حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
No: RK–BA–2023–MB–TR–12 |
H. 12 Muharrem 1445 M. Pazar, 30 Temmuz 2023 |
Ey Müslümanlar! Cehennem Kapısında Duran Cehennem Davetçilerinden Sakının
Kâfir Batı, İslami kimlikleri ve İlahi Şeriat hükümlerinden vazgeçmedikçe Müslümanların siyasi varlıkları Hilafet Devletini yıkmanın ve ülkelerini parçalamanın meyvesini vermediğinin farkındadır. Bu yüzden kölesi yapmak için Müslümanların zihinlerini iğfal etmenin çabası içerisinde. Kadınları yozlaştırarak, aileyi parçalayarak, toplumlarını yozlaşma ve sapkınlığın egemen olduğu çökmüş bir topluma dönüştürerek son darbeyi vurmaya çalışıyor.
Günümüzde erkek ile kadın arasındaki farklılıkları gidermek için (Cinsiyetçilik) ve benzeri kavramlara çağrıda bulunulduğunu, genelde toplumları ve özelde Müslüman ülkelerdeki toplumları hedef alan büyük entrikalar kurgulandığını görüyoruz. Başka bir deyişle, cinsiyetin ortadan kaldırılmasına, erkek ile kadın arasında ayrım yapılmamasına çağrıda bulunuluyor. İslam ülkelerindeki toplumlar kültürel ve cinsel geri kalmışlıkla suçlanıyor, İslam ülkelerindeki toplumlarda kadına yönelik baskıdan, Allah’ın insanı yarattığı gibi değil, kendi iradesine göre cinsiyetini seçme özgürlüğünden söz ediliyor. Bu, eşcinsellik ve sapkınlık çağrısının, eşcinsel planlara desteğin ve CEDAW ilkelerinin yerleştirilmesinin ötesinde tehlikeli bir gelişmedir.
Kafir Batı, kötü niyetli planlarını uygulamak için Müslüman ülkelerdeki ajanlarını seferber etti. Bu nedenle Irak cumhurbaşkanlığı tarafından Kadının Güçlendirilmesi Yüksek Komisyonu’na bir yasa tasarısının sunulması şaşırtıcı değil. Tasarı çok fazla risk taşıyor. Eski Milletvekili Ammar Tohme bu riskleri şöyle sıraladı: “Kadının Güçlendirilmesi Yüksek Komisyonu Yasa Tasarısının bazı maddeleri akla, sağduyuya ve İslam’ın değişmezlerine aykırıdır ve kadınlara haksızlık yapılmasına neden olur... Cinsiyet, bir kişinin gündüz erkek, gece kadın gibi hareket etmesine, küçük hayvani kaprisler için transseksüelliğe izin verir. Başka bir deyişle bu yasanın çıkarılması toplumda ahlaki kaosa yol açacak, toplumda eşcinsellik, lezbiyenlik ve diğer cinsel sapkınlıklar yaygınlaşacaktır.”
Uydu kanalları, Hikmet Hareketi Lideri Ammar El Hekim’in Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü münasebetiyle yaptığı konuşmayı ve (cinsiyet) kültürünü yaygınlaştırma çağrısını yayınladılar. Yoğun eleştirilere maruz kalınca basın bürosundan yapılan açıklamada “El-Hakim konuşmasında hiçbirini dışlamadan ve Allah’ın her birine verdiği özelliği aşmadan cinsiyet kavramının doğru anlaşılmasını istemiş ve konuşmasıyla buna zemin hazırlamıştır.” ifadelerine yer verilmiştir.
Müslüman ülkelerde teşvik edilen toplumsal cinsiyet kavramı, kadın ve erkeğin toplumsal rolüdür, yaratılışları değildir. Cinsiyet kavramı insanların aşina olduğu kavramlardır. Bu kavrama göre kadın ev hanımı, erkek de bir ev reisi olarak yaratılmamıştır ve hatta cinsel ilişki bile insanların bildiği şeylerdir. İlla bir erkek ile bir kadın arasında olması gerekmez, bilakis bir erkek ile bir erkek veya bir kadın ile bir kadın ve hatta bir insan ile bir hayvan arasında bile olabilir. İnsan, içgüdüsünü nasıl tatmin edeceği konusunda özgürdür.
