Son zamanlarda Danimarka ve İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılması ve ardından yurtiçi ve yurtdışında verilen tepkiler, önemli farkındalıkları gerektirmektedir:

- İfade özgürlüğü, siyasi iktidarın bir aracıdır ve gerçek değerlerin yoksunluğu için zayıf bir örtüdür.

- Ardışık hükümetlerin kesintisiz İslam karşıtı politikası, toplumda İslam düşmanlığını körüklemiş, gruplar arasında gerilim ve kutuplaşma yaratmıştır.

- 2005’teki siyasi amaçlı, nefret dolu karikatürlerden bu yana Danimarka devleti, toplumda yarattığı zararlı etkilerine rağmen Müslümanlara yönelik nefret eylemlerini körükleyip kolaylaştırmıştır.

- Hükümetin, küresel protestoların ardından Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen aracılığıyla “kınama” açıklamaları yayınlaması, son derece güvenilmez ikiyüzlü açıklamalardır.

- Gece gündüz Kur’an’a karşı suç işleyen Müslüman ülkelerdeki rejimlerin içi boş önlemlerinin ve açıklamalarının hiçbir değeri yoktur.

- İslam dünyasında Müslüman halkların gerçek iradesini temsil eden bir siyasi gücün yokluğunda devlet düzeyinde devam eden bu ihlallere karşı diplomatik, ekonomik ve gerekirse askeri önlemler alınmamaktadır.

Elias Lamrabet
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Temsilcisi