Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu

No: RK–BA–2017–MB–TR–07 H. 26 Zilhicce 1438
M. Pazar, 17 Eylül 2017

Self Determinasyon Gerekçesiyle Ülkeyi Bölmek Şeran Haramdır Barzani, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Parlamentosu Şemsiyesi Altında Düşman Planlarını Uyguluyor

Sonuçlardan evet çıksa da böyle bir zamanda referandum sonuçlarına güvenmenin sağlıklı olmayacağı yönünde uluslararası ve bölgesel vetoya rağmen Barzani’nin belirlenen tarihte referandum yapılması konusundaki ısrarı ve çağrılarının ardından Kürdistan Bölgesel Yönetimi Parlamentosu, 15 Eylül 2017 Cuma günü kendi kaderini tayin hakkı bahanesiyle Kuzey Irak’ta sözde Kürt devleti için bağımsızlık referandumu yapılmasını onayladı! Barzani’nin referandum açıklaması yaptığı ilk günden itibaren daha Amerika bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası IŞİD’le Mücadele Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk, Bu ortamda söz konusu bölgede referandum yapmanın yıkıcı sonuçları olabilir.” şeklinde konuştu. [08.06.2017 AFP] İleriki günlerde 11 Ağustos 2017 günü Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesûd Barzani’yi arayan ABD Dışişleri Bakanı Tillerson referandumun ertelenmesini istedi. Bu, uluslararası tepkilerdir. Bölgesel tepkilere gelince, Barzani, Kürt devleti ilanının Kürdistan Bölgesi ile sınırlı kalmayacağını, otomatikman Kürtlerin yoğun ve fırtınalı kıpırdanmalarına neden olacağını, Amerika ve onun Türkiye, İran ve Suriye’deki ajanlarına incitici bir darbe indireceğini çok iyi biliyor... Dolayısıyla kartlar yeniden karılacak, özellikle de Kürt bölgesinde kontrol dışı kıpırdanmalar olacaktır. Bu da belirtildiği gibi sadece siyasi ve manevi değil, maddi hasara da yol açacaktır. Buna göre Barzani’nin bağımsız Kürt Devleti için aldığı referandum kararı, düşmanların yararınadır. Referandum, bölünme ve parçalanmaya kapı aralasa da, iç çekişme ve çatışmaya yol açsa da bölge üzerinde cereyan eden uluslararası çatışmanın bir yansımasıdır. Dahası referandum, Kürtlere siyasi ve ekonomik zarar da verecek, diğer Müslüman kardeşleri ile tek bir ülkede yaşamaktan onları mahrum edecektir. Kürdistan topraklarını Allah’ın kendilerine bahşettiği zenginlikleri yağmalayan sömürgeciliğin yuvası haline getirecek, toprakları açgözlü ülkelerin askeri üsleri ve hava alanları haline dönüşecektir.

Irak, sömürgeci güçlerin işgaline maruz kalmış bir ülkedir. Yabancı işgal nedeniyle Irak, egemenlik ve bağımsızlığını yitirmiştir. Yabancı işgal, Irak’ta söz sahibidir. Bu yabancı işgalin akidesi, Irak Müslümanlarının doktrininden farklıdır. Irak Müslümanlarının hayata bakış açısından farklı bakış açısına sahiptir. Karar merci işte bu yabancı işgaldir. İşgalin daha ilk gününden itibaren Irak’a Yönetim Konseyi atayan yabancı işgal, konseyin üyelerini de bizzat kendi seçmiştir. Konsey üyeleri, Amerikan çıkarına ve kişisel çıkarlarına hizmet eden insanlardan oluşuyor. Konsey üyelerine zerre kadar güvenmeyen Irak halkı, sadakat ve eğilimleri konusunda da onları ihanetle suçluyor. Üstelik karar mercii konsey üyeleri değil, koloni işgal askerleridir. Sözde federasyon, federalizm ya da self determinasyon bahanesiyle milliyetçilik, mezhepçilik ve etnisite baskısı altında kalan bazı Iraklıların, ülkeyi zayıf varlıklara bölme çağrısı gerçekten kalplere acı vericidir. Federal bu varlıklar, ileride kartondan bağımsız devletlere dönüşmenin bir ön girizgâhı olacaktır. Güya bağımsızlığını kavuşan bu devletler hiçbir zaman sömürgecilik boyunduruğundan kurtulamayacaktır. Mezopotamya’nın uzun süre Hilafete başkentlik yaptığında şüphe yok. Moğol ve Tatar saldırılarını geri püskürten, Kudüs’ü haçlılardan kurtaran muhteşem Müslüman komutanlar yetiştirmiştir. O günlerde bir Müslüman, ben Arabım, Kürdüm demek yerine Müslümanım diyor, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah kelimeyi şehadetini getiriyordu. Ta ki ırkçılık, milliyetçilik ve iğrenç mezhepçilik insanlar arasına sızana kadar. Bu tiksindirici cehalet söylemleri insanlar arasına sızdıktan sonra insanlar tefrikaya düştüler, birbirlerinin boyunlarını vurdular. Böylece iğrenç isimleri üreten sömürgeci kâfir, ülkeleri üzerinde hâkimiyet kurdu, onları kontrol altına aldı ve onlara kendi emirleri doğrultusunda yöneten yöneticiler atadı.

