حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Bürosu
No: İS–DNK–2020–MB–TR–01 |
H. 23 Cumâde’l Ûlâ 1441 M. Cumartesi, 18 Ocak 2020 |
Danimarka’daki Hükümetlerin Çocukları Zorla Ebeveynlerinden Ayırma Girişimi, İnsanlıkla Dalga Geçtiklerinin ve Müslümanları Horladıklarının Bir Kanıtıdır
Danimarka’da TV2 Kanalı, 15 Ocak’ta “Hükümet, belediyelere radikal ortamlarda büyüyen çocukları o ortamlardan koparma zorunluluğu getirmek istiyor.”başlıklı bir makale yayımladı. Makalede Danimarka hükümetinin “Radikal bir ortamda büyüyeceği ön görülüyorsa, belediyelere bir çocuğu veya genci evinden alıp başka bir yere yerleştirmeyi zorunlu kılan kurallar yapmak için”bir komisyon kurmak istediği belirtildi.
Bu aşağılık girişim, yabancı savaşçılar için geçerli olan yürürlükteki yasanın bir uzantısı gibi tanıtılsa da, laik liberal değerler karşıtı Müslüman bir aileye karşı kullanılabilmesine kapı aralayan “radikalleşmiş ortamlar” gibi genel ifadelerle süslenmiştir. Genellikle politikacılar, İslam ve Müslümanlardan bahsederlerken “Radikalleşme” ve “aşırılık” gibi nosyonları aşırı şekilde kullanırlar.
Bunun Başbakan Mette Frederiksen’in yeni yıl mesajından sadece birkaç hafta sonra gerçekleşmesi dikkat çekici. Bazı analistler, Başbakanın bu mesajını daha fazla Müslüman çocuğun zorla ailelerinden koparılması çağrısı olarak yorumlamıştı.
Siyasi yorumcu Lars Trier Mogensen, Başbakanın yeni yıl mesajını yorumlarken şunları söyledi: “Sözlerinin yanlış anlaşılması imkânsız. Çocukların ebeveynlerine karşı daha sert yaklaşım, aslında sözde Getto Yasası’nın bir uzantısıdır. Çünkü ileride yabancı ve mülteci ailelerin çoğu çocukları, zorla ailelerinden koparılıp evlatlık olarak verilecekler. Başbakan, yeni bir sosyal demokratik kültür savaşı başlattı. İlk kez Sosyal Demokratlar saldırı pozisyonunda.”
Bu ifadeler, insanlıkla dalga geçildiğinin ve Müslümanların hor görüldüğünün bir kanıtıdır. Bir çocuğun ebeveyni ile birlikte olma hakkını iptal etmek, tersi de olabilir, birini öldürmekle eşdeğerdir. Başka bir insana zarar vermektir. Tarihte daha önce Danimarka ve diğer Avrupa ülkelerinin, uygarlaştırmak adına yabancılara ya da farklı zihniyetteki insanlara neler yaptıklarını gördük. İnsanları aşağılamalarının hiç değişmediği görülüyor.
Birçok Danimarkalı aile arasında cinsel istismar, alkol ve aşırı şiddet gibi ciddi sorunlar yaygınlaşmasına rağmen hükümet, bunlara pek odaklanmak istemiyor. Başbakan, bu aileleri ortadan kaldırmak için “çok fazla kuvvet” kullanmak gerektiğine inanıyor. 2018 yılında belediyeler, 3871 çocuğu evinden alıp başka yerlere yerleştirdiler. Bu durumlarda yetkililer, çocukların zorla alınması işlemlerini açıklamak için 7354 kanıt ileri sürdüler. Bu kanıtların sadece yüzde 7’si ebeveynin istismarıyla ilgiliydi, yüzde 6’sı ise fiziksel istismar, cinsel istismar veya diğer istismar türleri hakkındaydı. Bilindiği gibi çocukların zorla alınması sırasında da sayısız kusurlar işleniyor. Frederiksberg Belediyesi tarafından yürütülen bir soruşturma, her durumda kusur işlendiğini ortaya çıkardı. Yine de hükümet, belediyelere çocukları “radikalleşmiş ebeveynlerinden” zorla ayırma mecburiyeti getirmek istiyor. Sorunu böyle halledebileceğini düşünüyor.
Çocukları zorla ailelerinden ayırmaktan öyle bir şekilde bahsediyorlar ki, birileri bunların, hayvanat bahçesinde annelerinden ayrılan yavrular olduğunu düşünebilir. Öyle görünüyor ki Danimarka Başbakanı, Çin’deki bir devlet gibi olma hayalinde. Bilindiği üzere Çinli memurlar, ailenin yeterince Çinlileşmediğini belirlediklerinde ve aşırılık belirtilerine rastladıklarında Sincan yetkilileri, Müslüman çocukları ailelerinden zorla alıp gidebiliyor.
Biz tüm Müslümanları yabancı düşmanlığı bu planlara karşı direnmeye çağırıyoruz. Daha önce İslam karşıtı yasaların daha rijit İslam karşıtı yasaların önünü açtığına tanık olduk. Zorla alınıp gidilen çocuklar, asimile olmayı kabul etmedikleri takdirde gelecekte Müslümanlara karşı potansiyel bir terör aracı olarak kullanılabilirler. Tıpkı Çin’de gördüğümüz gibi.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Danimarka Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+45) 50 59 90 66 www.hizb-ut-tahrir.dk |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.dk |