Tüm gazetelerde de yer aldığı üzere Jakarta valisi Ahok, 31 Ocak 2017 günkü Kuzey Cakarta Bölge Mahkemesi duruşmasında avukat tarafından tanık olarak çağrılan KH Maruf Âmin’e azarlayıcı ve tehditkâr açıklamalar yaptı.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Endonezya şunları vurgular:

1- Ahok tarafından Endonezyalı Müslümanların saygı duyduğu bir âlime yapılan hakareti şiddetle kınıyoruz. KH. Maruf Âmin, Nahdatul Ulema Yönetim Kurulu Başkanıdır. Müslüman Derneği Nahdatul Ulema’nın en üst düzey lideridir. Aynı zamanda Endonezya Ulema Konseyi Başkanıdır. Dolayısıyla KH. Maruf Âmin’e hakaret, bir nevi âlimler ve tüm Müslümanlara hakarettir.

2- Ahok, İslam dinine karşı iyi niyet taşıyan biri değildir. Yaptığı açıklama da bunu göstermektedir. Bin Adalarda Kuranı Kerime yaptığı hakaretin ardından tutumunu değiştirmesi gerekirken, ümmetin lideri olarak tanınan ve herkesçe sayılan bir âlime hakaret etmiştir.

3- KH. Maruf Âmin ile eski Cumhurbaşkanı Susilo Bambang Yudhoyono (SBY) arasındaki telefon görüşmesine dair Ahok tarafından ortaya atılan iddia kanıta muhtaç. İddia yasal olarak kanıtlanmadıkça kuru iftira olur. Kanıtlanırsa, bu durumda konuşmanın nerede kayıt altına alındığı yasal olarak sorgulanmalıdır. Eğer Ahok bizzat kayıt altına almışsa, o zaman açıkça telefon dinleme yasalarını ihlal etmiş demektir. Telefon dinlemelerinin kaynağı olan kurum Devlet İstihbarat Teşkilatı BIN, konuyla ilgisi olmadığını söyledi.

4- Tüm bu yapılanlar açıkça ortaya koymaktadır ki Ahok, yöneticilik liyakatine sahip biri değildir. Bırakın sıradan insanları Jakarta halkının saygısını kazanmış bir âlime bile saygı göstermemektedir. İslam hukukuna göre Müslümanlar üzerine kâfir birini yönetici tayin etmek haramdır.

5- Özellikle Cakartalı Müslümanları şiddetlice bu kâfir valiyi reddetmeye çağırıyoruz. Ve hâlâ desteklemeye devam edenlere de diyoruz ki desteğinizi derhal çekin. Çünkü Müslümanlar olarak bizim rehberimiz Kuran’dır. Kurana göre, kâfir birini vali olarak atamak haramdır. Müslümanların kâfir bir adayı desteklemesi yakışık olmaz. Kuran ve bir âlime hakaret eden birini desteklemek ise hiç yakışık olmaz.

6- Buna ek olarak Hizb-ut Tahrir / Endonezya, Ulema ve İslami kuruluşların töhmet altında bırakılmasını şiddetle reddeder. Töhmet, âlimleri öcü göstermek ve İslami kuruluşları dağıtmak amacıyla başkalarının kusurlarını aramaktır. Suçlama girişimi açıkça günahtır. Durdurulmalıdır, sürdürülemez. Çünkü Ulema ve İslami kuruluşlara baskı yapmak, İslam davasına baskı yapmakla eşdeğerdir. Belli ki insan haklarını ihlal eden bu hareket, yasalar tarafından korunmaktadır. Şeriatın perspektifine göre yapılan herhangi bir yanlışlık kesinlikle cezasız kalmayacaktır.

Allah bize yeter. O ne güzel vekil, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.