Bu durum karşısında biz aşağıdaki gerçekleri kamuoyu ile paylaşıyoruz:

1- Arkasında kendisini böyle bir karara teşvik eden büyük bir güç olmadıkça Barzani, yukarıda da belirtildiği gibi uluslararası ve bölgesel tepkilere karşın kürek çekebilecek kapasitede değildir. Bu güç -kesinlikle-İngiltere’dir, çünkü Barzani ailesi, Osmanlı Devletinin sonlarından bu yana İngilizlere uşaklık etmektedir. İngiltere, referandumu destekliyor. İngiltere’nin Irak Büyükelçisi Frank Baker, 24 Ağustos 2017 tarihinde Barzani ile bir araya geldi. İngiltere’nin Ortadoğu ve Afrika İşleri ile İnsani Yardımlardan Sorumlu Devlet Bakanı Alster Bert’in Erbil’de Kürt yetkililer ile temaslarının ardından Kürdistan24’e konuşan Kürdistan Dış İlişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, İngiltere referandum yapılmasına ve Kürtlerin beklentilerine karşı değildedi. [05.09.2017 Kürdistan24]

2- Barzani’nin referandum yapılması yönündeki ısrarı, görev süresi yasal olarak sona erdiği için muhaliflerin görevi bırakma talebine rağmen iktidarda kalması gibi, merkezi hükümetten aldığı paraların nelere harcandığı ile ilgili açıklama istenmesi ve onun buna yanıt verememesinin ardından idaresindeki yolsuzluk dosyalarını sumen altı etmesi gibi ailesel ve partisel amaçlar içeriyor. Barzani, İngiliz ajanıdır ve şu an hem kendisi, hem partisi hem de ailesi onların zulmünden, baskısından, para ve makam açgözlülüğünden şikâyetçi kitleler nazarında zor durumdadır. Barzani ve hempalarına karşı güçlü bir muhalefet söz konusu olduğu için Barzani, kendisini ve yandaşlarını kurtarmanın derdindedir. Ayrıca Kürdistan devletinin kurucu kahramanı olarak tarihteki yerini almak istiyor. Aynı zamanda İngiliz ajanı olarak Amerikan proje ve planlarına parazit çıkarmaktan da geri durmuyor.

3- Tarih boyunca Müslümanlar, federalizm yani federasyon diye bir sistemle hiçbir zaman tanışmadılar. İslam Devleti, üniter bir devletti. Federal değil üniter yapıya sahipti. Yani ademi merkeziyetçilik değil merkezi yönetime dayalı bir devletti. Batıda Endülüs’ten Doğuda Çin seddine kadar uzanan coğrafi genişlik tek bir Halifenin idaresi altındaydı. Bu coğrafi genişliğin para birimi de tekti. Halife, valileri atayıp azlediyor, orduları donatıp fetihler gerçekleştiriyordu. Devlet başkanları ve krallara elçiler gönderiyor, bu devletlerin elçilerini de kabul ediyordu. Çünkü tek bir Halife atamak farzdır. Bu, Müslümanlar için bir şeri hükümdür. Halifenin emrine itaat edilir. Emri açık ve gizli her yerde nafizdir. Şeri hükümler benimseme yetkisine sahip Halifenin bu benimsedikleri, yürürlükteki yasalar gibi işlev görürler. İslam Devletinin resmi dili, Arapçadır. Zira Kuran’ın dili Arapçadır ve Arapça İslam’ı anlamanın bir aracıdır. Arapça olmadan Şeriatta içtihat olmaz. Müslümanlar Arapçayı gönül rızası ile kabul etmişlerdir. Şeri ilimlerde, Arapça dil biliminde, Fars, Türk, Kürt ve Moğol binlerce bilgin yetişmiştir. Sömürgeci kâfir, çürük milliyetçilik gibi cahiliye sloganı ile Müslümanların birliğini parçalamadan önce içlerinden Halifeler, emirler, sultanlar ve ordu komutanları bile çıkmıştır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem milliyetçilik hakkında şöyle sakındırmıştır:

دَعُوهَا فَإِنَّهَا مُنْتِنَةٌ  Bırakın onu, çünkü o çürüktür.Etnik, mezhepçilik veya hangi temelli olursa olsun Bölgeselcilik, federalizm ya da self determinasyon adı altında Müslümanların bir karış toprağını koparmak İslam’a göre haramdır. Bunu yapanlar ya da bu yönde çağrıda bulunanlar cezaya çarptırılacaktır... Zira Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