Cinsiyet savunucuları, kadın hakları, kadına yönelik şiddeti durdurmak veya eğitim ve çalışma hakkı gibi ballı sözlerle cinsiyetçiliği ne kadar örtmeye çalışsalar da cinsiyetçilik toplumda ahlaki yozlaşmaya ve kaosa yol açar.
Ey Müslümanlar! Allah, mahlukatı yaratmış ve yaratılanlar için her şey kolaylaştırılmıştır. Allah yarattıklarını en iyi bilendir, insanların huzur ve güven içinde yaşamaları, toplumda iyilik ve dayanışmanın hâkim olması için hayatın tüm yönlerini kapsayan bir sistem indirmiştir. İslam, kadını bir anne, bir ev hanımı ve korunması gereken bir onur olarak görür. Bu yüzden onu bir anne, bir kız kardeş, bir eş ve bir kız evlat olarak onurlandırmıştır. Allah, reisliği erkeğe vermiş, bazısını bazısına üstün kılmıştır. Hem erkeğe hem de kadına güdüm özelliği vermiş ve onları güttüklerinden hesaba çekecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
وَالرَّجُلُفِيأَهْلِهِرَاعٍوَهُوَمَسْئُولٌعَنْرَعِيَّتِهِوَالْمَرْأَةُفِيبَيْتِزَوْجِهَارَاعِيَةٌوَهِيَمَسْئُولَةٌعَنْرَعِيَّتِهَا“Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur.” Bu kavramlar toplumda huzura ve Müslümanlar nezih bir hayat sürmesine yol açmıştır.
Bugün İslam ve insanlık düşmanları, kontrol edebilmek ve aralarından aptallar devşirmek ve böylece bu kötü planın borazanı yapmak için Müslüman ülkelerdeki toplumları parçalamak ve ahlaksızlıkla Müslümanları katletmek istiyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ, edepsizliği yayanlara en şiddetli cezayı vaat etti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ“İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [Nur 19] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de bu kötülüğü cehennem kapılarında duran cehennem davetçileri olarak nitelendirdi. Huzeyfe İbnü’l Yeman’ın rivayet ettiğine göre, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
قُلتُ: فَهلْ بَعْدَ ذلكَ الخَيْرِ مِن شَرٍّ؟ قالَ: نَعَمْ، دُعاةٌ على أبْوابِ جَهَنَّمَ، مَن أجابَهُمْ إلَيْها قَذَفُوهُ فِيها، قُلتُ: يا رَسولَ اللهِ صِفْهُمْ لَنا، قالَ: هُمْ مِن جِلْدَتِنا، ويَتَكَلَّمُونَ بأَلْسِنَتِنا “Ben de: O iyilikten sonra kötülük gelecek mi? Diye sordum. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem “Cehennem kapısında duran bazı cehennem davetçileri olacaktır. Çağrılarına uyanları cehenneme atacaklardır.” Dedim ki: Onların niteliklerini bize anlatır mısın? Onlar bizim kavmimizden olup bizim dilimizle konuşacaklardır.” buyurdu.”
Ey Müslümanlar! Kâfirler azı dişlerini göstermiş, kinleri ağızlarından belli olmuştur, kalplerinde sakladıkları ise daha büyüktür. İslam’a ve kavramlarına savaş açmışlar, ümmetin kutsallarını küçümsemişler, değişmezlerini sorgulamışlar ve sonunda Müslüman ailesini parçalamak için aileye sızmışlardır. Dinimizi ve ümmet olarak varlığımızı savunmak boynumuzun borcudur. Küfür sistemlerini ve ajanlarını ortadan kaldırmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için elimizden geleni yapmalıyız. Hilafeti ya izzetli bir yaşam ya da onurlu ve şerefli bir ölüm olarak görüp ölüm kalım meselesi haline getirmeliyiz.
فَسَتَذْكُرُونَ مَا أَقُولُ لَكُمْ وَأُفَوِّضُ أَمْرِي إِلَى اللهِ إِنَّ اللَّهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ“Siz, benim size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben bütün işlerimi Allah’a bırakıyorum. Şüphesiz Allah kullarını çok iyi görendir.” [Mümin 44]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Irak Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |
E-Mail: huti53@yahoo.com |