Filistin’e, Irak’a Keşmir’e kadar neredeyse tüm dünyada Müslümanların yakındıklarını” söyledi. İngiliz hükümetleri Bosna’da Müslümanları katliama terk etti. Filistin’in işgal edilmesine neden olduktan sonra Siyonist varlığın katil politikalarını görmezden geldi. Burma ülkesini yarattıktan ve oradaki Müslümanları inkâr ettikten sonra Rohingya katliamlarına göz yumdu. Şimdi de Çin Uygur Müslümanlarına yapılan baskıları ve onlara yönelik işlenen katliamları görmezden geliyor. Churchill’den Boris’e kadar seçkin İngiliz başbakanlarına göre iyi Müslümanlar ölü olan Müslümanlardır.

قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ “Kin ve öfkeleri ağızlarından belli olmuştur. Göğüslerinde gizledikleri şey daha da büyüktür. Akıl etmiş olsaydınız, size ayetleri açıklamıştık.” [Ali İmran 118]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00
www.hizb.org.uk
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER