حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL–BA–2022–MB–TR–09 |
H. 25 Şevvâl 1443 M. Çarşamba, 25 May 2022 |
Türk Rejimi ve Allah’a, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve Müslümanlara İhanet Eden Diğer Rejimler, Yahudi Varlığı ile Normalleşmeleriyle Mescid-i Aksa ve Mübarek Toprağa İhanetlerini ve Entrikalarını Teyit Ediyorlar
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Çarşamba günü Yahudi varlığını ziyaret etti. Yahudi varlığı Dışişleri Bakanı ile görüştü. Çavuşoğlu ayrıca ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel konuları görüşmek üzere heyetler düzeyinde ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Dün Salı günü Ramallah’ı ziyaret eden Çavuşoğlu, Filistin yönetimi liderliği ve dışişleri bakanı ile bir araya geldi. Çavuşoğlu yaptığı açıklamada, “(İsrail)le ilişkilerimizdeki normalleşme sürecinde Filistin yönetimiyle eş güdümü sürdürüyoruz. Filistin davasına desteğimiz (İsrail)le ilişkilerimizin seyrinden tamamen bağımsızdır...” ifadelerini kullandı.
Bu iğrenç ziyarette Çavuşoğlu, Osmanlı torunu ve Mescid-i Aksa’nın hamisi olan Türk ordusunun tekbirler ile Mescid-i Aksa’ya girmek yerine işgal süngüsü altında esaret altındaki Mescid-i Aksa’yı ziyaret etti!
Bu ziyaret öyle bir zamana rastlıyor ki, Yahudi varlığı, günlük suç işliyor, baskı ve zulüm yapıyor, Filistin halkının kanını döküyor. Yahudilerin erkek ile kadın, yaşlı ile çocuk arasında ayrım yapmadan akıttığı kanlar daha kurumadı. Çavuşoğlu saldırıların, ev yıkımlarının, tutuklamaların, kutsallara ihlallerin, baskınların ve bayrak yürüyüşlerinin zirvede olduğu bir dönemde normalleşme ziyaretinde bulundu. Böylece Türk rejimi, Allah’a, Rasûl’üne ve Müslümanlara ihanet eden diğer rejimler gibi aşağılık normalleşme sürecinde hızla ilerliyor. Bu tiksindirici ziyaret, entrikacı Türk rejiminin gerçek yüzünü gösteriyor. Çavuşoğlu’nun bu ziyareti, Türkiye’nin Allah düşmanı Beşşar ve cani rejimini perçinlemek için Suriye’de oynadığı kirli oyunundan pek farklı değil... Yoksa Erdoğan Türkiye’si, İslam düşmanlarının bir maşası mı haline geldi? Uygulayamadıklarını Erdoğan Türkiye’si aracılığıyla mı uyguluyorlar?
Bu günahkâr ziyaretle ilgili olarak şunları vurguluyoruz:
Birincisi: Türkiye yöneticileri ve hain rejimlerin, Yahudi varlığının suçları ışığında aşağılık normalleşme sürecine hız vermesi, saldırganlığın, komplonun, Filistin’e, halkına ve kutsallıklarına karşı ajitasyonun, Yahudi varlığını daha fazla suç işlemeye kışkırtmanın bir türüdür. Suçlarına devam etmesi için verilen bir mesajdır, yeşil ışıktır.
Bu köle rejimlerin, mübarek toprak halkına karşı katliam işleyen, yerlerinden eden, evlerini yıkan ve her gün Mescid-i Aksa’yı kirleten Yahudi varlığıyla normalleşme yönünde hızla ilerlemeleri, ihanet ötesinde bir ihanettir.
İkincisi: Bu utanç verici normalleşme, bu rejimlerin ümmetten kopuk olduklarının göstergesidir. Kesinlikle ümmetin cinsinden değiller. Ümmet, bu mutant varlıktan kurtulmayı dört gözle bekliyor, kırılganlığını ve yakında yok olacağını hissediyor. İşte böylesi bir zamanda bu rejimler, günahkâr ilişkileriyle Yahudi varlığına yardım elini uzatıyor. Ümmet, Yahudi varlığının yok oluşunun çıkarına olduğunu düşünüyor. Bu rejimler ise, menfaatlerini, güvenliklerini, ticaretlerini ve bekalarını, Yahudi varlığının bekasına ve onunla ilişkilerine bağlıyorlar. Hâlbuki bu, ümmetin çıkarlarına ve çıkarlarının gerektirdiklerine tamamen aykırıdır.
Üçüncüsü: Türkiye ile Yahudi varlığı arasında sözde ortak çıkarlar temelinde ilişkiler kurulması, bu çıkarların korunması demektir. Diğer bir deyişle Yahudi varlığının korunması, kalıcılığının, yaşam ve beka olanaklarının sağlanması anlamına gelir. Dolayısıyla Allah’a ve Rasûl’üne ihanet eden bu rejimlerin, çıkarlarını ve varlıklarını Yahudi varlığının bekasıyla ilişkilendirdiklerini görüyoruz. Ama yok oluşlarını, yok oluşuyla ilişkilendirdiklerinin farkında değiller. Bu ihanetleri, onları Allah’ın gazabına ve apaçık hüsrana duçar bırakacaktır!
Dördüncüsü: Mescid-i Aksa’da ibadet edenler, Çavuşoğlu’nun bu aşağılayıcı ziyaretini inkâr edip protesto etti. Mescid-i Aksa’nın, normalleştiricileri ve aldatıcıları kabul etmediğini, mücahitleri ve fatihleri kabul ettiğini ilan ettiler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sına karşı görevini yerine getirmesi için Türk ordusundaki mücahitlere bir çağrıda bulundular. Bu çağrı, acaba Türk ordusunu eski saflığına dönüştürecek mi? Türk medyası bu mesajı Türkiye’deki Müslümanlara iletecek mi?
Beşincisi: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, utanç verici bir hareketle Holokost kurbanlarına çelenk bıraktı! Peki, Yahudi varlığı tarafından öldürülen Müslüman şehitlere karşı tutumu ne oldu? Bu şehitler, Allah yolunda cihat etmek ve Yahudi varlığını kökünden söküp atmak için Müslüman orduların gayretlerini bilemiyor mu?
Sonuç olarak, Müslüman ülkelerdeki mevcut rejimlerin normalleşmeleri, ümmete ve davalarına ihanetleri, düşmanları önünde boyun eğmeleri ve onları dost edinmeleri, tıpkı vücudun organı koruduğu gibi Filistin’i koruyup kollayan Hilafetin yıkılmasından sonra kurulan bu laik rejimlerin varlığının doğal bir sonucudur. Çavuşoğlu, laik Türk rejiminin temsilcisidir. İşgalin süngüsü altında Filistin’i ziyaret etti, Yahudi varlığıyla ilişkileri normalleştirdi. Oysa Türkiye’deki Müslümanlar ve Türk ordusu, izzet ve izzetli duruşa hasret. Mescid-i Aksa’da nöbetini sürdürürken vefat eden son Osmanlı askeri Iğdırlı onbaşı Hasan gibi Allah yolunda cihada ve Mescid-i Aksa’nın kurtarılmasına hasret. Yapay laik devletler ile Hilafet Devleti arasındaki fark işte bu. Normalleşme rejimlerini ortadan kaldırmak, kırılgan Yahudi varlığını yok etmek ve dünyayı kötülüklerinden kurtarmak için Allah’ın izniyle yakında Hilafet kurulacaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَن تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنفُسِهِمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez. İşte kalplerinde bir hastalık bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.”[Maide 51-52]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |