Pazartesi, 03 Ramazan 1446 | 2025/03/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Date  :   H.1 Ramazan 1446   M.    Cumartesi, 01 Mart 2025 No:

Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Alim Ata Bin Halil Ebu Raşta’dan,
1446 / 2025 Yılı Mübarek Ramazan Ayının Gelişi Vesilesiyle Facebook Sayfası Ziyaretçilerine Tebrik Mesajı

İnsanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmete... Allah’ın kendisine itaatle şereflendirdiği İslam ümmetine...

Ticaret ve alışverişin Allah’ı zikretmekten alıkoymadığı değerli davet taşıyıcılarına...

Sayfanın taşıdığı iyilik için sayfayı ziyaret eden değerli ziyaretçilerine…

Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Allah’a hamd mahsustur. Salat ve selam Allah’ın Rasûlü’nün, onun ailesine, ashabına ve onu dost edinenler üzerine olsun

Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan Müslümanların oruç ve kıyamlarını kabul etmesini, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in de buyurduğu gibi hepimizin geçmiş günahlarını bağışlamasını niyaz ediyorum. Buhari ve Müslim’in Ebu Hurayra’dan rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ، إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً، غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ  “Kim Ramazan ayında iman ederek ve sevabını Allah’tan bekleyerek oruç tutarsa tüm günahları bağışlanır.” Ebu Hurayra RadıyAllahu Anh’dan rivayet edilen bir başka rivayette ise Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً، غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ  “Bir kimse faziletine inanarak ve mükafatını Allah’tan umarak Ramazan’ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.”

Ey değerli kardeşlerim! Allah Subhânehu ve Teâlâ, hicretin ikinci yılında, Şaban ayında Ramazan orucunu farz kılmıştır. Bu ay, Allah’ın Kur’an’ı indirdiği aydır.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ  “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185] Bu ay aynı zamanda Allah’ın ümmeti zafer ve açık fetihle şereflendirdiği bir aydır. Ramazan ayının 17’sinde gerçekleşen büyük Bedir Savaşı’nda Mekke müşrikleri büyük bir yenilgiye uğratılmıştır... Sonra Hicret’in 18. yılında mübarek Ramazan ayının 20’sinde Mekke’nin fethinden, İran’ın Yermük’ü olan “bugünkü Kufe şehri yakınlarındaki” El-Buveyb savaşına kadar başka belirleyici savaşlar da bu kutsal ayda olmuştur. El-Müsenna komutasındaki Müslümanlar, H. 31 yılında Ramazan ayının 14’de zafer elde etmişlerdir. Daha sonra H. 223 yılının Ramazan ayının 17’sinde Mu’tasım’ın komutasında Amuriye fethedilmiştir. H. 658 yılı Ramazan ayının 25’de Müslümanlar Tatarları mağlup ettiği Ayn Calut Savaşı vb. zaferler bu ayda gerçekleşmiştir...

Böylelikle oruç, önünden de ardından da batılın yaklaşamadığı Kur’an-ı Kerim ile ilişkilendirilmiştir... Oruç, fetih ve zaferle birlikte anılmıştır... Oruç cihatla özdeşleşmiştir... Oruç, Allah’ın hükümlerinin uygulanmasıyla içi içe geçmiştir... Basiret ve feraset sahibi herkes bilir ki, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümleri birbirinden ayrılmaz. İster ibadet ister cihat ister muamelat ister ahlak ve davranışlar, isterse hadler ve ceza hukuku olsun, hepsi bir bütündür. Hepsi aynı kaynaktan neşet etmiştir. Kur’an-ı Kerim ayetlerini ve hadis-i şerif metinlerini derinlemesine inceleyen biri, bunu açık ve net bir şekilde görür. Müslüman, hikmet dolu zikrin ayetlerini okur.

وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ  “Namazı dosdoğru kılın” [Bakara 43] ayetini okuduğu gibi, وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللهُ  “Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet” [Maide 49] ayetini de okur. كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ  “Oruç size farz kılındı” [Bakara 183] ayetini tilavet ettiği gibi, كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ  “Savaş size farz kılındı” [Bakara 216] ayetini de tilavet eder. Aynı şekilde, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hac ile ilgili hadislerini de okur.

