Sömürgeci güçler, İslam ve Müslümanlar ile mücadele politikası çerçevesinde ve haçlı seferleri yanı sıra terörle mücadele bahanesi altında medya, politik ve entelektüel saldırı yürütüyorlar. Gizli ve alenen medya kuruluşları - hatta medyaya alternatif olduğu düşünülen sosyal iletişim siteleri- Hizbin bildiri ve internet sayfalarına, üyelerin Facebook hesaplarına sansür uyguladılar.  

Facebook yönetimi, Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu’nun Facebook sayfasını kapattı. Bu ayın başlarında da Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata b. Halil Ebu Raşta ve Hizbin gençlerinin, Medya Bürosu üyelerinin Facebook sayfaları kapatılmıştı.

Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu sayfası, siyasi ve aktif bir sayfadır. İslam bakış açısından hareketle yerel, bölgesel ve uluslararası olaylara günlük yorum yapmaktadır. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurarak ümmete yeniden izzetini iade etmeye davet etmektedir. Görünüşe göre bu durum, medya ve sosyal iletişim sitelerini kontrol eden sömürgeci güçlerin “kozmik odasını” rahatsız etmiştir.

Obama’nın direktifleri doğrultusunda partinin sayfaları kapatıldı, baskı uygulanıp takibata maruz kaldı. Bu ayın başlarında Obama, teknoloji şirketlerini “Sosyal medyanın teröre teşvik için daha aktif ve pratik olarak kullanıldığı görüldüğünde daha net bir anlayış” geliştirmeye davet etmişti. Yahudi varlığının eski Başbakanı Tzipi Livni de geçtiğimiz ayın sonlarında böyle bir davette bulunmuş ve bunu “terörle mücadelede yeni dönem” olarak adlandırmıştı. “Terör ideolojisi” ile mücadele çağrısı çerçevesinde şunları söylemişti: “Ben, beni dinleyen Batılı liderlere derim ki biz bu meseleye daha ciddiyetle yaklaşmalıyız. Bu insanlar, Hilafetin kurulmasından bahsediyorlar. Bu sesler, gerçekçi görünmeyebilir. Ama onlar, binlerce yıl önce dünyanın yüzleştiği ideolojilere bizi götürmek istiyorlar. Ne yazık ki bugün onların internet ve sosyal iletişim siteleri dahi var. Her yerde çalışıyorlar.”

Sömürgeci güçler, cehennemi politikaların uygulanmasında halkların bilinçsizliğinden yararlanıyorlar. Bu yüzden sömürgeci güçler, yaşadıkları gerçeği değiştirmek için hızla kabul edip kaynaşacakları aydın fikirlerin insanların akıllarına ulaşmasından tırsıyor. Zira bu düşünceler, sömürgecilerin planlarını boşa çıkaracak, ümmetin Hilafet fikrine sarılmasını ve onun için çalışanlar etrafında toplanmasını sağlayacaktır.

Biz, hakkın sesine ket vurabileceklerini sananlara deriz ki, güneş balçıkla sıvanmaz, yangın da üflemekle söndürülmez. Hak, gün ışığa kadar açıktır. Bu davetin sesi, tüm dünyaya ulaşacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ bütün insanlara hakkın sesini duyuracaktır. Zalim ve zorba güçlere deriz ki, güç ve ceberutunuz ne boyutta olursa olsun zamanı gelen bir fikir önlenemez. Peki ya bu fikir vahiy kaynaklı, kökleri yeryüzünde, dalları da gökyüzünde olursa nasıl olur?

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاء تُؤْتِي أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللّهُ الأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ “Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti). (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.” ^{[İbrahim 24-25]}