Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Endonezya
Medya Bürosu

No: IDu2013BAu20132013u2013RSu2013TRu20130004 H. 4 Rabi’-ul Âhir 1434
M. Cuma, 15 Şubat 2013

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Endonezya'dan Bir Beyan İslam Ülkelerindeki Yöneticiler, Amerikan Merkezî İstihbaratı [CIA]'nın Küresel Cürümlerine Katılmaktadırlar

Açık Toplum Vakfı [OSF]'nin, 05 Şubat 2013 Salı günü, "Küresel işkence: Amerikan İstihbarat Ajansı [CIA] Tarafından Olağanüstü Teslimat ve Gizli Tutuklama" başlıklı bir rapor yayınladığı ortaya çıktı. Nitekim raporda, onlarca İslam ülkesinin Amerikan istihbaratının işlemiş olduğu küresel cürümlere katıldıkları açığa çıktı. Bu ülke kapsamında olanlardan bazıları şunlardır; Afganistan, Cezayir, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Mısır, Libya, Malezya, Fas, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali, Suriye, Türkiye, İmarat, Özbekistan, Yemen ve Endonezya. Ayrıca bu araştırmada, tutuklanan kimselerin gözaltına alınmaları ve sorgulanmaları için -kanunsuz bir şekilde- yabancı hükümetin gözetimine teslim edilmeleri eylemlerine ve aynı şekilde Amerika'ya yönelik 11/09 saldırılarının ardından Amerikan Merkezî İstihbarat Ajansı [CIA]'nın uyguladığı gizli tutuklamalara odaklanılmıştır.

Endonezya, Muhammed Sad İkbal Medenî, Nasır Selim Ali Karu ve Ömer Faruk'un tutuklanmalarına katılmıştır. Zira Medenî, Mısır'a nakledilmeden önce Cakarta'da tutuklanmıştır. Nasır ise 2003 yılında Endonezya'da tutuklanmış, ardından da Yemen'de bulunması öncesinde Ürdün'e nakledilmiştir. Faruk'a gelince; 2002 yılında Bogor'da tutuklanmış ve Afganistan'daki Bagram tutukevine nakledilmiştir.

Bu rapor, bazı önemli noktaları da ifşa etmiştir:

Birincisi: Amerika, İngiltere, Almanya ve diğerleri gibi Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğünü. Zira onlar, bir taraftan insan haklarını desteklemedeki üstünlüklerinin devam ettiğini iddia ederlerken ancak diğer taraftan da doğrudan küresel olarak uygulanan ve insan haklarına karşı olan işkenceye katılmaktadırlar.

İkincisi: Birleşmiş Milletleri'nin bu cürümlere dikkat çekmesi, uluslar arası örgütün bu Batılı sömürgeciliğin maşasından öte bir şey olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla "teröristlerle savaş" adı, Birleşmiş Milletler sayesinde Afganistan, Pakistan, Yemen ve Mali'de meydana geldiği ve gelemeye devam ettiği gibi Batı'nın sık sık Müslümanlara karşı uyguladığı vahşî eylemleri meşrulaştırmaktadır. Buna mukabil Birleşmiş Milletler Kurulu, insan haklarını çiğneyen Merkezî İstihbarat Ajansı gibi Batılı ajanslar kurulduğunda tek dişi kalmış bir canavara dönüşmüştür.

Üçüncüsü: Bu rapor, İslam ülkeleri yöneticilerinin Batılı ülkelerin ellerindeki maşadan öte bir şey olmadıklarını da kanıtlamıştır. Zira onlar, küresel cürümlerinde doğrudan Merkezî İstihbarat Ajansı'nın yanında yer almaktalar ve Batı tarafından terörist şüphelisi olan herhangi bir kişiyi kaçırma, dönüştürme ve işkence etme gibi eylemler işlemektedirler. Dolayısıyla İslam ülkelerindeki yöneticiler, Batılı çıkarların bir kölesi haline geldikleri gibi bunu da terörizme karşı küresel savaş olarak isimlendirmektedirler.

Dördüncüsü: Aynı şekilde bu rapor, CIA ile her fırsatta Amerikan düşmanı olduğunu gösteren ülkeler arasında gizli bir işbirliğinin varlığını da ortaya çıkarmıştır. Mesela İran, Suriye ve Libya, dünyaya Amerikan düşmanı ülkeler olduklarını söylemelerine rağmen ancak aslında onlar Amerikan İstihbarat Ajansı'nın yanında yer almaktadırlar.

Buna müteakip Hizb-ut Tahrir / Endonezya, aşağıdaki hususları açıklar:

1-Terörizme karşı küresel savaş, sömürgeciliği kutsamak ve İslam ülkelerine egemen olmak için İslam'a savaş açmak amacıyla Batılı rejimlerin arkasına gizlendiği maskeden öte bir şey değildir. Dolayısıyla Batı'nın terör tanımı, aslında İslam şeriatı ile kokuşmuş ve nafile bir rejim olan kapitalist rejimi ortadan kaldıracak İslamî Hilafet'in tatbik edilmesine davet edenler de dahil fikir ya da silahla Batı sömürgeciliğine karşı savaşan herkesi kapsamaktadır.

2-Açık Toplum Vakfı [OSF]'nin yayınlamış olduğu rapor, İslam ümmetinin İslamî Hilafet'e muhtaç olduklarına ve Hilafet'in de tüm dünyadaki ümmeti birleştirecek küresel bir devlet olduğuna dair güçlü bir kanıt da ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla ileride Hilafet, ümmeti sömürgeci Batı'nın açgözlü politikasından kurtaracak büyük bir devlet olacaktır. Aynı şekilde Hilafet, Amerika ile müttefiklerinin desteği sayesinde pozisyonlarını elde etmek ya da savunmak için sürekli olarak samimi bir şekilde Batılı çıkarlara hizmet eden İslam ülkelerindeki ajan yöneticileri de ortadan kaldıracaktır.

3-Tüm Müslümanları, her nerede olurlarsa olsunlar ciddi bir şekilde Hilafetî ikame etmek ve Allah'ın şeriatını tatbik etmek için çalışmaya davet ediyoruz. Zira Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın bizlere haber verdiği gibi İslam'ın rahmetini dünyaya yayacak, Müslümanların onurunu koruyacak ve Endonezya'da dahil Müslümanların toprakları üzerindeki egemenliklerini gerçekleştirecek olan şüphesiz sadece Hilafet'tir. Ayrıca aslında ülkeyi ve insanları Allah'ın izniyle hain ajan yöneticilerden kurtaracak olan da Hilafet'tir.

Allah bize yeter! Zira O, ne güzel vekil, ne güzel Mevla ve ne güzel nusret verendir!


Muhammed İsmâ’îl Yusanto
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Endonezya

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Endonezya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Gedung Anakida Lantai 7 Jl. Prof. Soepomo Nomer 27, Jakarta Selatan 12790, Indonesia
Telefon: [62-21] 8353253/4
www.al-islam.or.id | www.hizbut-tahrir.or.id
Fax: [62-21] 8353253/4
E-Mail: info@hizbut-tahrir.or.id

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER