Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yanı sıra geniş uluslararası katılımla Pazar günü Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Uluslararası Barış Konferansı’nın sonuç bildirgesinde barış ve huzur içinde yan yana yaşayacak iki devletli müzakereci çözümün, kalıcı barışa ulaşmanın yegâne yolu olduğu vurgulandı.

Hizb-ut Tahrir / Filistin olarak biz, konferansa katılan veya sonuç bildirgesinden memnuniyetini dile getiren herkesi, entrikacı ve kutsal Filistin topraklarını işgalci Yahudilere peşkeş çeken biri olarak kabul ediyor ve şunları vurguluyoruz:

Filistin, gaspçı Yahudiler tarafından işgal edilen ve üzerinde terörist varlıklarını kurdukları bir İslam ülkesidir. Yahudiler, konferansa sponsorluk yapan Fransa ve meşum Balfour deklarasyonu sahibi İngiltere’nin yardımıyla Filistin halkını topraklarından sürgün etmişlerdir. Amerika da para, silah ve haksız uluslararası kararlarla desteklemiştir. Bu kutsal topraklar, işgal pençesinden kurtuluşu beklemektedir. Filistin sorununun çözümünü müzakerelere hasretmek, kurtuluşa bay bay etmek ve Yahudi varlığına meşruiyet kazandırmak demektir. 

Arap dünyası dâhil İslam dünyasındaki mevcut rejimler, konferansa katılarak ve sonuç bildirgesini memnuniyetle karşılayarak Filistin’in kurtuluşu için orduları seferber etme görevinden feragat etmişler ve Filistinli liderlere ait kartondan devletçik karşılığında Yahudiler için Filistin’in büyük bölümünden vazgeçmek anlamına gelen müzakereci çözümü kabul etmişlerdir. Konferansın sonuç bildirgesinde, direniş terör ve şiddet kabul edilerek Filistin halkının işgal karşıtlığı ile işgal askerleri ve yerleşimcilerin mücrim eylemleri eşdeğer görülmektedir. Konferansta ayrıca gaspçı Yahudi varlığının güvenliğini koruma gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Tüm bunlar, katılımcıları ve bildirgeden memnuniyetini dile getirenleri, kutsal Filistin topraklarının peşkeşçisi yapmaktadır.

Şüphe yok ki İslam ümmeti, başta da Filistin halkı, Filistin topraklarını satan ya da zayi oluşunu memnuniyetle karşılayanları ya da Yahudiler için Filistin ve halkından vazgeçenleri asla affetmeyecektir. İslam ümmeti, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulacağı günün özlemini çekiyor. Hilafet, Filistin topraklarından Yahudi varlığının kökünü kazımak için yoğun tekbir ve tahlillerle zafer ve kurtuluş ordularını seferber edecek, Filistin’i geri İslam diyarına iade edecektir. O gün Allah’ın izniyle elbette gelecektir, kâfirler, peşkeşçiler ve yandaşlar hoşlanmasa da.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” ^{[Şuara 227]}