خُذُوا عَنِّي مَنَاسِكَكُمْ  “Haccın menasiklerini benden alın” [Beyhaki Cabir’den rivayet etti] Yine had cezalarıyla ilgili şu hadisi de okur:

خُذُوا عَنِّي، خُذُوا عَنِّي، قَدْ جَعَلَ اللهُ لَهُنَّ سَبِيلاً، الْبِكْرُ بِالْبِكْرِ جَلْدُ مِائَةٍ وَنَفْيُ سَنَةٍ، وَالثَّيِّبُ بِالثَّيِّبِ جَلْدُ مِائَةٍ، وَالرَّجْمُ  “Benden alın, benden alın. Allah onlar için bir yol kılmıştır. Bekarın bekarla (zinası) yüz sopa ve bir sene sürgündür. Evlilerin (cezası) ise yüz sopa ve recmdir.” [Müslim Ubade b. Samet’ten rivayet etti] Müslüman, muamelat ile ilgili şu hadisi de okur:

البَيِّعَانِ بِالخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا - أو قال حتى يتفرقا  “Alışveriş yapan iki kişi birbirinden ayrılmadıkça veya biri diğerini muhayyer bırakmadıkça muhayyerdir.” [Buhari, Hakim b. Hizam’dan rivayet etti] Aynı şekilde, halifeye biat ile ilgili şu hadisi de okur:

وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ، مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً  “Kim, boynunda biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü üzere ölmüş olur.” [Müslim, Abdullah bin Ömer’den rivayet etti] Dolayısıyla İslam bir bütündür, bölünemez. Devlette, hayatta ve toplumda uygulanması için İslam’a yapılan davet, tektir. Kim Allah’ın ayetlerini birbirinden ayırır, dinin hayattan veya dinin siyasetten ayrıldığını iddia ederse, büyük bir günah ve büyük bir suç işlemiş olur. Bu suç, failini dünyada rezilliğe, ahirette ise elim dolu bir azaba sürükleyecektir.

Ey Müslümanlar! Bütün bunları size, Yahudilerin Gazze’nin yanı sıra Batı Şeria’ya yönelik acımasız saldırılarının yoğunlaştığı ve Gazze halkının kahramanlıkları karşısında şaşkına döndüğü bu günlerde hatırlatıyorum. Aylarca süren saldırılarına rağmen metamorfoz Yahudi varlığı Gazze halkına karşı öne sürdüğü hiçbir hedefe ulaşamamıştır, sinirleri bozulmuştur. Amerika ve Batının gelişmiş silahlarıyla donanmış olmasına rağmen, mütevazı silahlara sahip inançlı grup ile yüz yüze savaşmak yerine bir “başarı” hikayesi yaratmak için kadınları ve çocukları öldürmeye yönelmiştir...

Daha sonra Yahudilerin saldırganlığı Lübnan ve Suriye’ye kadar uzandı. Hiçbir ciddi yanıtla karşılaşmadan Lübnan ve Suriye’de rahatça dolaşıyor, istediği gibi at koşturuyor. Lübnan’a saldırıyor ve bazı bölgelerine yerleşiyor... Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin gözleri önünde Suriye’ye saldırıyor ve bazı bölgelerine yerleşiyor. Yöneticilerin, arkalarındaki Yahudilere de ibret olacak şekilde, Yahudi varlığı ile savaşmak ve onu darmadağın etmek üzere Müslüman ordularını seferber etmek yerine, Allah’tan, Rasûlü’nden ve müminlerden utanmadan, onunla anlaşma üzerine anlaşma imzaladıklarını görüyoruz!

Ey Müslümanlar! Yahudilerle savaş, onların öldürülmeleri ve varlıklarının ortadan kaldırılması, bu ceberut saltanat ve kukla yöneticilerden sonra mücahit Raşit Halifenin liderliğinde mutlaka vuku bulacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi Allah’ın izniyle kesinlikle gecikmeyecektir. Nitekim Ahmed’in rivayet ettiği hadise göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ. ثُمَّ سَكَتَ  “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.” Müslim’in rivayet ettiği hadis de bunu doğrulamaktadır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ  “Yahudilerle savaşacaksınız ve onları alabildiğine öldüreceksiniz.”

Sonuç olarak, nasıl ki Allah’ın bizden razı olması ve geçmiş günahlarımızı bağışlaması için oruca özen gösteriyorsak, aynı şekilde Raşidi Hilafeti kurmak ve İslami hayatı yeniden başlatmak için de çalışmaya özen göstermeliyiz. Ancak bu şekilde Allah’ın hükümlerini uygulayabilir, dünyada kurtuluşa erebiliriz. Ancak bu şekilde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in “Lâ ilâhe illallah Muhammedîn Rasûlullah” Ukab sancağı altında yaşayabiliriz. O zaman Allah’ın izniyle ahirette de kurtuluşa erebiliriz. Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı bir gün O’nun gölgesi altında yaşayabiliriz. Böylece her iki yurtta da kurtuluşa ermiş oluruz. İşte büyük kurtuluş budur.

Ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Kardeşiniz

Ata bin Halil Ebu El-Raşta
Hizb-ut Tahrir’in Emiri

 

H. 1 Ramazan 1446
M. 1 Mart 2025

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER