Binlerce felakete bir yenisi daha eklendi. Felaketler acılı Irak halkının hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hıristiyan çoğunluğun yaşadığı Musul’un Hamdaniye ilçesinde bir düğün salonunda meydana gelen yangında 100’den fazla kişi hayatını kaybetti, onlarcası da yaralandı.

Bu ilk değil, öncesinde de pek çok trajik olay yaşandı, en önemlisi şunlardır:

- 2013 yılında Bağdat’ta Dicle nehri kıyısına demirlenmiş yüzen Lübnan restoranının batması sonucu yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti.

- Mart 2019’da Musul’da bir feribotun batması sonucunda 120’den fazla kişi hayatını kaybetti, bazıları da kayboldu.

- Temmuz 2021’de Zi Kar Valiliğindeki El Hüseyin Hastanesinde çıkan yangında, yaklaşık 64 kişi yaşamını yitirdi, onlarcası da yaralandı.

- Aynı yıl başkent Bağdat’taki İbnü’l-Hatib Hastanesi’nde çıkan yangında yaklaşık 82 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı.

- Buna ek olarak kuzey ve güneydeki buğday tarlalarında mevsimsel yangınlar meydana geldi.

Bütün bu ve daha birçok trajik olayda Irak halkı, ciddi bir önlem alınmadığına ya da gerçek bir çözüm ortaya konulmadığına tanık oldu. Bu olayların ardından başlatılan soruşturmalar ve hükümetin aldığı tedbirler, Iraklıların hayatlarını koruyamamış ve can kayıpları serisini önleyememiştir. Bunun nedeni, ülkedeki yaygın yolsuzluktur.

Macit Şenkali (Irak Parlamentosu Sağlık ve Çevre Komitesi Başkanı) El Cezire Net’e verdiği röportajda, “Yasaya göre ticari tesislerin periyodik olarak denetlenmesi Irak’taki Sivil Savunma’nın işidir. Ancak ne var ki yetkililerin ve nüfuz sahibi kişilerin müdahalesi kanunun uygulanmasını engellemektedir. Devlet kurumlarındaki yaygın yolsuzluk, olup bitenlerin başlıca nedenidir. Özel ve kamu sektörü yatırımlarının %95’i, acil çıkış kapıları, erken uyarı sistemleri, yangınla mücadele ve güvenlik koşulları dahil olmak üzere sivil savunma gerekliliklerinden tamamen yoksundur.” dedi.

Soruşturma sonucunda, Hamdaniye’de bazı yetkililer görevden alındı ve düğün salonu müdürü tutuklandı. El Yevm gazetesinin haberine göre Musul Süryani Katolik Başpiskoposu Mar Benedict Younan Hanno bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Gazetecilere yaptığı açıklamada Hanno, “Soruşturmanın sonuçları kabul edilemez ve yaşanan gerçeği yansıtmıyor.” dedi.

Hanno, soruşturma komitesinin görgü tanıklarının ifadelerini dikkate almadığına dikkat çekerek, uluslararası kurumların trajik olayı soruşturmasını talep etti. Hükümetin yaptığı tüm soruşturmalar, ülkedeki felaketlerin sebebini kazalara bağlıyor. Olan bitene sessiz kalmamalıyız. Görevden almalar ve istifalar siyasi tasfiyelerin bir parçası olabilir” diye konuştu.

Ey Irak halkı! İktidarı ve velayeti bir ganimet, zenginliğe ve refaha giden bir yol olarak görenlerle, ağır bir emanet ve büyük bir sorumluluk olarak görenler arasında büyük bir fark vardır. Ebu Zer’den rivayet edildiğine göre

يا رَسولَ اللهِ، أَلَا تَسْتَعْمِلُنِي؟ قالَ: فَضَرَبَ بيَدِهِ علَى مَنْكِبِي، ثُمَّ قالَ: «يا أَبَا ذَرٍّ، إنَّكَ ضَعِيفٌ، وإنَّهَا أَمَانَةُ، وإنَّهَا يَومَ القِيَامَةِ خِزْيٌ وَنَدَامَةٌ، إلَّا مَن أَخَذَهَا بحَقِّهَا، وَأَدَّى الذي عليه فِيهَا “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni memur tayin etmez misin?” dedim. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem “Bu sözüm üzerine, elini omzuma vurdu ve sonra da “Ey Ebu Zer, görüyorum ki sen zayıfsın. O (yönetim sorumluluğu) ise, bir emanettir. O, onu (yönetimi) hakkıyla alan ve o hususta üzerinde olanı yerine getiren kimse dışında, kıyamet günü utanç ve pişmanlıktır.” ^[Müslim] Kamu velayeti ciddi bir iştir, yönetici dünya ve ahirette sonuçlarına katlanır. Yönetici, tebaası arasında hak ve adaleti tesis etmekten sorumludur. Tebaanın haklarını yerine getirmemesi ve görevlerini adaletle eda etmemesi halinde hüsrana uğrayacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ashabı bunu böyle anlamışlardır. Ömer RadıyAllahu Anh bu sorumluluktan o kadar korkuyordu ki işi kendisi yapmak, valilerini ve amillerini takip etmek zorunda kalmıştır. Şu meşhur sözünü söylemiştir: “Dicle’nin kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun hesabı benden sorulur.”

Bütün Müslüman ülkelerin üzerine Hilafet güneşi battığında ve Ruveybida yöneticiler ümmete musallat olduğunda haklar zayi oldu, zulüm hâkim oldu, kaos arttı, yolsuzluk yayıldı.

Ey Irak ve her yerdeki Müslümanlar! Bilin ki, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet dışında güvenlik ve emniyetiniz söz konusu olamaz, kanınızın hürmeti olmaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın üzerinize farz kıldığı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için ciddi bir şekilde çalışmalısınız. Sizi her zaman izzet ve onura çağırdık. Eylemsizliğiniz sadece zillet ve züllü artırmıştır. Bugün artık dayanılmaz bir hal alan bu durumunuzu değiştirmek için önünüzde Rabbinizin emrine uymaktan başka çareniz yoktur. O sizin velinizdir, amellerinizi boşa çıkarmaz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}