13 Haziran 2019 Perşembe günü Hazine Sekreteri Henry Rotich, 2019/2020 yılı bütçe tahminlerini açıkladı. Tahminlere göre bütçe 3,02 trilyon Şilin olacak ve mali açık 607,8 milyar şilin olarak gerçekleşti. Zaten 6,6 trilyon borç batağındaki hükümetin, 45 milyar şilinlik bütçe açığını kapatmak için önümüzdeki mali yılda daha fazla borçlanması bekleniyor. Bu, bu yıl 562 milyar şilin olan cari açıktan oldukça yüksektir. Ayrıca devlet hazinesi, toplam geliri 2.115 trilyon şilin artırmayı hedefliyor.

Hizb-ut Tahrir / Kenya olarak biz şunları vurgulamak istiyoruz:

Tüm geçmiş bütçelerde olduğu gibi 2019/2020 yılı bütçesi de hiç şüphesiz anlamsız harcama kalemleri, abartılı rakamlar ve büyük olasılıkla milyarlarca şilini yutacak mükerrer objeler içeriyor. Kapitalist ekonomilerde bütçe dolgusu olarak bilinen ortak bir terminoloji vardır. Bütçe tasarısını gerçek tahminlerden daha yüksek gösterir. Bu süreçte bütçede majör yolsuzluklar ortaya çıkar. Gelecek mali yılda yağmalanacak şeyler zaten bütçe içerisine konulur. Hem ulusal hem de eyalet hükümetlerinde Yürütme ve Yasama organları, bütçeleri maniple ederek kamu parasını pervasızca aralarında bölüşürler, komisyonculara ve iş insanlarına dağıtırlar.

Ne yazık ki, yıllık bütçe tahminleri, bütçeyi finanse etmek, ödenmemiş verimsiz kredileri geri ödemek için aşırı vergiler yoluyla günlük hayal gücünün ötesinde sağılan yurttaşları daha fazla ekonomik sefalete sürükler. Bu sayede politik sınıfın ve kapitalist yandaşların midesi dolar. Meclis Bütçe Komitesi, 607,8 milyar şilinlik bir finansman açığı öngördü. Açık 324,3 milyarlık dış borçlanma ile finanse edilecek. İç borçlanma yoluyla da 283,5 milyar şilin toplanacak. Bu, dış borçlardaki yüzde 32’lik bir artış nedeniyle faiz oranlarındaki harcamaların yüzde 10 artacağı anlamına geliyor.

Bütçe duyurusu politik sofistikeden başka bir şey değil. Sürekli açlık ve hastalık çeken, çökmekte olan bir eğitim sisteminden mustarip olan bir halkı kandırmak demektir. Açıklanan bu yıllık bütçeler, kitleleri etkisi altına alan endemik ekonomik krizleri asla çözmeyecektir. Çünkü hükümet, sömürgecilerin getirdiği yozlaşmış kapitalist ekonomik modele halen samimi bir şekilde bağlanıyor.

Bu ülkenin entelektüellerini, bir grup emperyalistin sıradan vatandaşlar üzerindeki çıkarlarını destekleyen kapitalizmin başarısızlığını düşünmeye ve görmeye çağırıyoruz. Gerçek çözüm, bu yozlaşmış sistemi yok etmek, yerine İslam ideolojisinin ekonomik modelini koymak ve bu modelin, majör Müslüman ülkelerden birinde kurulacak Nübüvvet metodu üzere Hilafet tarafından uygulanmasını sağlamaktır. Kesinlikle Hilafet, bütçe duyuruları gibi halkla ilişkiler konusunda zaman kaybetmeyecektir. Çünkü şeri hükümler, gelir ve giderleri belirlemiş ve sabitlemiştir. PAYE, KDV vb. gibi kişilerin maaşlarına vergi uygulanmayacaktır. Aksine mineral kaynaklar, savaş ganimeti vb. kamuya has gelir kalemleri var. Bu sayede kamuya zarar vermeden vatandaşların ihtiyaçları karşılanacaktır. Hilafet yeniden kurulduktan sonra Allah’ın izniyle dünya halklarını aşırı zulümden ve endemik yoksulluktan kurtaracaktır.