Mübarek Ramazan ayı barış ve huzur ayıdır. Müslümanların bu aya Hilalin gözetlenmesi gibi düşmanca bir sorunla başlaması büyük bir talihsizliktir.

İngiltere ve Fransa arasında imzalanan sömürgeci Sykes-Picot anlaşması, Müslümanları sömürgeci sınırlara böldü. Tepelerine ajanlarını (Müslüman ülkelerdeki mevcut liderler) diktiler. Uzun zamandır Müslümanlar, kendilerini milliyetçilik, vatanseverlik ve bölgeselcilik ile özdeşleştiriyorlar. Her ülkenin kendine özgü âlimleri ve dini konseylerinin olması kötü bir durumdur. Daha da kötüsü, bu konseyler Şeriatın delillerine aykırı aşağılık fetvalar yayınlamaya devam ediyorlar. Oruç ve bayramlar birer ibadettir. Dolayısıyla Müslümanlar, bugün olduğu gibi laik hükümetlerin kaprislerine değil Şeriata uymaları gerekir.

Bu gerçeklikten hareketle hilalin gözetlenmesi ile ilgili olarak küresel ve bölgesel iki görüş söz konusu olmasına rağmen Sykes-Picot etkilerinden ötürü şuan hilalin gözetlenmesi ile ilgili ulusal yeni bir görüşe sahibiz! Bu nedenle iki ülke arasında bir, üç veya dört dakikalık gibi bir fark olsa da dünya çapında ya da aynı ülkede Müslümanlar birlik içinde oruç tutmuyorlar!

Bu laik ulusların Müslümanların birliğine zarar verdiğini açıkça yineliyoruz. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ birliği emretmektedir:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin” ^{[Ali İmran 103]}

Bu ayet, nerede olurlarsa olsunlar Müslümanlara kendilerini İslam ümmetinin bir parçası olarak görmeleri gerektiğini emrediyor. Kendilerini milliyetçi, vatansever ve kabileci olarak tanımlamaları caiz değil. Çünkü bu düşünceler, temeli gereği insanları birleştirmeyen iğrenç düşüncelerdir. Ayrıca bu düşüncelerin bugün ümmeti nasıl da savaşlara sürüklediğine hep birlikte tanık oluyoruz.

Bu durumun sebebi, son sözü söyleyecek olan Hilafet Devletinin yokluğudur. Bu nedenle Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulmasının, Müslümanlar arasındaki bu anlaşmazlıklara ve İslam düşmanlarının onların birliklerini yıkan teşviklerine son vereceğini vurgulamaya devam ediyoruz. Hilafet Devletinde Halife ya da İmam, birliği korumak için Müslümanlara İslami görüşü dayatma yetkisine sahiptir. Söylendiği gibi gerçekten de liderin (İmam) emri anlaşmazlıkları ortadan kaldırır.