12 Mart 2017 Pazar günü güvenlik birimleri, Bira Adliye Sarayı önünde düzenlenen gösteriye müdahalede bulunarak iğrenç bir cürüm işlediler. Göstericiler, şehit Basel Arec ve işgalci Yahudilerin zindanlarında tutuklu bulunan dört arkadaşının yargılanmasını protesto etmek için toplanmışlardı. Müdahalenin ardından şehit Arec’in babası dâhil 11 kişi yaralandı.

Duruşmadan, protestoculara müdahale ve baskıya kadar böyle çirkin eylemler, tüm kriterlerce bir suçtur. Şehitlere ve fedakârlıklarına bir hakarettir. Yönetimin bu suçu, katmerli suçtur. Zira şehidin tasfiyesi için Bira şehrinin kalbine elini kolunu sallayarak girip çıkan işgal güçlerine izin vermekle utanacağı yerde kısa bir süre önce tutuklanıp haklarında soruşturma başlatılan şehidin dört arkadaşının tutuklanmasında Yahudilerle işbirliği yapmıştır. Utancından başını yere eğeceği yerde yönetimin güvenlik birimleri, itaat mantığını, sadakat politikasını, ümmetin kültür ve özleminin altüst edilmesini reddeden barışçıl göstericilere müdahale etmektedir. Müslüman kadınları darp ederek, başörtülerini açarak suçuna suç katmaktadır. Şehit Arec’in babasına saldırarak da korkunç suçunu kat be kat artırmaktadır. Korkak ve saygısız yönetim, göstericilerin üzerine kuduz köpekler gibi saldırmıştır. 

Her vesileyle “şehitler onurumuzdur” sloganını ağzından düşürmeyen kahpe yönetim, tam bir yalancı, sahtekâr ve madrabazdır. Gerçekte ise yönetim, işgalcinin gözüne girmek için şehitlerin kanı ve fedakârlıkları üzerinden ticaret yapmaktadır. Hatta şehitlerin ölümünde Yahudilerle işbirliği yapmıştır. Sonra da insanları dış gündemlere sahip olmakla itham ederek gündemi saptırmaktadır. Oysa işgalcinin hizmetinde olan kendisidir. Ayrıca “Sivil barıştan” dem vuran yönetim yetkilileri, cop ve göz yaşartıcı gazlarla masum insanlara saldırarak haddi aşmıştır. Yönetimin bu saldırganlığından tüm Filistinliler ve “Sivil barış” da payına düşeni almıştır!

Hukuk ve adalete saygı çağrısında bulunan yönetim, hukuk ve adaleti ayaklar altına almaktadır! İnsanlara karşı izlediği yöntem, zorbalık yöntemidir. Yönetim, sadece söylemle değil, eylemle de Yahudiler ile güvenlik koordinasyonunu mukaddes saydığını, Filistin halkını düşman addettiğini ve işgale karşı direnen herkesle mücadele ettiğini defalarca kanıtlamıştır. Böylece yönetim, kendi kaderini, işgalci ve arkasındaki güçler olan Amerikalılar ve Avrupalıların ellerine teslim etmiştir. Bu yüzden Filistin halkı, ümmet ve kültüründen uzak duran, işgalle dost olan ve Yahudilerle güvenlik koordinasyonu yapan yönetim karşısında sesini yükseltmelidir. Yönetimi muhasebe edip cürümlerini inkâr etmelidir. İşgali perçinlemek, güvenliğini korumak, geride kalan kutlu toprakları satmak için yönetimce tasarlanan siyaset ve projeler karşısında durmalıdır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى اللّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُواْ عَلَى مَا أَسَرُّواْ فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Kalblerinde hastalık bulunanların: “Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.” ^{[Maide 51-52]}