حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LB-BA-2024-MB-TR-07 |
H. 9 Zilka’de 1445 M. Cuma, 17 May 2024 |
Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti Gösterisi
“Yerinden Edilmiş İnsanlar Bizim Kardeşlerimizdir”
Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, cani Esed rejiminin zulmünden kaçarak güvenlik ve barınak talebiyle Lübnan’daki kardeşlerine sığınan Suriyeli yerinden edilmiş insanlar ve mültecilere, büyüdükleri ve eğitim gördükleri evlerine geri dönme olanağı sunulana kadar desteğini bildirmek üzere Trablus kentinde kitlesel bir oturma eylemi düzenledi. Oturma eyleminde Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Şeyh Dr. Muhammed İbrahim ve Hizb-ut Tahrir üyesi Ahmed el-Şemali birer konuşma yaptı. Konuşmalarında şu konulara değindiler:
* Bizim ve yerinden edilmiş kardeşlerimizin durumu ve onlarla olan ilişkimiz Yüce Rabbimizin şu sözlerinin özetidir:
وَالَّذِينَ تَبَوَّؤُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ“Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” [Haşr 9]
* Irkçılar iki gruptur: Bazıları kokuşmuş ırkçılardır, bu ülkenin kendilerine ait olduğunu sanırlar. Çoğu, genelde İslam Devleti’nin, özelde Şam halkının misafiri olduğunu unutuyor. Diğer grup ise bu ülkeye nasıl geldiklerini unutanlardır, bugün bile hala Arapça diline tam olarak hâkim değillerdir ve herhangi bir şey olduğunda bu ülkeden kaçmak için birkaç pasaporta sahip olan kimselerdir! Bu iki grup, nefret dolu ve unutkan ırkçılardır. Eğer onları görmezden geliyor ve onları isimleri ve nitelikleriyle anmıyorsak, bu, İslam’a ve Müslümanlara olan nefret dolu ırkçılıklarını ve kinlerini bilmemizden kaynaklanmaktadır! Bu yüzden kendilerine uzatılan eli ısırmaları pek de şaşırtıcı değildir!
* Müslümanlara mensup bazılarına gelince, ırkçılara şefkat ve sevgi göstermekte, onlara eylemlerini aklayacak çek sunmakta, kendilerini onlardan sorumlu tutup onlara can simidi olmaktadır... Müslüman olarak tek bir ümmet gibi değil, menfur mezhepçiliği, iğrenç hizipçiliği ve kokuşmuş ırkçılığıyla Lübnan durumunu yaşayanlar, Allah Azze ve Celle’nin şu ayetinde bildirdiği kimseler gibidirler:
فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ“İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.” [Maide 52]
Başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere Müslümanlara, özellikle de Trablus halkına mensup bu politikacılara diyoruz ki: Neden kendinizi bu ırkçıların önüne attınız ve kime karşı? Bu eğilim karşıtı Lübnanlı Müslümanlara karşı mı? Lübnanlı Müslümanların, yerinden edilmiş insanların davasını benimsediklerini, onların bizim halkımız olduğunu, bizim onlardan, onların da bizden olduklarını net bir şekilde ifade ettiklerini duymuşunuzdur.
* Babasıyla birlikte Suriye ve Lübnan’da korkunç şeyler yapmış olan cani Beşşar Esed rejimiyle ilişkileri normalleştirmek için bir çıkış yolu aradığınızın farkındayız. Bakın, Bahreyn’deki Arap Birliği Zirvesi marjında Suriye rejimi ile iletişim kurmaya başladılar bile! Hükümet, bu teması resmi olarak duyurmamakla birlikte yerinden edilmiş insanlar dosyası kisvesi altında gizlice medya üzerinden aktarmıştır!
* Amerika’nın bölgeyi nasıl yönettiğinin, bölgeyi ve sorunlarını kendi çıkarları doğrultusunda nasıl manipüle ettiğinin farkındayız! Ancak, yerinden edilmiş insanları, komplonuzun ve Amerikalı efendinize itaatinizin bir yakıtı haline getirmeye çalışmanız konusunda sizi uyarıyoruz! Mezhepçi ırkçıları da fitne ateşini körüklemek için sorunlar uydurarak ateşle oynamamaları konusunda uyarıyoruz! Bugünkü Müslümanlar sizin savaş lortları olduğunuz günlerdeki Müslümanlar değildir, o yüzden sakın bu sapağa sapmayın.
