Kenya Bağımsız Seçim ve Sınırlar Komisyonu (IEBC), seçim sonuçlarından hareketle Başkan Yardımcısı William Samoei Ruto’yu Başkan olarak ilan etti. Açıklamadan kısa bir süre önce IEBC’nin dört üyesi, Başkanlık sonuçlarının “şeffaf olmadığını”söylediler. Ruto’nun rakibi Raila Odinga sonuçları reddetti ve Yüksek Mahkeme’ye başvuracağını belirtti. Uluslararası gözlemciler, seçimlerin barışçıl bir ortamda gerçekleştiğini kaydettiler. Seçimlere 15 yılın en düşük katılımı gerçekleşti.

Hizb ut Tahrir / Kenya olarak biz, şunları vurgulamak istiyoruz:

Demokratik seçimler, bir rejimden diğerine geçişin araçlarıdır. Gelen rejime meşruiyet verir. Bu süreç, gerçek oyları yansıtmaz, aksine yeni yönetime meşruiyet kazandırır. Sonuç olarak, tüm süreç demokrasinin bir yüzüdür, aslında seçim olmuyor seçmeler oluyor. Buna ek olarak, ‘özgür, adil ve şeffaf seçimler’ sömürgeci Batının, illüzyon yaratmak için kullandığı bir kozdur.

Seçmenin ilgisizliği, çoğu vatandaşın, özellikle de gençlerin, uzun süredir acil sorunlarını çözemeyen liderliğe olan inancını yitirdiğini açıkça göstermektedir. Vatandaşlar, liderlerdeki siyasi egoyu fark ettiler, vatandaşların çıkarları ve refahı bir numaralı öncelikleridir! Kapitalizm doğası gereği siyasi husumet ve açgözlülük yaratır, böylece sıradan vatandaşı temel ihtiyaçlarını karşılamaktan mahrum bırakır.

Kategorik olarak biz, bozuk kapitalist ideolojinin siyasi dokunulmazlık, yaygın yolsuzluk, enflasyon ve güvensizlik gibi Kenya’nın karşı karşıya olduğu tüm siyasi sorunların temel nedeni olduğunu belirtiyoruz. Bu krizler sadece Kenya’nın değil tüm dünyanın sorunlarıdır. Kapitalizm, zenginleri daha da zenginleştirirken yoksulları da iliklerine kadar sömürür. Sonuçta zengin ile yoksul arasında büyük uçurum oluşur. Herhangi bir dönem ve zamanda yapılan demokratik seçimler, asla bir liderlik üretemez. Sömürgeci kapitalist güçlerin nüfuz alanları için çalışan devlet adamları üretir.

Kenya ve tüm dünya, İslam’a ve politik yönetim sistemine (Hilafet) gerek duyuyor. Hilafet, insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara net çözümler üretir. İslam, siyaseti insanların işlerini samimiyetle gütmek olarak tanımlar. İslam’a göre siyaset, kendi çıkarları için mücadele eden politikacılar arasında bir iktidar mücadelesi değildir. Bu sistemde siyasi partiler, araç değildir, ümmetin çıkarlarına karşı kullanılamazlar. Tam tersine siyasi partiler, liderlerin sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini ve tüm vatandaşlara haklarını teslim edip etmediklerini denetlerler.