فمَن أرادَ أنْ يُفرِّقَ أمرَ هذهِ الأمَّةِ وهيَ جَميعٌ فاضرِبُوه بالسَّيفِ كائِناً مَن كانKim birlik içinde olan bu ümmetin içinde tefrika çıkarmak isterse, kim olursa olsun kılıçla boynunu vurun.[Müslim] Yani: Birlikten dışarı çıkanlara ne pahasına olursa olsun engel olunmalıdır. Çünkü bu, güvenlik ihlalidir ve Müslümanlara zarar verir. Eğer bu, sadece savaş ile önlenebiliyorsa, savaşmak kaçınılmazdır. Yok, savaşmaksızın önlenebiliyorsa, o zaman şer ve ezadan kaçınmak için ne gerekiyorsa yapılır. Bu, İslam’ın söz birliğine, saf bütünlüğüne ve istikrara gösterdiği özeni işaret eder. Dolayısıyla İslam’a göre federalizm (federasyon) kesinlikle haramdır. Çünkü federalizm, devleti iç yapı itibariyle özerk ve kendine özgü yasaları olan bölgelere ayırır. Federal devlette yönetim birliği olsa da aslında pek çok hususta bağımsız varlıklardır. Sadece belirli konularda merkezi yönetime bağlıdırlar. Bu parçalanmışlık haramdır, zira devleti devletçiklere ve kartondan varlıklara bölmenin ilk adımıdır. Kâfir düşman, bu cılız varlıkları hesaba katmaz, kayda değer vermez. Bugün Barzani, uyumlu yaşamın imkânsız olduğu ve self determinasyon bahanesiyle Kürdistan Bölgesi’nin bağımsız devlete dönüşmesini istemektedir.

4- Eminiz, Müslüman Kürt halkı, hâlâ lekesiz bir İslam inancına sahiptir. İslam inancı, Kürtlerin Müslümanların birliğini parçalamak isteyen sömürgeci kâfirin avanesi, Arap ve Türkmen kardeşlerimizi inkâr aracı olmayı reddeder. Allah Subhânehu ve Teâlâ Arap, Kürt ve Türkmenlerin kalplerini birleştirdi de İslam tarihi boyunca tek bir ümmet olarak yaşadılar.

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌMüminler ancak kardeştir[Hucurat 10] Niye olmasın ki zira Kürtler, Mescidi Aksa’yı Haçlı pisliklerinden temizleyen ve İslam diyarının birliğini korumak için gece gündüz çalışan Selahaddin Eyyubi’nin torunlarıdır. Kürt kardeşlerimize diyoruz ki yozlaşmış siyasetçilerin kaprislerine uymayın ve 25 Eylül’de yapılması planlanan referandumu açıkça boykot edin. Referandum, iğrenç işgalin çürük bir meyvesi ve art niyetli sonucudur. Müslümanlara özellikle Irak halkına karşı kurulan politik entrikaların en korkunç olanıdır. Gelin Arap ve Türkmen Müslüman kardeşleriniz ile egemenliğin Şeriata, otoritenin de ümmete ait olduğu tek bir devlet altında birlik içinde yaşayın. Tıpkı Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in tanımladığı gibi tek bir el olmak zorundasınız.

كَالْبُنْيَانِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًاKenetlenmiş bir bina gibidir.İşte müminler, düşmanların planları ve sömürgecilik projeleri karşısında bir binanın tuğlaları gibidir. Düşmanların nüfuzlarını sonlandırmak ve köklerini kazımak için çalışırlar. Er ya da geç sömürgeci kâfir, yok olacaktır. Doğu ve Batısı ile İslam ümmeti, sömürgecilik boyunduruğundan, otoritesinden, ümmetin tefrikasını perçinleyen, kutsallarını ihlal eden yasalardan kurtulmak için can atıyor. Küfür ve zifiri karanlıklardan sonra yeryüzünü aydınlatmak için yakında Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti kurulacaktır.

Ey Müslüman Kürtler! Nerede olursanız olun hakkın yanında yer alın. Gayeniz Allah, Şeriatı uygulamak ve Allah’ın indirdikleri ile hükmetmek olsun. Şeytana fırsat vermeyin ve tuzağını boynuna geçirin. En yüksek sesle deyin ki hüküm Allah’a aittir, milliyetçiliğe, federalizme, mezhepçiliğe ve sözde self determinasyona değil. Evet, hüküm Allah’ındır, Şii veya Sünni olsun, Kürt veya Arap ya da Türkmen olsun Allah’ın indirdikleri ile hükmedenlerindir.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌŞüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Hac 40]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
E-Mail: huti53@yahoo.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER