حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu
No: SE–BA–2022–MB–TR–01 |
H. 14 Raceb 1443 M. Salı, 15 Şubat 2022 |
Politikacılar ve Medyanın Laik Dezenformasyon Kampanyası, İfade Özgürlüğünü Mezara Gömüyor
Son haftalarda çok sayıda insan, ebeveyn ve aile, çocuklarının Sosyal Hizmetler Kurumu tarafından zorla ellerinden alınmasından hoşlanmadıklarını dile getirdi. Yüzlerce insan protesto gösterisi düzenledi, videolar internette viral oldu, çocukların Sosyal Hizmetler Kurumu tarafından ailelerinden zorla alınması uluslararası haber kanallarında gündem oldu. İsveçli politikacılar, yetkililer ve medya, çocukların zorla ailelerinden alınmasını İsveç’i karalamak için yürütülen İslami bir dezenformasyon kampanyası olduğunu belirttiler. Stockholm Belediyesi, Hizb-ut Tahrir / İsveç tarafından düzenlenen Sosyal Hizmetler Kurumu’nun zorla çocuk kaçırması konulu seminerini iptal etti.
İfade özgürlüğü anayasal bir haktır. İslam’a hakaret eden ve meydanda polis koruması altında Kuran yakan gruplar için ifade özgürlüğünden söz edildi. Ama yetkililer ve polisin sorumlu olduğu söylenince, hemen özgürlüğü bir kenara atıverdiler. Bazı bakanlar, Sosyal Hizmetler Kurumu’nun suçlarını savunarak haksız yere eleştirildiğini belirttiler. Yapılan dezenformasyon ve eleştirileri sansürleme çağrısında bulundular. Sosyal İşler Bakanı Lena Hallgren yaptığı açıklamada, “Geçen hafta, hoş olmayan başka bir dezenformasyon türünün yayıldığına tanık olduk. Fake hesaplarda Müslüman çocukların Sosyal Hizmetler Kurumu tarafından kaçırıldığı iddiaları ortaya atıldı.” ifadelerini kullandı. Uyum ve Göç Bakanı Anders Ygeman ise, “Dezenformasyon, nefret ve tehdidin yayıldığı platformlara büyük bir sorumluluk düşüyor. Sosyal medya şirketleri, platformlarda yayılan yasa dışı içeriği kaldırmalıdır. Hükümet, yeni yasa için AB’ye baskı yapıyor.” diye konuştu. Diğer politikacılar ve medya kuruluşları, gerçeği çarpıtmaya, İslam’a saldırarak Sosyal Hizmetler Kurumu’nun suçlarını örtbas etmeye çalıştı. Sabuni, “On beş yıl önce radikal İslamcıların banliyölerimiz için tehdit oluşturdukları konusunda uyarılarda bulundum.” dedi. Ulf Kristersson, “İslamcılar dezenformasyon yaydıklarında ve şiddet eylemlerini kışkırttıklarında açık demokratik toplum savunulmalı... Militan İslam ve siyasal İslam, uzun yıllardır büyük bir sorun haline gelmiştir.” dedi. Sergilenen ikiyüzlülük ortada. Hoşgörü yoksulu demokrasi ve ifade özgürlüğü bayraktarları, Müslümanlardan hoşgörü bekliyorlar.
Politikacılar ve medya, İslam’ı işaret ederek bakışları gerçek sorundan uzaklaştırmaya çalışıyor. Asıl suç, Sosyal Hizmetler Kurumu’nun yersiz gerekçelerle çocukları rastgele zorla ailelerinden almasıdır. Bu, sert ve insanlık dışı bir önlemdir. Aileleri mahveder, çocuklarda travma yaratır, dahası sağlıklarını bozar. Ailelerin ve ebeveynlerin, çocuklarına yönelik terörist uygulamaları eleştirme ve son verilmesi talebinde bulunma hakları var. Siyasetçilerin bu eleştiriyi dikkate almaması, bu politikanın kabulü anlamına gelir! Ve bu politika, ancak ülkede izlenen İslamofobik yani zorunlu entegrasyon politikası ışığında anlaşılabilir.
Aksine medya ve politikacılar, sözcükleri bir silah olarak kullanan eleştirmenleri susturmak istiyor. Hizb-ut Tahrir / İsveç, semineri engellemek için salon girişine 3 polis arabası, onlarca polis memuru ve 6 güvenlik görevlisi konuşlandırılması nedeniyle semineri iptal etmek zorunda kaldı. İsveç ile iktidardakilerin eleştirilmesini yasaklayan diğer polis devletleri arasında ne fark var? İsveç, Çinli olmadıkları gerekçesiyle Müslüman çocukları toplama kamplarına koyan Çin modelini mi takip etmeye çalışıyor?
Bu şiddet politikası zayıflığın göstergesi. Batının sözde hoşgörü ve açıklık yalanını ifşa etmekte. Entegrasyon politikasının başarısızlığı, kaba kuvvetin ana bileşeni haline geldiği bir geçiş dönemini kaçınılmaz hale getirmiştir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir İsveç Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: https://hizb-ut-tahrir.se/ |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.se |