* Yerlerinden edilmiş halkımızın işlerinin düzenlenmesine gelince, adaletsizlik, haksızlık ve düşmanlık olmadığı sürece işlerinin düzenlenmesine bir itirazımız yok!
* Lübnan rejiminin, yargılamadan hapishanelerinde keyfi olarak tuttuğu yerinden edilmiş tutuklu kardeşlerimize gelince, mümkün olan tüm yollarla iade edilmelerine karşı çıkacağız. Müslüman avukat ve hukukçuları da bu dosyada birlik olmaya çağırıyor, düşünce tutuklusu yerinden edilmiş kardeşlerimizin başına gelebileceklerden insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını sorumlu tutuyoruz. Zira Suriye’deki suç rejiminin diğerlerine yaptığı gibi onları da tasfiye etmeye çalışacağını biliyoruz!
* Genel olarak Müslümanlara da diyoruz ki:
Yerlerinden edilenler sizin kardeşlerinizdir, canlarıyla, dinleriyle ve çocuklarıyla kaçıp size sığınmışlardır, bu yüzden onları düşmanınıza ve düşmanlarına teslim etmeyin ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözlerini örnek edinin:
الْمُسْلِمُأَخُوالْمُسْلِمِلَايَظْلِمُهُوَلَايُسْلِمُهُوَمَنْكَانَفِيحَاجَةِأَخِيهِكَانَاللَّهُفِيحَاجَتِهِوَمَنْفَرَّجَعَنْمُسْلِمٍكُرْبَةًفَرَّجَاللَّهُعَنْهُكُرْبَةًمِنْكُرُبَاتِيَوْمِالْقِيَامَةِوَمَنْسَتَرَمُسْلِماًسَتَرَهُاللَّهُيَوْمَالْقِيَامَةِ“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu teslim etmez. Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, bir Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da kıyamet günü onu örter.”
* Müslümanları halklar, milletler ve ülkeler olarak değil, tek bir ümmet olarak görmek farzdır. Ümmetin arası sözde ulusal sınırlarla ayrılmıştır. Bu sınırlar, ümmeti parçalamış, sömürgeci kâfirin sömürgeci çıkarlarına hizmet etmek üzere yarattığı rejimleri korumak için oluşturulan bir çittir. Sömürgeciliğin dayattığı gerçekliği tanımak bir yana, onu pekiştirmek ve yarattığı koşulları normalleştirmeye çalışmak ne caizdir ne de doğrudur.
* İslam ümmeti, İslam akidesi, İslam kavramları ve İslam Şeriatıyla birbirlerine bağlı, diğer milletlerden ayrı bir ümmettir.
* Şeyh Nebil Rahim, İslam kardeşliğine, yerinden edilenlerin teslim edilmesinin haramlığına ve Lübnan halkının ırkçı söylemleri reddetmesi gerektiğine değindiği güzel bir konuşma yaptı. Ekonomik krizin, yerinden edilmiş insanların değil, hırsızların ve yolsuzluk yapanların bir krizi olduğunu vurguladı.
Sonuç olarak Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, ırkçılar, münafıklar ve ikiyüzlüler hoşlanmasa da hakkı üstün kılana ve batıl ortadan kaldırılana kadar bu meseleyi takip etmeye devam edeceğini vurguluyor. Adalet ve rüşt devleti olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti kuruluncaya kadar hak pozisyon almaya, hak sözü söylemeye, İslam’a yabancı her fikirle fikri mücadelede ve Müslüman ülkelerdeki yozlaşmış rejimlere karşı siyasi mücadelede bulunmaya devam edeceğini belirtiyor. Bilindiği üzere Hilafetin gölgesi altında Müslüman ve gayrimüslim vatandaşlar olacak, dinlerine bakılmaksızın güvenlik ve koruma talebiyle kendisine sığınanlara sığınak sağlayacaktır.
وَإِنْ أَحَدٌ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ فَأَجِرْهُ حَتَّى يَسْمَعَ كَلاَمَ اللّهِ ثُمَّ أَبْلِغْهُ مَأْمَنَهُ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَعْلَمُونَ“Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah’ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.” [Tevbe 6] Allah’ın izniyle bu yakında gerçekleşecektir. Bölgedeki durum her an büyük değişimlere gebe. Bu yüzden İslam’ın ve Müslümanların yanında olun.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon Telefon: 03–155103 / 03–446709 www.tahrir.info |
Fax: 06–629524 E-Mail: ht@tahrir.info |