حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FLu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130017 |
H. 12 Cumâde’s Sânî 1434 M. Pazartesi, 22 Nisan 2013 |
-Basın Açıklaması- Açık Bir Mektup
24-25 Nisan 2013 günü, el-Halil Üniversitesi'ndeki İslam Şeriatı ve Kanunu Arasında Sivil Devlet Konferansı'na katılan kardeşler, bacılar ve organizatörler,
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi Veberakatuh,
Bu mektubu sizlere, bir nasihat ve açıklama babından yöneltiyoruz. Özellikle çoğunuzun işinin eğitim ve medya ile bağlantılı olmasından ve bu şekilde sizlerin, sivil devletle bağlantısı olan kimselerde bir bilincin oluşmasında katkı payı olan kimselerden olmanızdan dolayı bu sizleri diğerlerine nazaran daha büyük bir sorumluluk sahibi kılmaktadır. Dolayısıyla sizler, şayet insanlar arasında İslam'dan kaynaklanan vizyonu sahih bir şekilde yayarsanız çok büyük bir sevap kazanırsınız. Yok eğer rejimlere bağlı medya ortamının aktardığı İslamî olmayan vizyonu yayarsanız çok büyük bir günah kazanırsınız. Bizler bu mektubun içeriğinin, bu konferansınızdaki tartışmanızda hazır olmasını istiyor ve Allah'tan sizlere başarı temenni ettiğimiz gibi basiretinizi açmasını ve sizlere hayrı göstermesini temenni ediyoruz.
Bizler, Müslümanların faydalanacağı konu ve araştırma alanındaki çabalarınızı taktir ediyoruz. Ancak bizler, sivil devlet ve Hilafet konusunu, alimlerin ihtilaf ettiği bir konuya dönüştürdüğünüzü görmekteyiz. Bu ise doğal bir şekilde ortaya çıkmamış, bilakis rejimlere bağlı medyanın uydurduğu bir durumdan dolayı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu şekilde İslam'ın siyasî arenadan ve Müslümanları bir araya getirecek bir devletin altında kapsamlı bir şekilde tatbik edilip uygulanmasından uzaklaştırmaya çalışan İslam düşmanı devletlere hizmet edilmiş olmaktadır.
Bugünkü sivil devlet konusu, çok ciddi bir siyasî meseledir. Zira o, Nebimiz [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdelediği İslamî Hilafet Devleti'nin kurulmasını engellemek için sömürgeci kafirlerin bize karşı açmış oldukları savaş cephelerinden birini temsil etmektedir. Ayrıca "sivil devlet" konusunun, türetildiği, dahası İslam dünyasında kullanılmak için türetildiği de söylenebilir. Nitekim bugün, Hilafet'e ve onun için çalışanlara meydan okuyanların tamamı neredeyse sivil devleti konuşanlardır. Dolayısıyla vakıanın siyasi boyutuna değinen bir kişi, kesinlikle "sivil devlet" fikrinin ve ıstılahının İslam'ın ve siyasî projesinin siyasî düşmanı ve hasmı olduğunu görecektir. Bu ise Şam ayaklanmasında meydana gelen hususlarda gayet açıktır. Zira Amerika ve sömürgeci kafir devletler, çıkarları ve eğilimleri farklı olmasına rağmen mevcut rejimin düşmesinin ardından sivil devlet üzerinde birleşmektedirler. Dolayısıyla bu hakikati biraz düşünen bir kimse, kesinlikle sivil devletin Müslümanların projesi değil de düşman bir proje olduğu kanaatine varacaktır.
Ancak sömürgeci kafir devletlerin kampları, onlara bağlı ajan yöneticiler ve onların takipçileri olan gazeteciler ve aydınlar, biz Hilafet'i istemiyoruz veya biz sadece İslamî Devleti istemiyoruz demeye cüret edememektedirler. Dolayısıyla bu, onların açık bir şekilde küfürle hükmeden bir devleti istedikleri anlamına gelmektedir. Dolayısıyla da sivil devleti, İslamî yönetim ile savaşta arkasına gizlendikleri bir kılıf olarak almışlardır. Nitekim mesele, fıkhî veya fikrî ihtilaf meselesi değildir. Bilakis mesele, İslam dünyasındaki -dahası tüm dünyadaki- herhangi bir siyasi projenin bir diğerini yok edeceği bir var oluş ve yok oluş savaşı meselesidir. Dur bakalım bu yok edecek olan İslam mı yoksa küfür mü olacak?
Ne üzücüdür ki bazı Müslümanlar, İslam ile küfür arasında uzlaşmacı bir tutum sergilemektedirler. Yine ne üzücüdür ki bazı Müslümanlar, İslam ile ilgili her türlü fikrî "modaya" tutunmaya yeltenmektedirler. Sizler, (Ömer'in Sosyalizmi) adlı kitap ile buna benzer birçoklarını hatırlamıyor musunuz? Bir gurup Müslüman "alimin", İslam Sosyalizmi hakkında bir gürültü patırtı çıkardıklarını, sonra da sosyaliz "modasının" kaybolmasıyla birlikte bunların da kayboldukları günleri hatırlamıyor musunuz? Bugün de sanki onlar değillermiş gibi şuan demokrasi, ulusalcılık, sivil devlet ve kardeşlerinin rolünü gerçekleştirmektedirler.
Sonra medya ortamındaki bu tür popüler kelimelerin genelinin bazı Müslüman evlatlarının konuşmalarında da yer aldığı dikkatinizi çekmiyor mu? Yine bu kelimelerin, Arap dilinden ve fıkıh kitaplarından neşet etmedikleri, bilakis bunların, çeviri veya Arapçalaşmış kelimeler oldukları dikkatinizi çekmiyor mu? Dolayısıyla bu da bunun, siyasî ve kültürel savaşın sonuçlarından bir sonuç olduğunu göstermiyor mu?
Şimdi geriye, medyanın sivil devlet hakkındaki gürültüsünden etkilenen bazı Müslüman evlatların sivil devlet ile İslam'ın arasını birleştirmek istediklerini hatırlatmak kalmıştır. Zira onlar, sivil devletin İslamî kaynaklı olduğunu söylemektedirler. Aslında bu söz, küfürle yönetilen bir devletin İslamî kaynaklı olduğu şeklindeki söze benzemektedir. Aynı şekilde bu söz, komünist bir devletin kapitalist kaynaklı veya kapitalist bir devletin komünist kaynaklı oldukları şeklindeki söze benzemektedir. Şimdi, bu doğru mudur, yoksa hezeyan boyutuna götürecek bir karışıklık mıdır?!
Son olarak Allahu Teâlâ'dan sizleri, sözde ve amelde doğrulukla rızıklandırmasını, dillerinizden hakkı söyletmesini, kafirlerin tuzaklarına karşı çıkmanız ve Allah'ın dinini savunmanız için sizlere yardım etmesini temenni ediyoruz.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيدًا يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا "Ey iman edenler! Allah'tan ittika edin ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, muhakkak büyük bir kurtuluşa ermiş olur." [Ahzab 70 71]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |