حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
No: RK–BA–2023–MB–TR–13 |
H. 19 Safer 1445 M. Pazartesi, 04 Eylül 2023 |
“Bir mümin hakkında ne akrabalık ne de antlaşma gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.” [Tevbe 10]
Bir haftayı aşkın bir süredir Kerkük şehrinde tam bir kaos yaşanıyor. Irak Başbakanı’nın, 16 Ekim 2017 olaylarından bu yana Irak hükümetinin elinde bulunan Kerkük Harekât Komutanlığı Karargâhını Kürdistan Demokrat Partisi’ne devretme çağrısı üzerine Kürt göstericiler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Bunun sonucunda toplanan kalabalık, karargâhın devredilmesini protesto etmek amacıyla ortak operasyonlar karargâhı önünde oturma eylemi düzenledi, Kerkük’ü Erbil’e bağlayan ana yolu kapattı.
2 Eylül 2023 Cumartesi günü yolların kapatılmasına son verilmesi ve Demokrat Parti’nin genel merkezine geri dönmesi talebiyle kentte Kürdistan Demokrat Partisi yanlısı gösteriler düzenlendi. Bunun üzerine Kürt göstericiler, polis ve Haşdi Şabi arasında çatışmalar çıktı, silahlar kullanıldı. Kentteki polis kaynakları, ölü sayısının 4’e yükseldiğini, 15 sivilin de yaralandığını bildirdi. Ardından başbakan, şiddetin artmasını önlemek amacıyla şehirde sokağa çıkma yasağının uygulandığını bildirdi.
3 Eylül 2023 Pazar günü, Federal Yüksek Mahkeme iade işlemlerinin ertelenmesine karar verdi. Mahkeme, resmi görevi ve Başbakan hakkında ve resmi görevi ve Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı hakkında il kararı yayınladı. İl kararının orijinal kararla aynı olmadığını, geçici tedbirle sınırlı olduğunu belirtmekte fayda var.
Bu olayları takip edenler, Irak hükümetinin ne kadar kırılgan ve zayıf olduğunu, sokaklar ve silahlı gruplar üzerindeki kontrolünü kaybettiğini görür. Tüm tarafların çağrısı üzerine Irak Cumhurbaşkanı Abdül Latif Cemal Reşid’in Kerkük’te her türlü tehdit ve güç kullanımından kaçınılması, es Sudani’nin kararından ve göstericilerin Başbakan’a yönelik tehditlerinden vazgeçmesi çağrısında bulunması, göstericilerin karargâhı teslim etmeyecekleri ve gerekirse Kerkük’ü yakmaya hazır olduklarını dair söylemleri bunu göstermektedir.
Ey Irak Müslümanları! İşgalci kafir, federal sistem dayatarak ve Irak halkını siyasi olarak Şiilere, Sünnilere ve Kürtlere bölerek Irak’ı parçaladı. Mezhepsel ve etnik çekişmelerle bu bölünmenin siyasi değil, halkın kararı olması için hâlâ canhıraş çalışmaktadır.
لَا يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلّاً وَلَا ذِمَّةً“Mümin hakkında ne bir ahit, ne de bir antlaşma gözetiyorlar.” [Tevbe 10] Kerkük şehri saatli bomba gibidir ve işgalci Amerika’nın elindeki bir kozdur. ABD, bu kozu Bağdat’taki federal hükümete baskı yapmak amacıyla fitneyi körüklemek veya Kürt kamuoyunu kışkırtmak üzere kullanılabilir. Kerkük şehri ekonomik öneme haizdir, Kerkük’te 240’tan fazla petrol kuyusu vardır. Görünüşe göre bu karar, Amerika’nın bölgedeki hamleleriyle eş zamanlı olarak Irak hükümetine uygulanan baskıların bir sonucudur. Karar, Irak hükümetinin çıkarından daha ziyade yaklaşan yerel seçimler nedeniyle Kürdistan Demokrat Partisi’nin yararınadır.
Ey Müslümanlar! Daha ne zamana kadar fitnenin ve düşmanınızın planlarının yakıtı olacaksınız? Dün sömürgeci kafir, Hilafetinizi elli küsur devletçiğe bölmüş ve aralarına koyduğu hayali sınırlar yüzünden kavga etmelerini sağlamıştır. Bugünse ülkeyi mezhepsel, milliyetçilik ve etnik temelde parçalayarak, öncekinden daha sinsi bir planı size dayatmaktadır. Bölünmeyi kalıcı hale getirmek için halkı bu suç planına hazırlıyor. Artık uykunuzdan uyanıp boynunuzdaki zilleti üzerinizden atmanın zamanı gelmedi mi? Artık İslami kimliğinize çağrıda bulunup mezhepçilikten, milliyetçilikten, etnisiteden kurtulmanın zamanı gelmedi mi? Düşmanınızın projelerine hizmet etmek için büyük ve ucuz fedakarlıklar yapmak yerine dininize yardım etmek için onurlu fedakarlıklar yapmanızın zamanı gelmedi mi?
Ey Müslümanlar! Sizi İslam’ı yeniden hayat sahasına döndürmek, Allah’ın Şeriatını uygulamak, dünya ve ahiret izzeti için çok çalışmaya çağırıyoruz. Bilin ki Allah, bizi boşuna yaratmamıştır, bu işi bize farz kılmıştır, bütün şeref ve şanınız ondadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
لَقَدْ أَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ كِتَاباً فِيهِ ذِكْرُكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ“Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” [Enbiya 10] Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğu gereği bu şan ve şerefe ancak Allah’a iman ederek, kitabını hakem kılarak, Tâğût’u inkar ederek ve anayasasını reddederek ulaşılır.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَن يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa 60]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Irak Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |
E-Mail: huti53@yahoo.com |